"İçtihat Metni"
İtirazname No : 2022/140721
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 10. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza (CMK’nın 250. maddesi ile görevli)
SAYISI : 177-393
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanığın, suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 220/2-3. maddesi uyarınca 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına; teşebbüs aşamasında kalan nitelikli yağma suçundan TCK’nın 149/1-c-g ve 35/2. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına; neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan ise TCK’nın 87/3. maddesi uyarınca 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve tüm suçlar yönünden aynı Kanun’un 53 ve 58/9. maddeleri uyarınca hak yoksunluğuna ve cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK’nın 250. maddesi ile görevli) verilen 23.12.2010 tarihli ve 177-393 sayılı hükümlerin, sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 10. Ceza Dairesince 22.09.2021 tarih ve 6782-9078 sayı ile; suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine, diğer hükümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
II. İTİRAZ SEBEPLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 12.12.2022 tarih ve 140721 sayı ile; "Sanık hakkında örgüte üye olma suçundan düşme kararı verilmesine rağmen nitelikli yağma ve neticesi sebebi ile ağırlaştırılmış yaralama suçlarından TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanmasına karar verildiği, 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin, örgüt mensubu suçlu hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına hükmünü içeren ve örgüt mensubu suçlu hakkındaki mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak uygulanan infaza ilişkin bir düzenleme olduğu, oysa ki sanık hakkında, örgüt suçundan düşme kararı verildiği, dolaysıyla 5237 sayılı Kanun’un 58/9. maddesinin nitelikli yağma ve neticesi sebebi ile ağırlaştırılmış yaralama suçlarında uygulanmasının mümkün olmadığı, sanığın sabıkasında tekerrüre esas başkaca ilamının bulunduğu, mükerrirlik uygulanırken 5237 sayılı TCK’nın 58/9. maddesi yerine 58/6-7. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği, sanığın sabıkasında yer alan ilamındaki suçuna ilişkin cezanın tekerrüre esas alınması gerektiği," görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 10. Ceza Dairesince 25.01.2023 tarih ve 16217-545 sayı ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
III. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
İtirazın kapsamına göre inceleme sanık ... hakkında teşebbüs aşamasında kalan nitelikli yağma ve mağdur ...'a yönelik neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgüte üye olmak suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilen sanık hakkında nitelikli yağma ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinde TCK’nın 58. maddesinin 9. fıkrasının uygulanmasının mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
IV. OLAY VE OLGULAR
İnceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında örgüt kurmak ve yönetmek; sanık hakkında örgüte üye olmak; sanık ve TCK’nın 220/5. maddesi delaletiyle inceleme dışı sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama; ayrıca sanık, inceleme dışı sanık ... ve TCK’nın 220/5. maddesi delaletiyle inceleme dışı sanık ... hakkında teşebbüs aşamasında kalan nitelikli yağma suçlarından kamu davası açıldığı,
Yapılan yargılama sonucunda Yerel Mahkemece; sanık ve inceleme dışı sanıkların müsnet suçlardan mahkûmiyetlerine, TCK'nın 149. maddesinin birinci fıkrasının "c" ve "g" bentleri gereğince sanıkların cezalarında artırım yapılmasına, ayrıca örgüt mensubu suçlu oldukları kabulüyle haklarında TCK'nın 58. maddesinin 9. fıkrası uyarınca cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği,
Özel Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda inceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında örgüt kurmak ve yönetmek suçundan; sanık ve inceleme dışı sanık ... hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçundan; sanık ile inceleme dışı sanıklar ... ve ... hakkında teşebbüs aşamasında kalan nitelikli yağma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerinin onanmasına, sanık hakkında örgüte üye olma suçundan açılan kamu davasının ise zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği,
Sanığın adli sicil kaydı incelendiğinde suç tarihi itibarıyla tekerrüre esas sabıkasının bulunmadığının görüldüğü,
Anlaşılmaktadır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Açıklamalar
TCK'nın "Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular" başlıklı 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası şöyledir;
"Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.".
Özel tehlikeli suçlular arasında sayılan "örgüt mensubu suçlu" da TCK'nın "Tanımlar" başlıklı 6. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde; "Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi, anlaşılır." şeklinde tanımlanmıştır.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 108. maddesinde düzenlenen mükerrirlere özgü infaz rejimi; özel bir infaz rejimi olmayıp tekerrür veya özel tehlikeli suçluluk hâllerinde hükümlünün şartlı salıverilmeden yararlanabilmesi için infaz kurumunda geçirmesi gereken süreyi uzatan özel bir durumdur. Maddeye göre, mükerrir ve özel tehlikeli suçlular, mahkûm oldukları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuz dokuz yılını, müebbet hapis cezasının otuz üç yılını ve süreli hapis cezasının üçte ikisini infaz kurumunda iyi halli olarak geçirmeleri durumunda şartlı salıvermeden yararlanabilecektir. Bununla birlikte, TCK'da tekerrür, mahkûm olduğu hapis cezasının infazından sonra kişi hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının nedeni olarak görülmüştür.
5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin dördüncü fıkrası da; "Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuzaltı yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler..." şeklinde düzenlenmiştir.
Özel tehlikeli suçlular düzenlenmesine ilk kez TCK'da yer verilmiş olup kanun koyucu itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi ve örgüt mensubu suçluyu özel tehlikeli suçlu olarak kabul etmiştir. Özel tehlikeli suçlular bakımından, mükerrerliğin şartları oluşmaksızın mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması esası getirilmek suretiyle, cezanın özel önleme amacı ön plana çıkarılmıştır. Söz konusu kişilerin özel tehlikeli olarak kabulünün sebebi ise diğer suç faillerine göre suça eğilimlerinin yüksek olmasıdır.
TCK'nın 6. maddesinin birinci fıkrasının (j) bendinde örgüt mensubu suçlular arasında sayılan "örgüte katılan" kişi tabiri, aynı Kanun'un 220. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen örgüte üye olma suçunu işleyen kişileri kapsamaktadır. Dolayısıyla sanığın örgüte katılan sayılabilmesi için öncelikle suç işlemek amacıyla kurulan örgütün üyesi olması gerekmektedir. Zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi hâlinde ise sanığın örgüt üyesi olup olmadığı sabit olmadığından örgüte katılan olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yerel Mahkemece sanığın örgüt mensubu suçlu olarak kabulüyle suç işlemek amacıyla kurulan örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen nitelikli yağma ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden TCK'nın 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiş ise de müsnet örgüte üye olma suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği ve inceleme konusu dosya kapsamı itibarıyla sanık hakkında örgüt mensubu suçlu olarak kabul edilmesine yol açacak şekilde örgüte üye olma suçundan verilmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; örgüt mensubu suçlu olmayan sanık hakkında nitelikli yağma ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçları yönünden TCK'nın 58. maddesinin dokuzuncu fıkrasının uygulanma imkânının bulunmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne, Özel Dairenin onama kararının, sanık hakkında nitelikli yağma ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine ilişkin kısmının kaldırılmasına, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan Yerel Mahkeme hükümlerinin, tekerrüre esas sabıkası bulunmayan sanık hakkında "Sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK'nın 58/9. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" şeklindeki ifadelerin tamamen çıkarılması suretiyle düzeltilerek onanmalarına karar verilmelidir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22.09.2021 tarihli ve 6782-9078 sayılı, sanık ... hakkındaki nitelikli yağma ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçlarından verilen onama kararlarının KALDIRILMASINA,
3- İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK'nın 250. maddesi ile görevli) 23.12.2010 tarihli ve 177-393 sayılı sanık hakkında nitelikli yağma ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama suçlarından kurulan mahkûmiyet hükümlerinin, sanık hakkında örgüte üye olma suçundan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği, hakkında örgüte üye olma suçundan bir mahkûmiyet kararı bulunmadığı ve sanığın örgüt mensubu suçlu olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden, kurulan mahkûmiyet hükümleri yönünden TCK'nın 58. maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezalarının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
Ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrası gereğince karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün görüldüğünden, suç tarihi itibariyle tekerrüre esas sabıkası bulunmayan sanık hakkında belirtilen suçlar yönünden kurulan mahkûmiyet hükümlerinde yer alan "Sanık hakkında hükmolunan cezanın TCK'nın 58/9 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına" şeklindeki ifadelerin tamamen çıkarılması suretiyle sanık hakkında kurulan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.