"İçtihat Metni"
YARGITAY DAİRESİ : Ceza Genel Kurulu
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 1-1
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nda düzenlenen askeri eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan sanık ...'ın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-b; sanık ...'nin ise aynı Kanun'un 223/2-e maddeleri uyarınca beraatlerine ilişkin İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Yargıtay 7. Ceza Dairesince kurulan 06.02.2023 tarihli ve 1-1 sayılı hükümlerin, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ve katılan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının onama-bozma istekli 23.03.2023 tarihli ve 34802 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan ... vekilince; sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün; sanığın zimmetinde bulunan askeri eşyanın, evinde yapılan aramada bulunduğu belirtilmiş ise de bahse konu askeri eşyanın kısmen veya tamamen tahrip edilip edilmediği hususunda bir değerlendirme ve inceleme yapılmaması, eşyanın tahrip edilmediği belirlendiğinde ise sanığın iş yerinde kullanması gereken telefonu kıtadan çıkarıp özel alanda bulundurarak askeri eşyanın kullanım amacına da aykırı davranışta bulunup özel menfaat için kullanıldığının gözetilmemesi; sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün; sanığın gerekli özeni göstermeksizin suça konu askeri eşyayı eski askeri savcı ... ...'nin odasında bırakmış olmasının sanığın özür durumu olarak kabul edilemeyeceğinin ve zilyetliğini terk ettiği eşyanın kaybından sorumlu olacağının gözetilmemesi gerekçeleriyle kararın kanuna aykırı olduğundan bahisle; Yargıtay Cumhuriyet savcısınca; sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün; gerekçede sanığın kusurunun ispatlanamadığının belirtilmesine rağmen CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verilmesi sebebiyle hükmün gerekçesi ile uygulama maddesinin çelişmesi, makamında olmadığı zamanlarda sanığa ulaşılabilmesi için verilen telefonu sürekli yanında taşıması gerekirken herhangi bir tedbir almayarak başkasının odasında bırakıp farklı bir yere gitmesinde ihmali bulunması ve cep telefonunun bırakıldığı yerde yapılan aramada bulunmaması, iletişimin tespiti kayıtlarının savunmasını desteklememesi, başkası tarafından alındığına ilişkin tespitin olmaması hususları dikkate alındığında sanığın özründen de bahsedilemeyeceği gerekçeleriyle usule ve Kanun'a aykırı olduğundan bahisle hükümler temyiz edilmiştir.
III. İNCELEME KAPSAMI VE KONUSU
Ceza Genel Kurulunca sanıklar hakkında 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nda düzenlenen askeri eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan kurulan beraat hükümlerinin isabetli olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi yapılmıştır.
IV. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
... Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yapılan soruşturma sonucunda 29.09.2021 tarihli kanaat raporuna göre; 15.07.2016 tarihinde FETÖ/PDY terör örgütü tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi sonrası yapılan idari tahkikat sonucunda;
... Adalet İşleri Başkanı (Hâkim Albay) olarak görev yapmakta iken ... Komisyonunca askeri hâkimlik mesleğinden çıkarılan, 20.07.2016 tarihinde FETÖ-PDY dosyası kapsamında 20.07.2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan sanık ...'a 15.07.2016 tarihinden önce makam telefonu olarak tahsis edilen 5805KK0499145 stok, 351821073810719 IMEI ve 05.. 5.. 5. .. hat numaralı, Samsung marka Galaxy J5-500F model cep telefonunun ilgili birime teslim edilmediğinin,
Genelkurmay Başkanlığı Hukuk İşleri Müdürü (Hâkim Albay) olarak görev yapmakta iken ... Komisyonunca askeri hâkimlik mesleğinden çıkarılan, FETÖ-PDY dosyası kapsamında hakkında adli işlem yapılarak tutuklanan sanık ...'ye 15.07.2016 tarihinden önce makam telefonu olarak tahsis edilen Genelkurmay Adli Müşavirliği envanterinde kayıtlı, 355234039764788 IMEI, 5805KK0138932 stok ve 05.. 1.. 2. .. hat numaralı Nokia marka 6300 model cep telefonunun ilgili birime teslim edilmediğinin,
Tespit edilmesi nedeniyle sanıklar ... ve ... hakkında soruşturma emri verilmesinin uygun olduğu kanaati üzerine Milli Savunma Bakanı tarafından 22.12.2021 tarihinde soruşturma izni verildiği ve dosyanın 28.12.2021 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 17.01.2022 tarihli ve 2687-1421 sayılı yetkisizlik kararı ile; birinci sınıf askeri hâkim olmaları sebebiyle sanıklar hakkında görev yaptıkları en yakın yer Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yapılması gerektiğinden dosyanın Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca 31.01.2022 tarih ve 1097-103 sayı ile; 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nda düzenlenen askeri eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan sanıklar hakkında iddianame düzenlenmesi üzerine Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesince 16.03.2022 tarih ve 43-41 sayı ile; sanıklar hakkında 1632 sayılı Kanun'un 130/1, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddeleri uyarınca yargılanmaları amacıyla son soruşturmanın açılmasına karar verildiği,
Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından yapılan kovuşturma sırasında Yargıtay 3. Ceza Dairesinden temin edilen belgelere göre; sanık ... hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ-PDY terör örgütü tarafından yapılan darbe girişimiyle ilgili yürütülen 2016/103579 sayılı soruşturma sırasında 25.07.2016 tarihinde sanığın ikametinde yapılan arama sonucu düzenlenen arama ve el koyma tutanağı incelendiğinde, sanık ...'a teslim edilen suça konu cep telefonuna yapılan arama sırasında el koyulduğunun tespit edildiği,
Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından yapılan kovuşturma sırasında Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinden temin edilen 30.07.2016 tarihli ev ve 29.07.2016 tarihli iş yeri arama tutanaklarında sanık ...'ye teslim edilen suça konu cep telefonuna rastlanılmadığı, sanığın savunmalarında cep telefonunu Askeri savcı ... ...'nin odasında bıraktığını beyan etmesi sebebiyle Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesinden temin edilen ... ...'nin odasında 02.08.2016 tarihinde yapılan arama sonucunda düzenlenen tutanağa göre; Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığındaki görevlilerin 200 ve 205 numaralı odaların kapılarını 20.07.2016 tarihinde kilitledikleri ve anahtarları kapalı zarf içerisine koyduklarını beyan ettikleri, yapılan aramalarda sanık ...'ye teslim edilen suça konu cep telefonuna rastlanılmadığı,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından gönderilen 06.12.2022 tarihli yazı ve eklerine göre; sanık ...'ye teslim edilen suça konu 355234039764788 IMEI numaralı cep telefonunu kullanan 05.. 1.. 2. .. hattın iletişimin tespiti kayıtlarından son görüşmenin 15.07.2016 tarihinde saat 09.40'da yapıldığının belirtildiği,
Anlaşılmaktadır.
Sanık ... aşamalarda; Batman Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükmen tutuklu bulunduğunu, SEGBİS üzerinden savunma yapmak istemediğini, savunma hakkı kısıtlanarak hakkında dava açıldığını, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasında bulunan arama tutanaklarının kendisine tebliğ edilmemesi sebebiyle suça konu telefonun aramada ele geçip geçmediğini bilmediğini, aslında savunma yapmak istemediğini ancak savunma da yapmış olduğunu, suç tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Hukuk İşleri Müdürü olarak Albay rütbesi ile görev yapmakta iken makama tahsisli bir cep telefonunun kendisine verildiğini, 15.07.2016 tarihinde Genelkurmay Kıdemli Askeri savcısı olan ... ...'nin odasına gidip aldığı emir doğrultusunda saat 00.00'a kadar beklediğini, sonrasında bu odadan ayrılıp Genelkurmay komuta katına gittiğini, sabaha kadar orada bekledikten sonra gözaltına alındığını, çantasının içinde bulunan cep telefonunu da Askeri savcı ... ...'nin odasında bıraktığını, gözaltına alındığı için çantasına ne olduğunu bilmediğini, kamera kayıtları incelendiğinde telefonu odada bıraktığının anlaşılacağını, ... ...'nin odasında yapılan arama işlemine kadar geçen zaman içerisinde husumetli olduğu bir kişi tarafından suça konu telefonun ortadan kaldırılmış olabileceğini, ayrıca aleyhinde tanıklık yapan ve ... ...'nin odasını kullanan ... Yüzbaşıoğlu'nun telefonu yok etmiş olabileceğini, suç tarihinde yaşanan olaylar ve şartlar çerçevesinde özür durumunun olduğunu, suçlamayı kabul etmediğini,
Sanık ... aşamalarda; suç tarihinde ... Askeri Adalet İşleri Başkanlığında görev yaptığını, darbeden sonra üç gün mesaiye gittiğini, mesaiye giderken cep telefonlarının artık komutanlığa alınmayacağının söylenmesi üzerine suça konu telefonu eve bıraktığını, daha sonra gözaltına alındığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca evinde yapılan aramada suça konu cep telefonuna el koyulduğunu, hakkında dava açılmadan önce bu hususun araştırması gerektiğini, kaybolmuş bir telefon olmadığını, suçlamayı kabul etmediğini,
Savunmuşlardır.
V. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
1632 sayılı Askerî Ceza Kanunu'nun "Hizmete mahsus eşyayı tahrip ve terk ve kaybedenler" başlıklı 130. maddesi; "Askeri eşyayı kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip eden, özürsüz kaybeden veya harabolmasına sebebiyet veren veya özel menfaati için kullanan asker kişiler, eşyanın değeri, önemi, meydana gelen hasarın miktarı ve fiilin işleniş şekline göre üç aydan iki seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Suç konusu eşya; silah, mühimmat, savaş aracı veya gereci ise ceza artırılır.
Kaybedilen, kasten terk veya kısmen yahut tamamen tahrip edilen veya harabolmasına sebebiyet verilen eşyanın ödettirilmesine de ayrıca hükmolunur." şeklinde düzenlenmiştir.
Askerî eşyayı özürsüz kaybetmek; askerî eşyanın zilyedi olan ve korumak sorumluluğu kendisinde olan şahsın, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek, dalgınlık, unutkanlık, umursamama gibi nedenlerle özürsüz olarak askerî eşya üzerindeki fiili hâkimiyetini yitirmesi, eşyanın nerede olduğunu bilmemesidir (Olgun Değirmenci, Askerî Ceza ve Disiplin Hukuku, Seçkin Yayıncılık, 3. Baskı, Ankara, 2016, s. 446.).
Askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçunun genel olarak koruduğu hukuki menfaat, askerî eşyaların ve dolayısıyla milli savunma hizmetinin korunmasıdır.
Suçun konusu askerî eşya olup fail tarafından özürsüz olarak kaybedilen şey askerî eşya vasfında değil ise bu suç oluşmayacaktır.
Bu suçun faili yalnızca asker kişiler olabileceğinden özgü suç niteliği taşımaktadır. Failin fiili işlediği sırada asker sıfatı yoksa bu suçun oluşmayacağı anlaşılmaktadır. Askerî eşyanın kaybedilmesi milli savunmaya yani topluma zarar vereceğinden suçun mağduru toplumu oluşturan herkestir.
Askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçu, kaybetme eyleminin doğası gereği kasten işlenemeyeceğinden taksirli suç olduğu kabul edilmelidir.
Suçun oluşması için failin, askerî hizmet nedeniyle zilyetliğinde bulundurduğu askerî eşyanın korunması için gerekli olan dikkat ve özeni göstermemesi ve bunun sonucu olarak askerî eşyanın kaybolması gerekmektedir. Eşyanın korunması için gerekli olan dikkat ve özenin ne olması gerektiği, eşyanın özelliklerine, önemine ve kullanım durumuna göre, nesnel olarak belirlenmelidir. Korunması için gerekli önlemlerin alınmış olmasına rağmen; çalınma, saklanma, sel veya fırtına gibi harici bir takım sebeplerle askerî eşyanın kaybolması hâlinde, faile bir kusur yüklenemeyeceğinden, suçun da oluşması mümkün bulunmamaktadır ((Kapatılan) Askeri Yargıtay Daireler Kurulunun 23.02.2012 tarihli ve 32-29 sayılı kararı).
Bu suçun oluşması için failin özürsüz olması gerekmektedir. Eğer suç konusu eylemin oluşmasında failin kabul edilebilecek bir özrü varsa artık suç oluşmayacaktır. Madde metnindeki özürsüzlük kavramı, mazeret nedenleri kapsamında değerlendirilebilir (Gökhan Yaşar Duran, Askerî Ceza Kanunu'nda Hizmete Mahsus Eşyayı Tahrip ve Terk ve Kaybetmek Suçu (AsCK m.130), Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Mart-Nisan 2020, Cilt:15, S. 187-188, s. 300.).
(Kapatılan) Askeri Yargıtayın yerleşmiş kararlarına göre, unutkanlık, dalgınlık veya ihmal sonucunda askerî eşyanın kaybedilmesi bir özür olarak kabul edilmemekle birlikte, failin elinde olmayan nedenlerle askerî eşyanın kaybedilmesi özrün varlığı olarak kabul edilebilecektir. Özrün kabul edilip edilmemesinde failin içerisinde bulunduğu çalışma koşulları ve eylemin gerçekleştiği ortamın özelliklerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
B. Somut Olayın Değerlendirilmesi
... Adalet İşleri Başkanı (Hâkim Albay) olarak görev yapmakta iken ... Komisyonunca askeri hâkimlik mesleğinden çıkarılan, 20.07.2016 tarihinde FETÖ-PDY dosyası kapsamında 20.07.2016 tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan sanık ... ile Genelkurmay Başkanlığı Hukuk İşleri Müdürü (Hâkim Albay) olarak görev yapmakta iken ... Komisyonunca askeri hâkimlik mesleğinden çıkarılan, FETÖ-PDY dosyası kapsamında hakkında adli işlem yapılarak tutuklanan sanık ...'ye 15.07.2016 tarihinden önce makam telefonu olarak tahsis edilen cep telefonlarını kaybettiklerinden bahisle sanıklar hakkında askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan kamu davası açıldığı anlaşılan olayda;
Sanık ...'ın ikametinde, ayrı bir soruşturma üzerinden yapılan aramada suça konu cep telefonuna el koyulduğunun tespit edildiği, sanığa makam telefonu olarak tahsis edilen suça konu cep telefonunun kaybolmadığı, böylece sanığa yüklenen askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçunun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğu anlaşıldığından, sanık hakkında İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan Özel Dairece kurulan beraat hükmünün isabetli olduğu,
Suç tarihi itibarıyla Genelkurmay Başkanlığı Hukuk İşleri Müdürü (Hâkim Albay) olarak görev yapan sanık ...'nin, makam telefonu olarak tahsis edilen cep telefonunun kaybolmasına sebebiyet vermesi karşısında; suça konu askerî eşyanın cep telefonu olması, sürekli yanında taşınmayı gerektirmesi ve makam telefonu olarak tahsis edilmesi, görevinin niteliği ile suç tarihinde meydana gelen darbe girişimi sırasında makam telefonu özelliği olan askerî eşyayı başka bir şahsın odasında bırakmasının hayatın olağan akışına uygun olmaması, makamının gereği odasında olmadığı zamanlarda dahi ulaşılabilmesi için tahsis edilen telefonu sürekli yanında taşıması gerekirken herhangi bir tedbir almadan başkasının odasında bırakarak farklı bir yere gidip sonrasında cep telefonunu bıraktığı yerden almak için çaba sarf etmeyerek zilyetliğinde bulundurduğu askerî eşyanın korunması için gerekli olan dikkat ve özeni göstermemesi, elinde olmayan nedenlerle askerî eşyanın kaybedilmediği gibi savunmasında belirttiği durumların kabul edilebilecek bir özür niteliğinde bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; sanığa yüklenen askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçunun unsurları itibarıyla sabit olduğu anlaşıldığından, sanık ... hakkında kurulan beraat hükmünün isabetli olmadığı,
Kabul edilmelidir.
Bu itibarla, sanık ... hakkında askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan kurulan beraat hükmünün usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından onanmasına, sanık ... hakkında askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan kurulan beraat hükmünün ise sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmü yönünden çoğunluk görüşüne katılmayan dört Ceza Genel Kurulu Üyesi; beraat hükmünün isabetli olduğu düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 06.02.2023 tarihli ve 1-1 sayılı;
a) Sanık ... hakkında askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan kurulan beraat hükmünün, usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından ONANMASINA, oy birliğiyle,
b) Sanık ... hakkında askerî eşyayı özürsüz kaybetmek suçundan kurulan beraat hükmünün, sanığa atılı suçun unsurları itibarıyla sabit olduğunun gözetilmemesi isabetsizliğinden BOZULMASINA, oy çokluğuyla,
2- Dosyanın, Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.09.2023 tarihinde yapılan müzakerede karar verildi.