"İçtihat Metni"
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Ceza
SAYISI : 124-556
I. HUKUKİ SÜREÇ
Cinsel saldırı suçundan sanık ...'nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin İstanbul Anadolu 9. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.12.2014 tarihli ve 208-625 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 29.12.2021 tarih ve 3768-10430 sayı ile; "Mağdure ile tanığın aşamalardaki çelişkili ifadeleri, savunma ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, olay günü metrobüste seyahat eden sanığın, cinsel amaçla yanında duran reşit mağdureye dokunduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek müsnet suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel Mahkeme ise 09.06.2022 tarih ve 124-556 sayı ile; "Sanığın olay tarihinde Zincirlikuyu Mahallesi'nde metrobüse binen katılana araçta bulunduğu sırada cinsel amaçla ısrarlı bir şekilde ve birden fazla vücuduna dokunması şeklinde gerçekleştiği iddia ve kabul edilen olayın yapılan yargılamasında sanığın her ne kadar üzerine atılı eylemi inkar ettiği görülmüş ise de mağdurenin ayrıntılı beyanları ile bu beyanı doğrulayan tanık olarak dinlenen ...'ın yeminli beyanları dikkate alındığında sanığın eyleminin sübuta erdiği," şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.12.2022 tarihli ve 145316 sayılı onama istekli tebliğnamesiyle dosya kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 16.05.2023 tarih ve 16656-3142 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI VE KONUSU
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa atılı basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkindir
III. OLAY VE OLGULAR
İncelenen dosya kapsamından;
Katılan mağdure ... kollukta; olay günü metrobüs ile evine döndüğü sırada Zincirlikuyu-Boğaziçi köprüsü durakları arasında seyir hâlindeyken kalçasında bir sertlik hissettiğini, önce bu sertliğin çanta olabileceğini düşündüğünü, sonrasında arkasında bulunan sanığın, tekrar kalçasını ellemesi ile elini hissederek sanığa dönüp "Ne yapıyorsun?" dediğini, sanığın o esnada kulağında kulaklık takılı olarak müzik dinlediğini, sanığa hitaben "Senin annene, kız kardeşine de yapsınlar." dediğini, sanığın ise başını öne eğerek "Ben bir şey yapmadım." şeklinde cevap verdiğini, o sırada metrobüs içerisinde bulunan ve daha önce tanımadığı tanık ...'ın "Abla ben gördüm. Seni elledi. Polisi arayıp şikâyetçi ol." dediğini ve sanığı yakaladığını, Boğaziçi Köprüsü durağında metrobüsten indiklerini, sanığın kaçmaya çalıştığını fakat başaramadığını, oradaki polislere konuyu ilettiklerini sanıktan şikâyetçi olduğunu, mahkemede; metrobüs içerisinde ayakta seyahat ederken arkasından birinin yaslandığını fark ettiğini, ilk olarak çanta veya başka bir cisim olabileceğini düşündüğünü ancak temasını devam etmesi üzerine sanığın vücudunu, kendisine yasladığından emin olduğunu, sanığın cinsel bölgesiyle kendisinin kalçasına bastırdığını, birden arkasına dönüp "Ne yapıyorsun?" şeklinde bağırdığını, dönüp baktığında sanığın ön tarafının kabarmış bir şekilde olduğunu gördüğünü, o sırada metrobüs içerisindeki tanığın da müdahale ederek "Ben gördüm. Ancak Emin olamadım. Deminden beri kendisini izliyorum. Yaptığını gördüm." dediğini, şikâyetçi olduğunu,
Tanık ... kollukta; metrobüste seyir hâlindeyken sanığın mağdurenin arkasını elleyerek taciz ettiğini gördüğünü, bunun üzerine mağdureye şikâyetçi olup olmayacağını sorarak sanığı yakaladığını, sanığın kaçmaya çalıştığını, mahkemede; metrobüsün içerisinin çok kalabalık olduğunu mağdureye ayakta durabileceği bir yer gösterdiğini, o sırada sanığın mağdurenin arkasında olduğunu, bir süre sonra sanığın eliyle bir şeyler yaptığını gördüğünü ancak hem karanlık hem de sıkışıklık olması sebebiyle tam olarak kanaat getiremediğini, mağdurenin "Senin annen ablan yok mu? Terbiyesiz." şeklinde sözler söylediğini, bunun üzerine mağdureye yardım ettiğini, sanığın otobüsten indikten sonra iki kez kaçmaya çalıştığını ancak sanığa engel olduğunu, sanığın elini mağdurenin arkasında temas eder vaziyette gördüğünü bu hususun metrobüsün sıkışık olmasından kaynaklanmadığını, sanığın mağdureyi taciz ettiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık ... kollukta; olay günü saat 18.30 sıralarında Üsküdar istikametine gitmek için metrobüse bindiğini, metrobüste ön tarafında bulunan ve ayakta yolculuk yapan adını sonradan öğrendiği mağdurenin, kendisine dönerek "Senin anana bacına yapılsa hoşuna gider mi?" şeklinde sözler söylediğini, o an refleks olarak ellerini yukarıya kaldırıp "Ben bir şey yapmadım." dediğini, sonrasında yine metrobüste bulunan tanık Tarık'ın mağdureye "İsterseniz şikayetçi olabilirsiniz." dediğini, metrobüsün Boğaziçi Köprüsü durağında durduğunu, kapı açıldıktan sonra metrobüsten inmek için ilk adımını attığında tanığın kendisine sarıldığını, tanığa "Ne yapıyorsun? Bıraksana beni." dediğini, tanığın kendisini kolundan tuttuğunu, ardından birlikte köprü üzerinde bekleyen polislerin yanına gittiklerini, suçlamaları kabul etmediğini, yolculuk esnasında cep telefonu ile mesajlaşma yaptığını, bu nedenle cep telefonunu sık sık cebine koyup tekrar çıkardığını ancak avuç içlerinin sürekli kendisine dönük vaziyette olduğunu ve metrobüsün içerisinin aşırı kalabalık olduğunu, mahkemede; metrobüsün içerisinin çok kalabalık olduğunu, mağdurenin ise yan tarafında bulunduğunu, yanlışlıkla mağdureye elinin çarpmış olabileceğini ancak taciz kastının olmadığını, olayın yanlış anlamadan kaynaklandığını, savunmuştur.
IV. GEREKÇE
A. İlgili Mevzuat ve Öğretide Uyuşmazlık Konusuna İlişkin Görüşler
1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren TCK'nın Cinsel saldırı başlığını taşıyan 102. maddesi;
"1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur." şeklinde iken, 28.06.2014 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 58. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu;
"(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur" hâlini almıştır.
Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan maddenin ilk fıkrasında cinsel saldırı suçunun temel şekli düzenlenmiş, ikinci fıkrasında ise vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hâl olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Korunan hukukî değer, kişilerin cinsel özgürlüğü ve dokunulmazlığıdır. Cinsel saldırı suçunda failin kadın ya da erkek, evli veya bekâr olması mümkündür. Fail ile mağdurun farklı ya da aynı cinsiyetten olması da önemli değildir. Ancak, TCK’nın 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunun mağdurunun on sekiz yaşını tamamlamış olması gerekir. Cinsel saldırı kasten işlenebilir ve failin kastının suçun kanuni tanımındaki tüm unsurları, yani mağduru, cinsel davranışı, vücut dokunulmazlığının ihlalini ve mağdurun rıza göstermediğini kapsaması gerekir. Bu suçla korunan hukuki yarar üzerinde tasarrufta bulunabilen cinsel özgürlük olduğundan hukuki sınırlar içerisinde kalması şartıyla rızaya ehil mağdurun cinsel davranışa göstereceği rıza, fiili hukuka uygun hâle getirecektir. Maddenin ikinci fıkrasındaki nitelikli hâlin oluşması için vücuda organ veya sair cismin sokulması gerekir.
Basit cinsel saldırı suçunun oluşabilmesi için eylemin cinsel ilişki boyutuna ulaşmaması gerekir. Eylem, vücuda organ veya sair bir cisim sokmaya yönelikse veya fiil de işlenmişse, basit cinsel saldırı değil, ikinci fıkrada düzenlenen nitelikli cinsel saldırı suçu söz konusu olacaktır.
B. Somut Olayda Hukuki Nitelendirme
Katılan mağdure aşamalarda olay günü metrobüs ile evine döndüğü sırada Zincirlikuyu- Boğaziçi köprüsü durakları arasında seyir hâlindeyken kalçasında bir sertlik hissettiğini, önce bu sertliğin çanta olabileceğini düşündüğünü, sonrasında arkasında bulunan sanığın, tekrar kalçasını ellemesiyle elini hissederek sanığa dönüp "Ne yapıyorsun?" dediğini, sanığın ön tarafının kabarmış bir şekilde olduğunu gördüğünü, sanığın o esnada kulağında kulaklık takılı vaziyette müzik dinlediğini, sanığa hitaben "Senin annene, kız kardeşine de yapsınlar." dediğini, sanığın ise başını öne eğerek "Ben bir şey yapmadım." şeklinde cevap verdiğini, o sırada metrobüs içerisinde bulunan ve daha önce tanımadığı tanık ...'ın "Abla ben gördüm. Seni elledi. Polisi arayıp şikâyetçi ol." şeklinde konuşarak sanığı yakaladığını, Boğaziçi Köprüsü durağında metrobüsten indiklerini, sanığın kaçmaya çalıştığını fakat başaramadığını, oradaki polislere konuyu ilettiklerini, sanığın ise aşamalarda; suçlamayı kabul etmediğini, metrobüsün içerisinin çok kalabalık olduğunu, mağdurenin ise yan tarafında bulunduğunu, yanlışlıkla mağdureye elinin çarpmış olabileceğini ancak taciz kastının olmadığını, olayın yanlış anlamadan kaynaklandığını savunduğu olayda; katılan mağdurenin metrobüsün durakta durması üzerine zaman kaybetmeksizin olayı intikal ettirerek sanığı yakalatması, sanıkla tanışıklığı bulunmayan katılan mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir husumetinin bulunmaması, olay yerinde bulunan ve taraflarla tanışıklığı olmayan tanık ...'ın özde değişmeyen görgüsüne dair beyanlarının katılan mağdurenin beyanlarını doğrular nitelikte bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığa atılı basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluştuğunun kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla, Yerel Mahkemenin sanığa atılı basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluştuğuna ilişkin gerekçesinin isabetli olduğuna, dosyanın uygulamanın denetlenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan sekiz Ceza Genel Kurulu Üyesi ise; sanığa atılı basit cinsel saldırı suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
1- İstanbul Anadolu 9.Asliye Ceza Mahkemesinin 09.06.2022 tarihli ve 124-556 sayılı kararındaki direnme gerekçesinin İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- Dosyanın, uygulamanın denetlenmesi bakımından Özel Daireye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.12.2023 tarihinde yapılan müzakerede oy çokluğuyla karar verildi.