"İçtihat Metni"
DİRENME
TUTUKLU
KARARI VEREN
YARGITAY DAİRESİ : 9. Ceza Dairesi
MAHKEMESİ :Ağır Ceza
SAYISI : 683-549
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Sanığın çocuğun cinsel istismarı suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 103/1-a delaletiyle 103/1-1 ve 3. cümleleri, 103/3-c, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 28.09.2021 tarihli ve 124-334 sayılı, resen istinafa tabi hükmün, temsil kayyımı, katılan mağdure vekili, katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili ile sanık müdafii tarafından istinaf edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesince 26.01.2022 tarih ve 2459-167 sayı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu kararın da sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 03.10.2022 tarih ve 8145-8507 sayı ile; "...Adli sicil kaydı bulunmayan ve yargılama aşamasında suçunu ikrar edip pişman olduğunu söyleyerek yargılamaya katkısı olan sanık hakkında dosya kapsamı ile bağdaşmayan soyut ve yetersiz gerekçelerle 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi karşısında, anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ise 22.12.2022 tarih ve 683-549 sayı ile; "...sanığın mağdurun öz kızı olması, suçun işleniş şekli, toplumda meydana getirebileceği tepki ve infial ile kamu vicdanını rencide edici niteliği nazara alındığında sanığın olumlu bir kişiliğe sahip olduğundan söz edilemeyeceği zira kendi öz kızına şehevi duygu besleyen ve istismarda bulunan birisinin iyi halli olduğundan, olumlu bir kişiliğe sahip olduğundan ve ileride de suç işlemekten çekineceğinden söz edilemeyeceği, bu kişilikte bulunan birisi hakkında TCK 62 maddesinde de belirtildiği üzere olumlu sosyal ilişkilerinden de bahsedilemeyeceği , bu kişilikte bulunan birisine takdiri indirim uygulanmasının mahkememiz heyetinin ve adına karar verdiğimiz Türk Milletinin vicdani ile çelişeceği değerlendirilmekle hakkında TCK 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmekle sanığın müsnet suçtan netice olarak 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, belirtilen gerekçeler ile bozma ilamına direnilmesine," şeklindeki gerekçeyle bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın mahkûmiyetine karar vermiştir.
Direnme kararına konu bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.09.2023 tarihli ve 82247 sayılı onama istekli tebliğnamesiyle dosya kararına direnilen Daireye gönderilmiş, inceleme yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesince 15.01.2024 tarih ve 11351-296 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına iade edilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
II. UYUŞMAZLIK KONUSU VE ÖN SORUN
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık hakkında TCK’nın 62. maddesinde düzenlenen takdiri indirim hükmünün uygulanmamasına ilişkin gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de yapılan müzakere sırasında bazı Ceza Genel Kurulu Üyelerince İlk Derece Mahkemesi kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının tartışılması gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca öncelikle; İlk Derece Mahkemesi kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
III. ÖN SORUNA İLİŞKİN BİLGİLER
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın eşinden olay tarihinden yaklaşık yedi yıl önce boşandığı, katılan mağdurenin babası olduğu, velayeti annesine bırakılan katılan mağdurenin mahkeme kararı gereği dönem dönem sanığın evinde kaldığı, sanığın bir markette kasiyer olarak asgari ücret karşılığında çalıştığı,
İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2021 tarihli ve 124-334 sayılı kararında; " ...Sanığın mağdurun öz kızı olması, suçun işleniş şekli, toplumda meydana getirebileceği tepki ve infial ile kamu vicdanını rencide edici niteliği nazara alındığında sanığın olumlu bir kişiliğe sahip olduğundan söz edilemeyeceği zira kendi öz kızına şehevi duygu besleyen ve istismarda bulunan birisinin iyi halli olduğundan , olumlu bir kişiliğe sahip olduğundan ve ileride de suç işlemekten çekineceğinden söz edilemeyeceği, bu kişilikte bulunan birisi hakkında takdiri indirim uygulanmasının mahkememiz heyetinin ve adına karar verdiğimiz Türk Milletinin vicdani ile çelişeceği değerlendirilmekle hakkında TCK 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına," şeklindeki gerekçeye ve hüküm fıkrasında "Suçun işleniş biçimindeki hususiyetler, toplumda meydana getirebileceği tepki ve infial ile kamu vicdanını rencide edici niteliği nazara alındığında sanığın olumlu bir kişiliğe sahip olduğundan söz edilemeyeceği değerlendirilmekle hakkında TCK 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına," hususuna yer verildiği, hükmün Özel Dairece 03.10.2022 tarih ve 8145-8507 sayı ile; "... sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Adli sicil kaydı bulunmayan ve yargılama aşamasında suçunu ikrar edip pişman olduğunu söyleyerek yargılamaya katkısı olan sanık hakkında dosya kapsamı ile bağdaşmayan soyut ve yetersiz gerekçelerle 5237 sayılı TCK'nın 62. maddesinin tatbikine yer olmadığına karar verilmesi karşısında, anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi," isabetsizliğinden bozulmasına karar verildiği, Yerel Mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda verilen 22.12.2022 tarihli ve 683-549 sayılı kararda önceki kararda yer almayan "...bu kişilikte bulunan birisi hakkında TCK 62 maddesinde de belirtildiği üzere olumlu sosyal ilişkilerinden de bahsedilemeyeceği," şeklindeki gerekçeye ve önceki hüküm fıkrasında bulunmayan "...sanığın sosyal ilişkileri ile verilecek cezanın herhangi bir indirim yapılmaksızın aynen infazı halinde sanığın gelecek hayatı üzerinde ıslah olması açısından daha etkili olacağına kanaat getirilmekle," şeklindeki değerlendirmeye yer verildiği,
Anlaşılmaktadır.
IV. GEREKÇE
A. Ön Sorun Konusuna İlişkin Açıklamalar
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gerektiği belirtilen hususları tartışmak,
c) Bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) Önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, direnme kararı olmayıp yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi hâlinde ise incelemenin Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
B. Ön Soruna İlişkin Değerlendirme
Özel Dairece, mahkûmiyet hükmünün bozulmasından sonra İlk Derece Mahkemesinin Yargıtay bozma ilamında yer alan hususları daha önceki kararda yer almayan gerekçelerle tartışıp bozma sonrasında önceki kararında değinmediği "...bu kişilikte bulunan birisi hakkında TCK 62 maddesinde de belirtildiği üzere olumlu sosyal ilişkilerinden de bahsedilemeyeceği," şeklindeki gerekçeye ve önceki hüküm fıkrasında bulunmayan "...Sanığın sosyal ilişkileri ile verilecek cezanın herhangi bir indirim yapılmaksızın aynen infazı halinde sanığın gelecek hayatı üzerinde ıslah olması açısından daha etkili olacağına kanaat getirilmekle" biçimindeki değerlendirmeye yer vererek yeni ve değişik gerekçeyle hüküm kurması direnme kararı niteliğinde değildir.
Bu yeni hükmün doğrudan Ceza Genel Kurulunca ele alınması mümkün olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Ulaşılan sonuca göre esas uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
İskenderun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 683-549 sayılı kararı yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.10.2024 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.