Logo

Ceza Genel Kurulu2024/572 E. 2025/44 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sanığın nitelikli kasten öldürme suçundan beraatine ilişkin yerel mahkeme kararına Yargıtay tarafından bozma kararı verilmesine rağmen, yerel mahkemenin bozmaya uyduktan sonra önceki beraat kararını tekrarlaması üzerine oluşan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyma kararını verdikten sonra, önceki beraat kararını tekrarlaması usule aykırı bulunmuş ve bu karar direnme kararı olarak nitelendirilmeyip, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

KARARI VEREN

YARGITAY DAİRESİ : 1. Ceza Dairesi

MAHKEMESİ :Ağır Ceza

SAYISI : 323-534

I. HUKUKÎ SÜREÇ

Sanık ...’nun nitelikli kasten öldürme suçuna iştirakten beraatine ilişkin Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 26.11.2013 tarihli ve 218-343 sayılı hükmün katılan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 23.06.2015 tarih ve 616-4048 sayı ile; eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesince 12.03.2020 tarih ve 444-159 sayı ile; sanığın nitelikli kasten öldürme suçuna azmettirmeden 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 38/1, 82/1-a-j, 53 ve 63. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.

Resen temyize tabi olan hükmün sanık ve müdafiince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 11.10.2021 tarih ve 6666-13206 sayı ile; gerekçesiz ve eksik araştırmayla hüküm kurulması isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Bozmaya uyan Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesince 09.11.2022 tarih ve 590-792 sayı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi gereğince sanığın beraatine karar verilmiştir.

Hükmün Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 29.05.2023 tarih ve 2704-3681 sayı ile; “…Sanığın 5237 sayılı Kanun'un 37. maddesi delaletiyle, 82. maddesi birinci fıkrası (a) ve (j) bentleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesi ise 22.11.2023 tarih ve 323-534 sayı ile; bozmaya direnerek önceki hüküm gibi sanığın beraatine karar vermiştir.

Hükmün Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 2024/31104 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile dosya, 6763 sayılı Kanun'un 36. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesi uyarınca kararına direnilen daireye gönderilmiş, aynı madde uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 05.11.2024 tarih ve 3327-7304 sayı ile direnme kararının yerinde görülmemesi üzerine Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş, açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

II. UYUŞMAZLIK KAPSAMI, KONUSU VE ÖN SORUN

Özel Daire ile İlk Derece Mahkemesi arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığa isnat edilen nitelikli kasten öldürme suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 27. maddesi uyarınca öncelikle, bozmaya uyulmasına karar veren Yerel Mahkemenin daha sonra bu kararından dönerek önceki hüküm gibi karar vermesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.

III. OLAY VE OLGULAR İLE ÖN SORUNA İLİŞKİN BİLGİLER

İncelenen dosya kapsamından;

Özel Dairenin 29.05.2023 tarihli ve 2704-3681 sayılı bozma ilamından sonra Yerel Mahkemece 01.11.2023 tarihli celsede “Usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 1. Ceza Dairesi Karar Bölümü'nün 29/05/2023 tarih ve 2023/2704 sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek açık duruşmaya devam olundu.” şeklinde ara karar kurulduğu,

22.11.2023 tarihli celsede ise “Mahkememizce verilen 09.11.2022 tarih ve 2021/590 Esas, 2022/792 Karar sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla mahkememizin 1. celsesinde verilen uyma kararından vazgeçilerek Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin 29.05.2023 tarih ve 2023/2704 Esas, 2023/3681 Karar sayılı kararına direnilmesine,” karar verildiği

Anlaşılmaktadır.

IV. GEREKÇE

1. İlgili Mevzuat ve Ön Soruna İlişkin Açıklamalar

CMK'nın "Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri" başlıklı 307. maddesi;

"(1) Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.

(2) Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin dosyada varolan adreslerine de davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları saptanmamış olsa da duruşmaya devam edilerek dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise, her hâlde dinlenmesi gerekir.

(3) Yargıtaydan verilen bozma kararına uyulması hâlinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı, istinaf veya temyiz sınırlarına bakılmaksızın sadece temyiz yoluna başvurulabilir.

(4) Yargıtaydan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır. Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemez.

(5) Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262 nci maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz." şeklinde düzenlenmiştir.

Buna göre, Yargıtayca verilen bozma kararı üzerine dosyanın gönderildiği bölge adliye veya ilk derece mahkemelerince yeni bir tensip kararıyla duruşma günü tayin edilecek ve ilgililer duruşmaya çağrılıp bozmaya karşı diyecekleri sorulduktan sonra bozma ilamına uyulup uyulmaması yönünde bir karar verilecektir. Bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin göreve ilişkin olanlar dışında bozma ilamına uyma ya da direnme kararlarından birisini verebilmesi mümkündür. Maddenin üçüncü fıkrasında bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin bozma kararına ısrar hakkı olduğu vurgulandıktan sonra, ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymanın zorunlu olduğuna işaret edilmiştir. Aynı maddenin son fıkrasında ise sınırlı biçimde uygulanabilecek olan cezayı aleyhe değiştirememe veya aleyhte düzeltme yasağı kabul edilerek yalnız sanık veya onun lehine ilgililer tarafından temyiz davası açıldığında, bozma üzerine yeniden kurulan hükümde belirlenen ceza ve sonucun önceki hükümle belirlenen cezadan ve sonuçtan daha ağır olamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Bozmadan sonra serbestlik kuralı uyarınca bozma kararına uyma ya da direnme kararlarından birini verme konusunda serbest olan ilk derece mahkemelerinin Özel Dairelerin bozma kararlarına uymayı tercih etmeleri durumunda, bu kez uymadan sonraki serbestlik kuralı devreye girecektir. Serbestlik kuralı, ceza muhakemesinde maddi gerçeğin araştırılması ve en isabetli kararın verilmesi amacının zorunlu bir sonucu olup mahkemenin bozma kararına uyulmasına karar verdikten sonra da, sanığın hukuki durumunu yeniden serbestçe değerlendirme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Temyiz edilen önceki hüküm bozma kararı verilmesiyle ortadan kalkmış olduğundan, yerel mahkemece önceki karardan farklı olarak, suçun sübutu ve niteliği de dâhil olmak üzere sanığın hukuki durumuyla ilgili tüm hususlarda, CMK'nın 217. maddesi uyarınca ulaşılan vicdani kanaat doğrultusunda serbestçe karar verilebilecektir. Nitekim, Yargıtay Özel Daireleri tarafından da ilk temyiz incelemesinde yerinde görülerek bozma konusu yapılmayan hususlar, lüzumu hâlinde hükmün yeniden temyizen incelenmesi sırasında bozma konusu yapılabilmekte, hatta ilk bozma kararından tamamen farklı olacak şekilde bozma kararı verilebilmektedir.

Kunter'e göre; "Uymadan sonraki duruşmanın bozmadan önceki duruşmanın devamı niteliğinde olması, mahkemenin uymadan sonraki serbestliğini de açıklar. Gerçekten mahkeme bozmaya uymadan sonra ikinci son kararında kaide olarak serbesttir. Gerek Yargıtay'ın görüşü ile gerek eski kararı ile bağlı değildir. ...Serbestlik kaidesi ceza muhakemesinde hakikatın araştırılması ve en isabetli kararın verilmesi gayesinin tabii ve mantıki sonucudur. Gerçekten, temyiz yolu davası açılmakla son kararın yargılaşmasının önüne geçilmiştir. Yargıtay son kararı bozduğu, mahkeme de buna uyduğu için son karar ortadan kalkmıştır. Ortada, değil yargı, son karar dahi olmadığından, yargının otoriteleri de bahis konusu olmamak gerekir. O halde mahkeme hakikate en uygun ve en isabetli kararı vermek imkanına malik bulunmalıdır... Nitekim Yargıtay da ilk bozma kararı ile bağlı değildir." (Nurullah Kunter, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınevi, İstanbul 1989, 9. Bası, s. 1112-1114). Bu serbestlik iki konuda kısıtlanmıştır:

1- Bozmaya uyan mahkemenin bozma nedenine göre gerekli işlemleri yapması gerekir.

2- Hüküm sadece sanık lehine temyiz edilmişse, verilecek yeni karar öncekinden daha ağır bir cezayı içeremez (Nur Centel - Hamide Zafer, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2014, 11. Bası, s. 790-791). Esas itibarıyla doktrinde hâkim görüş de böyledir (Erdener Yurtcan, Ceza Yargılaması Hukuku, Vedat Yayıncılık, 2005, s. 500-501, Bahri Öztürk - Veli Özer Özbek - Mustafa Ruhan Erdem, Uygulamalı Ceza Muhakemesi Hukuku, Seçkin Yayınevi, 6. Bası, s. 459-461, Nurullah Kunter - Feridun Yenisey - Ayşe Nuhoğlu, Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta Yayınevi, İstanbul, 2010, 18. Bası, s. 1782).

Şu hâle göre; Yargıtayın belli bir eksiklik nedeniyle hükmü bozduğu durumlarda bozmaya uyma kararı veren derece mahkemesinin, bu eksikliği mutlaka ikmal etmesi gerekir. Bu durum bozmadan/uymadan sonraki serbestlik ilkesinin ilk istisnasını oluşturur. Derece mahkemesi bundan sonra kural olarak ceza muhakemesinde hakikatın araştırılması ve en isabetli kararın verilmesi gayesinin tabii ve mantıki sonucu olarak ne Yargıtayın görüşü ile ne de eski kararı ile bağlı olmaksızın ikinci son kararında serbestçe hareket edebilecektir. İkinci/son hüküm yönünden bozmadan/uymadan sonraki serbestlik ilkesinin (ikinci) istisnasını ise cezayı aleyhe değiştirememe veya aleyhte düzeltme yasağı (CMUK madde 326/son) oluşturur.

Diğer yandan, Ceza Genel Kurulunun 27.05.2014 tarihli ve 54-280, 24.04.2012 tarihli ve 391-173 ile 17.04.2007 tarihli ve 325-100 sayılı kararları başta olmak üzere istikrar kazanmış kararlarında; uyma kararının dönülebilecek nitelikte bir ara karar niteliğinde olmayıp davanın esasına etkili olan kararlardan olduğu, bozmaya uymakla, yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğduğu, sonradan bu kararın bir kısmından veya tamamından açıkça ya da örtülü olarak geri dönülerek ilk hükmün aynen veya yeniden kurulmasının, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle bozmaya uyan yerel mahkemenin dönülemez nitelikteki bu karardan sonradan dönerek, önceki hükmünde direnmesinin isabetsiz olduğu ve kurulan hükmün de yeni bir hüküm olduğu kabul edilegelmiştir.

2. Ön Soruna İlişkin Hukuki Nitelendirme

Yerel Mahkemece, zımni/fiili uymanın sonuçlarını doğuracak biçimde; 01.11.2023 tarihli celsede bozma kararına uyulmasına ilişkin ara karar kurulduktan sonra bu kararın bir kısmından veya tamamından açıkça ya da zımnen rücu edilerek ilk hükmün aynen veya yeniden kurulması, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Böylece bozmaya zımni/fiili uyma neticesinde tesis edilen hüküm yeni bir hüküm olmakla temyiz edilmesi hâlinde incelemenin de Yargıtayın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, Yerel Mahkemenin son uygulaması direnme kararı niteliğinde olmadığından, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

Ulaşılan sonuca göre esas uyuşmazlık konusu değerlendirilmemiştir.

V. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Gaziantep 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.11.2023 tarihli ve 323-534 sayılı kararı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir direnme kararı niteliğinde olmadığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.02.2025 tarihli müzakerede oy birliğiyle karar verildi.