Logo

Hukuk Genel Kurulu2019/526 E. 2022/636 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, karar verildikten sonra aynı yargı çevresinde Aile Mahkemesi kurulması üzerine, davanın aile mahkemesine devredilmesi gerekliliği ve verilen direnme kararının yeni bir hüküm niteliğinde olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararından sonra dosyayı esasına kaydederek aile mahkemesi sıfatıyla karar vermesi ve bozma kararında belirtilen hususu yerine getirmesi nedeniyle, direnme kararının yeni bir hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek dosyanın yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Yargıtay’a gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

1. Taraflar arasındaki “boşanma” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Elbistan 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili 05.11.2014 tarihli dava dilekçesinde; tarafların 02.09.2013 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocuklarının bulunmadığını, davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliğe sahip olduğunu, en küçük sorunları bile büyüterek kavga ve tartışma ortamı oluşturduğunu, eşine saygı göstermediğini, bu olumsuz davranışları dost ve akrabalara karşı da gösterdiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı vekili 22.11.2014 tarihli cevap dilekçesinde; tüm iddiaları inkârla, tarafların bağımsız konutu olduğu hâlde her akşam davacının ailesi ile yemek zorunda bırakıldıklarını, davacının ailesi ile birlikte davalıya baskı uyguladıklarını, müvekkilinin ailesi ile görüşmesini engellediklerini, bu sebeple elinden cep telefonunun alındığını, davacının eşine fiziksel şiddet uyguladığını, açıklanan nedenlerle tam kusurlu davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise davalı yararına 1.000TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000TL maddi ve 50.000TL manevi tazminat ödenmesini savunmuştur.

Mahkeme Kararı:

6. Elbistan 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 28.01.2016 tarihli ve 2014/712 E., 2016/43 K. sayılı kararı ile; erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı ve eşini ailesiyle görüştürmediği, buna karşılık kadının da eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu oldukları gerekçesiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına 200TL tedbir-250TL yoksulluk nafakası ile 5.000TL maddi, 5.000TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

Özel Daire Bozma Kararı:

7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

8. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 08.02.2018 tarihli ve 2016/10357 E., 2018/1676 K. sayılı kararı ile;

“...Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; üçüncü kısmı (TMK m. 396-494) hariç olmak üzere ikinci kitabından (TMK m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici l. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Dava Türk Medeni Kanunun ikinci kitabında yer almaktadır. Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde, Aile Mahkemeleri sıfatıyla davaya bakmak görevi 4787 Sayılı Kanun’un 2. maddesiyle o yerdeki Asliye Hukuk Mahkemelerine verilmiştir. Karardan sonra 2.3.2017 tarihinde mahkemenin yargı çevresinde aile mahkemesi kurulmuştur, 27.03.2017 tarihinde faaliyete geçmiştir. Bu açıklama karşısında davanın görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir,…” gerekçesiyle karar oy birliği ile bozulmuştur.

Direnme Kararı:

9. Elbistan Aile Mahkemesinin 01.06.2018 tarihli ve 2018/189 E., 2018/408 K. sayılı kararı ile bozma öncesi kararda yer alan gerekçenin yanında; Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama usullerine Dair Kanun’a göre sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredileceğinin hükme bağlandığı, buradaki sonuçlanmamış davalardan hâlen derdest ve karara çıkmamış olan davaların anlaşılması gerektiği, Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın aile mahkemesi kurulmadan önce verilip Yargıtay incelemesine gönderildiği, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bu sebeple kararı bozarak mahkemeye göndermesinin usul ekonomisi ilkesine ve kanunun lafzına uygun görülmediği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi:

10. Direnme kararı yasal süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. UYUŞMAZLIK

11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un Geçici 1 ve 2. madde hükümleri gözetildiğinde “Mahkemece bir karar verildikten sonra Mahkemenin yargı çevresinde Aile Mahkemesi kurulmuş” olması karşısında 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan eldeki davada devir kararının verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

III. ÖNSORUN

12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce; taraflar arasındaki boşanma davası nedeniyle yapılan yargılama sonucunda verilen ilk kararda “Elbistan 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi” sıfatıyla karar verildiği hâlde; Özel Dairenin, devir kararı verilmesi gerektiğine işaret eden bozma kararı sonrasında, “Elbistan Aile Mahkemesi” tarafından direnme kararı verilmesi karşısında, direnme adı altında verilen bu kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.

IV. GEREKÇE

13. Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.

14. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.

15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.

16. Bu açıklamalar ışığında eldeki davaya gelince; Elbistan’da müstakil aile mahkemesinin kurulmamış olması nedeniyle taraflar arasındaki boşanma davasının Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesince Aile Mahkemesi Sıfatıyla görülüp, davanın kabulüne karar verildiği, karardan sonra 02.03.2017 tarihinde yargı çevresinde aile mahkemesi kurulduğu, temyiz istemi üzerine Özel Dairece kararın 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un Geçici 1. maddesi ile düzenleme altına alınan “Aile mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresi içerisinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemesine devredilir” hükmü uyarınca, dosyanın görevli ve yetkili aile mahkemesine devredilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, Özel Dairece dosyanın ait olduğu yargı çevresine gönderilmesi üzerine bozma kararında işaret edildiği gibi Elbistan Aile Mahkemesi esasına kaydedildiği ve Elbistan Aile Mahkemesi olarak direnme kararı verildiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla mahkemece her ne kadar bozma ilamına direnildiği belirtilmişse de esasen bozma kararında belirtilen husus yerine getirilmiştir.

17. Bu durumda direnme olarak adlandırılan kararın gerçekte bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hüküm niteliğinde olduğu açıktır.

18. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.

19. O hâlde; yeni hükme yönelik temyiz itirazları incelenmek üzere dosya Özel Daireye gönderilmelidir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.