Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/177 E. 2022/512 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hâkimin verdiği idari dava kararı nedeniyle oluşan zararın, HMK m. 46'ya göre hâkimin hukuki sorumluluğunu doğurup doğurmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı, idari yargı hâkiminin verdiği karar nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek HMK m. 46'ya dayalı tazminat isteminde bulunmuş, ancak davada anılan maddede sayılan hâkimin hukuki sorumluluğunu doğuran sınırlı sebeplerden hiçbirinin bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay 4. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 4. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacı İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin İstanbul Turizm Toplu Taşımacılık A.Ş. isimli şirketin sahibi olduğunu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bünyesindeki İETT’nin sınırlı sayıda otobüs ve minibüsleri protokol ile 23.02.2005 tarihinde Arnavutköy Belediye Başkanlığına devrettiğini ve anılan Belediyenin on altı adet özel halk otobüsünün işletme hakkını ihale ile müvekkilinin şirketine verdiğini, kısa süre sonra İBB Başkanlığının denetim ve gözetiminde şehir içi çalışan minibüs sahiplerinden dava dışı Sefer Şahin isimli kişinin devre ilişkin işlemlerin iptali için 2005 yılında İBBB ve İETT aleyhine İstanbul 5. İdare Mahkemesinde dava açtığını, mahkemece işlemlerin iptaline karar verildiğini, İETT’nin temyiz etmesi üzerine Danıştay 8. Dairesince idare mahkemesi kararının bozulduğunu, mahkemece bozmaya uyularak UKOME kararının iptali isteminin süre aşımı nedeniyle reddine, 2004 tarihli protokol ile 23.02.2005 tarihli İETT işlemi hakkındaki ilişkin istemin ise kısmen reddine karar verildiğini, yasa yoluna başvurulması üzerine işbu kararın onanarak kesinleştiğini, bunun üzerine ..., İETT, Arnavutköy Belediye Başkanlığı ile İBBB aleyhine 2016 yılında İstanbul 11. İdare Mahkemesinde davalı idarelerin hukuka aykırı eylem ve kararları nedeniyle zarara uğradığını beyan ederek maddi tazminat isteminde bulunduğunu, davanın reddine karar verildiğini, istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. İdare Dava Dairesi’nin 19.10.2017 tarihli ve 2017/615 E., 2017/662 K. sayılı kararı ile Maliye Bakanlığı yönünden HMK’nın 46-49 maddeleri gözetildiğinde davanın görev yönünden reddine, diğer davalılara yönelik istinaf taleplerinin esastan reddine kesin olarak karar verildiğini, on altı adet özel halk otobüsünün Eylül 2006 tarihinden Eylül 2008 tarihine kadar yaklaşık iki yıl bağlı kalması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek şimdilik 10.000TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Cevabı:

5.1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının taraf sıfatının bulunmadığını, ihaleyi alan şirketin 16.07.2014 günlü Türkiye Ticaret Sicil Gazetesine göre sicilden terkin edildiğini, şirket adına vekil atanmadığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı ihbar olunanların karar verdiği İstanbul 5. İdare Mahkemesi dosyasında taraf olmadığını, mahkeme kararından dolayı bir zararın ve illiyet bağının bulunmadığını, HMK’nın 46. maddesindeki şartların oluşmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

5.2. Fer’î müdahiller Selami Demikol ve ...; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır.

Özel Daire Kararı:

6. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla) 05.11.2019 tarihli ve 2018/51 E., 2019/74 K. sayılı kararı ile;

“…Dava, hakimlerin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak maddi tazminat istemine ilişkindir.

İstanbul 5.İdare Mahkemesi'nin dosya örnekleri getirtilerek incelenmiştir.

6100 sayılı HMK’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK 46. maddesine göre hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a)Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b)Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c)Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç)Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d)Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e)Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.

Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olgu, farklı bir anlam yüklemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı olarak karar verilmesi iddiasıdır.

Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş, yasa yolları da tüketilmiştir. Davacı, HMK'nın 46.maddede sayılan sınırlı hukuki sorumluluk nedenlerinin eldeki davada gerçekleştiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiştir,…” gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde:

“(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması” düzenlemesi bulunmaktadır.

10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

11. Hâl böyle olunca; yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olan Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 12.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.