Logo

Hukuk Genel Kurulu2020/89 E. 2022/439 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hâkimin yargılama faaliyetindeki usulsüzlükler nedeniyle davacının maddi zarar gördüğü iddiasıyla açılan tazminat davasında, HMK’nın 46. maddesinde belirtilen hâkimin hukuki sorumluluğuna ilişkin şartların oluşup oluşmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu olayda, HMK’nın 46. maddesinde sınırlı olarak sayılan hâkimin hukuki sorumluluğunu gerektirecek kayırma, taraf tutma, menfaat sağlama, açık ve kesin kanun hükmüne aykırılık, duruşma tutanağının değiştirilmesi/tahrif edilmesi veya hakkın yerine getirilmesinden kaçınılma gibi nedenlerin bulunmadığı değerlendirilerek, Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : (Kapatılan)Yargıtay 14. Hukuk Dairesi

1. Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.

2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

I. YARGILAMA SÜRECİ

Davacının İstemi:

4. Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu (Kartal) 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen 1995/575 E. ve 1996/1223 K. sayılı ortaklığın giderilmesi davasında, dava dilekçesi ve kararın müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, dolayısıyla kararın hukuka aykırı olarak kesinleştiğini, satış memurluğunun yaptığı usulsüz tebligat sonucunda da davaya konu taşınmazın 2002 yılında satıldığını, müvekkilinin payına düşen satış bedelinin 1.118.387.889TL olduğunu ve bedelin banka hesabına yatırıldığını, yargılamanın hiçbir aşamasından haberi olmayan müvekkilinin bankaya yatırılan paradan da haberi olmadığı için satış bedelini alamadığını, zamanla paranın pula dönüştüğünü, oysa ki müvekkilinin 2015 yılına kadar taşınmazın bütün emlak vergilerini ödediğini, müvekkilinin davaya konu taşınmazı 1994 yılında satın aldığını, satın aldıktan sonra da tapu müdürlüğü ile belediyeye verdiği emlak beyanında bildirdiği adresini hiç değiştirmediğini, mahkemenin “Paşaköy Kartal İstanbul” adresine tebligat göndermek suretiyle aslında boş araziye tebligat çıkardığını ve köy bekçisine tebligat yapıldığını, satış memurluğunun da aynı adrese tebligat çıkardığını, tebligatın bilâ tebliğ dönmesi üzerine zabıta vasıtasıyla araştırma yapılıp adresin tespit edilememesi üzerine ilanen tebligat yoluna gidildiğini, hem mahkeme hem de satış memurluğunun adres araştırması yapmaları gerekirken araştırma yapmayarak müvekkilinin davadan ve satıştan haberdar olmasını engellediklerini, mahkeme hâkiminin ağır ihmal ve kusuru nedeniyle müvekkilinin paydaşı olduğu taşınmazın satılmak suretiyle adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ve mağdur olduğunu, bu nedenlerle hâkimin farklı şekilde anlam yüklenemeyecek şekilde açık ve kesin kanun hükmüne aykırı şekilde usulsüz tebligatla karar verdiği müvekkili lehine şimdilik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 107. maddesi gereğince 10.000TL maddi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı:

5. Davalı ... Hazinesi vekili; zamanaşımı süresinin dolduğunu, Hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için HMK’nın 46. maddesinde yazılı bulunan sebeplerin bir ya da birkaçının gerçekleşmesi gerektiğini, anılan maddedeki koşulların oluşmadığını, dolayısıyla Hazinenin sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın zamanaşımı ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur.

6. Hâkim ...’ın dava tarihinden önce ölmüş olması nedeniyle ihbar olunan mirasçı ... sunduğu dilekçe ile; tazminat istemine konu edilen mahkeme kararı hakkında davacının temyiz hakkını kullandığını ve ilgili kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesi tarafından incelenerek onandığını, oluşan bir zarar ve illiyet bağının bulunmadığını, HMK’nın 46. maddesindeki koşulların oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer mirasçılar ise beyan dilekçesi sunmamıştır.

Özel Daire Kararı:

7. Yargıtay (Kapatılan)14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla 01.10.2019 tarihli 2018/6 E., 2019/9 K. sayılı kararı ile;

“…Davacı vekili 11.10.2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 1. Sulh (Kartal) Hukuk Mahkemesi'nin 1995/575 E. ve 1996/1223 K. sayılı izaleyi şuyu davasında verilen kararın müvekkiline usulsüz bir şekilde tebliğ edildiğini ve hukuka aykırı olarak kararın kesinleştiğini, ayrıca satış memurluğunun yaptığı usulsüz tebligat sonucunda ise davaya konu gayrimenkulün 2002 yılında satıldığını,yargılamanın hiçbir aşamasından müvekkilinin haberi olmadığını, ayrıca müvekkilinin bankaya yatırılan paradan da haberinin olmadığını, gayrimenkulün bedelini alamadığını, 2015 yılına kadar satılan gayrimenkulün bütün emlak vergilerini müvekkilinin yatırdığını, müvekkilinin davaya konu gayrimenkulü 1994 yılında satın aldığını, satın aldıktan sonra tapu dairesine ve Belediyeye verdiği emlak beyanında bildirdiği adresini hiç değiştirmediğini, mahkemenin ve satış memurluğunun adres araştırması yapmaları gerekirken adres araştırması yapmayarak müvekkilinin davadan ve satıştan haberdar olmasının engellendiğini, mahkeme hakiminin ağır ihmal ve kusuru nedeniyle müvekkilinin sahibi olduğu gayrimenkulün satılmak suretiyle adil yargılanma ve mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ve müvekkilinin mağdur olduğunu, bu nedenlerle hakimin ağır kusuru nedeniyle müvekkili lehine şimdilik ...nun 107. maddesi gereğince 10.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Hazine vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; süresinde açılmayan davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiğini, Hâkimin yargılama faaliyetinden dolayı Devlet aleyhine tazminat davası açılabilmesi için; HMK’nun 46.maddesinde tahdidi olarak yazılı bulunan sebeplerin bir ya da birkaçının gerçekleşmesinin gerektiğini, ayrıca davacının karardan dolayı zarar görmesi ve hâkimin davranışı ile zarar arasında illiyet bağının olması ve bu hususlarında davacı tarafça kanıtlanmasının gerektiğini, ...nun 46 nci maddesindeki koşulların oluşmadığını, bu nedenlerle hukuki dayanaktan yoksun açılan davanın zamanaşımı ve esastan reddine; HMK’nun 49.ncu maddesi hükmü uyarınca, davacının disiplin para cezasına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İhbar olunan ...'ın 24.11.2016 tarihinde vefat etmesi nedeniyle dava dilekçesi ve eklerinin ihbar olunan mirasçıları ..., Müzeyyen Hande IŞINAK ile ... adlarına tebligatlar çıkartılmış olup, çıkartılan tebligatların usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ihbar olunan mirasçısı ...'ın dosyaya cevap ve itirazlarını bildirir dilekçe sunduğu, ancak diğer ihbar olunan mirasçılarının dosyaya herhangi bir cevap dilekçesi göndermediği ve duruşmalara da katılmadıkları görülmüştür.

İstanbul Anadolu (Kartal) 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/575 esas, ve 1996/1223 karar sayılı dava dosyası Dairemizce incelenmiştir.

Dosyanın yapılan incelenmesinde; İstanbul Anadolu (Kartal) 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/575 esas, ve 1996/1223 karar sayılı dava dosyası temyiz edilmekle Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderildiği ve anılan Dairenin temyiz incelemesi sonucunda 19.04.2018 tarih ve 2018/309 Esas, 2018/3197 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Dava, hâkimlerin hukuki sorumluluğu nedenine dayalı tazminat istemine ilişkiindir.

Hâkimlerin hukuki sorumluluğu Hukuk Muhakemeleri Kanununun 46-49. maddelerinde düzenlenmiş bulunmaktadır. Kanunda gösterilen sorumluluk nedenleri, örnek niteliğinde olmayıp; sınırlı ve sayılı durumları ifade etmektedir.

Davacı vekili, müvekkilinin İstanbul Anadolu (Kartal) 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 1995/575 esas, ve 1996/1223 karar sayılı dava dosyası kapsamı itibariyle, izale-i şuyuu talebine dayalı açılan davada yargılama sırasında yapılan usulsüzlükler nedeniyle müvekkilinin maddi zarar gördüğünü belirterek, bu zararın tahsilini talep etmiştir. Dava konusu olayda tamamen yargısal faaliyet söz konusu olup, HMK’nun 46 ncı maddesinde yer alan nedenlerden bir ya da bir kaçının bulunduğu davacı tarafça ispatlanamamıştır.

Tazminat istemi, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkindir. Hatalı olduğu ileri sürülen yargısal işlemlerde, özel amaç ile davranıldığı yönünde bir delil de bulunmamaktadır.

Dava edilen talebin konusu, Hukuk Muhakemeleri Usulu Kanunda sınırlı sayıda yazılı sorumluluk gerektiren hususlardan olmadığından davanın reddine karar verilmiştir.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49 ncu maddesinde "...Dava esastan reddedilirse davacı 500,00 TL'den 5.000,00 TL'sine kadar disiplin para cezasına mahkum edilir..." hükmü yer almaktadır.

Davacının davası esastan reddedildiğinden Hukuk Muhakemeleri Kanununun 49 ncu maddesi gereğince takdiren 500,00 TL disiplin para cezasına mahkum edilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;

1-Davacının, hakimin hukuki sorumluluğunun hukuksal nedenine dayalı tazminat davasının REDDİNE,

2-6100 sayılı HMK'nun 49. maddesi gereğince takdiren 500,00 TL disiplin para cezasının davacıdan alınarak Hazineye verilmesine,

3-Davanın reddi dolayısıyla karar tarihi itibariyle alınması gerekli 68,20 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin olarak alınan 55,20 TL'nin mahsubu ile bakiye 13,00 TL'nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.125,00-TL vekalet ücretinin, davacıdan alınıp kendisini vekil ile temsil eden davalı ... Hazinesine verilmesine,

5-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 333.maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,

6- Davalı ... Hazinesi ve ihbar olunan tarafından dosyada herhangi bir yargılama gideri yapılmadığı anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,…” karar verilmiştir.

Kararın Temyizi:

8. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

II. GEREKÇE

9. Dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.

10. HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde; “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:

a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.

c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.

ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.

d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.

e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.

11. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat davası açma şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.

12. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.

III. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,

Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 05.04.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.