"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Yargıtay 6. Hukuk Dairesi (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
1.Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı Yargıtay 6. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine karar verilmiştir.
2. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin Ankara ili, Çankaya ilçesi, İmrahor mahallesi 26532 ada, 7 ve 11 nolu parsellerde bulunan taşınmazlarda inşaatı tamamlayarak arsa sahiplerine teslim ettiğini, ...’ın ise arsa sahibi olduğunu ve inşaatta yapılan üç adet ilave bağımsız bölümden arsa payına göre kendisine düşen bedel ile bağımsız bölümün geç teslimi nedeniyle uğranılan kira kaybının tahsili istemi ile müvekkili şirket hakkında dava açtığını, müvekkili şirketin de ... aleyhine, belediye ve tapuda arsa sahibi adına ödenen bedeller, veraset ilamının alınması sırasında yapılan masraflar, yapı hizmet bedeli, ilâve işler, merkezi ısıtma ile mantolama işlerinden dolayı arsa sahibine düşen payın tahsili ile ek sözleşme gereği arsa sahibine arsa payından fazla özgülenen kısım için yükleniciye ödemesi gerektiği iddia edilen bedelin tahsili istemli dava açtığını, açılan davaların birleşmesi sonucu yapılan yargılama neticesinde Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/423 E. ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 2020/516 E. sayılı dosyalarında verilen kararlar nedeniyle müvekkili şirketin zarara uğradığını, bu zararlardan ilgili hâkimlerin taraflı tutumları göz önünde alındığında sorumlu olmaları gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 52.610,33TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının verilen karardan dolayı zarar görmesi, hâkimin davranışı ile zarar arasında illiyet bağının olması ve bu hususların davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 46. maddesinde sorumluluk nedenlerinin sınırlı olarak sayıldığını ve belirtilen sorumluluk nedenlerinden hiçbirinin koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Özel Daire Kararı:
6. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 24.05.2022 tarihli ve 2021/7 E., 2022/4 K. sayılı kararı ile;
“…Dava, HMK'nın 46 ve devamı maddeleri gereğince hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı olarak açılmış tazminat istemine ilişkindir.
Davacının delil olarak dayandığı Ankara 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/188 Esas, Ankara 34. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/43 Esas (eski Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/540 Esas), Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesinin 2020/516 Esas, Ankara 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2010/122 Esas, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/3685 Esas dosyalarının uyap çıktısı dosya içerisine alınmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bu madde hükmüne göre, hakimlerin yargılama faaliyetinden dolayı ancak aşağıda sayılan sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine dava açılabilir.
a)-Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması,
b)-Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c)-Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması
ç)-Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d)-Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş veya bunlara dayanılarak karar verilmiş olması.
e)-Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.
HMK'nın 46/1-c maddesi gereğince hakimin fiilinden hazinenin sorumlu tutulabilmesi için “farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması” gerekmektedir. Bu sebebe dayalı olarak da ilgili hakimlerin HMK'nın 46/1-c maddesine aykırı karar vererek zararlarına yol açıldığı ileri sürülmüştür.
HMK'nın 46. maddesi (c) bendine göre hakimin sorumlu tutulabilmesi için açıkça kanuna aykırı davranılması sonucu zarara sebebiyet verilmiş olması şartı aranmaktadır. Bir kanun hükmü şerhi bir anlam yüklenmeyecek kadar açık ve kesin değilse bir başka değişle hakim görüşünün hukuki dayanakları ve bilimsel görüşlere dayandırarak farklı bir bakış açısı getirmiş ve delillerin takdirinden elde ettiği kanaat ile uyuşmazlığı sonuçlandırmış ise artık burada hakimin sorumluluğundan bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Eldeki dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca açılan dava sonucun da verilen karar dayanak yapılarak Dairemize açılmıştır.
Davacı dilekçesinde hakimlerin taraflı ve yanlı olarak hukuka aykırı ve hatalı karar verdiklerinden bahisle hukuki sorululuk davası açmıştır. Davacı, hakimlerin taraflı ve yanlı davrandıklarına dair Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/423 Esas sayılı dosyası celp edilmiş, davacı yanca istenilen delil ve belgeler toplanmış, bahsedilen dosyada hakimlerin taraflı ve yanlı davrandıklarına dair bir delil tespit edilememiştir. Mevcut delillere göre Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/423 Esas ve Ankara Bölge Adliye 31. Hukuk Dairesinin 2020/516 Esas sayılı dava dosyalarında açıkça tazminatı gerektirici şekilde kanuna aykırı davranıldığı kanaatine varılamamıştır.
Netice itibariyle HMK'nın 46. maddesinin belirtilen sebeplerinin ihlalinin gerçekleşmediği ve bu madde gereğince tazminat isteminin koşulları oluşmadığı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, davanın esastan reddi halinde disiplin para cezasının takdir edilerek hüküm altına alınması gerekir. Bu konuda dava konusu olayın gelişim biçimi ve dosyaya yansıyan olgular gözetilmiştir.
Belirtilen nedenlerle davanın esastan reddi gerektiği sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın sabit olmadığından REDDİNE,
2-HMK'nın 49/1. maddesi gereğince 3.000,00 TL disiplin para cezasının davacıdan tahsiline,
3-Davalı yararına takdir edilen 7,425 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının davası red edildiğinden alınması gereken 80,70 TL' maktu ve ilam harcının peşin alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 817,46 TL hacın istek halinde davacıya iadesine.
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6100 Sayılı Kanunun 338. maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avanstan kullanılmayan kısmın davacıya iadesine,…” karar verilmiştir.
Kararın Temyizi:
7. Özel Daire kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. GEREKÇE
8. Dava, HMK’nın 46. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
9. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 46. maddesinde sorumluluk nedenleri sınırlı olarak sayılmıştır. HMK’nın 46. maddesinde “(1) Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet aleyhine tazminat davası açılabilir:
a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.
ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe dayanılarak hüküm verilmiş olması.
d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.
e) Hakkın yerine getirilmesinden kaçınılmış olması.” düzenlemesi bulunmaktadır.
10. Somut olayda HMK'nın 46. maddesinde sınırlı sayıda belirtilen sorumluluk sebeplerinden hiçbiri bulunmadığından ve hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı tazminat şartları oluşmadığından Özel Dairece davanın reddine karar verilmesi yerindedir.
11. Hâl böyle olunca, yapılan açıklamalara, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bilgi ve belgelere, Daire kararında açıklanan gerektirici nedenlere, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın onanması gerekir.
III. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin ilk derece mahkemesi sıfatıyla verdiği kararın ONANMASINA,
Harç peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına, 28.12.2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.