"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "kadastro tesbitine itiraz" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çayırlı Kadastro Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.3.1999 gün ve 1996/13 E- 2 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 20.Hukuk Dairesi'nin 28.9.1999 gün ve 1999/8313-8004 sayılı ilamiyle; (...Dava konusu Toprakkale Köyünde bulunan 298 ve 300 parsel nolu taşınmazlar ORMAN niteliği ile Hazine adına kadastroca tesbit görmüş olup, her iki parselin değişik kesimlerine davacı gerçek kişiler itirazda bulunup kadastro mahkemesinde dava açmışlar, 300 parsele yönelik olarak Hazine ve Köy Tüzelkişiliği MER'A iddiasıyla davaya müdahil olmuşlar, yerel mahkemece 300 parsele yönelik gerçek kişilerin davasının REDDİNE, müdahil Hazine ve Köy Tüzelkişiliğinin davasının kabulüne, bu parselin MER'A olarak siciline işlenmesine, 298 parselin, gerçek kişilerin dava ettikleri (Z, D, S, Ş, T, U, R, Ü, V, Ç, J, İ, I, Q, L, O, P, N, M, E, B, A, C, G, F, H, K, A, B) harfli kısımlar yönünden davanın kabulüne, bu kısımların gerçek kişiler adına tesciline karar verilmiş, karar yalnızca Orman Yönetimince temyiz edilmiştir.
1-298 parsel sayılı taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Hazinenin bu parsele yönelik davası veya müdahalesi yoktur. Taşınmazın niteliği orman olarak belirlendiğinden, tesbit maliki de Hazine olduğundan, zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle tesbit maliki Hazineye de husumetin yöneltilmesi gerekir. Zorunlu dava arkadaşı durumundaki Hazineye husumet yöneltilip, taraf teşkili sağlanmadan, davanın görülüp sonuçlandırılması doğru değildir.
2-300 parsel sayılı taşınmaza
yönelik Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince:
300 parsel sayılı taşınmaz, 3402 Sayılı Yasanın 4.maddesi uyarınca yapılan tahditte orman sınırları içine alınmış, bilahare yapılan genel kadastro tesbitinde Hazine adına orman niteliği ile tesbit edilmiştir. Tesbite karşı askı ilan süresi içinde sadece (A) ile işaretli kesime Y... Toraman, (B) ile işaretli kesime E... P... Toraman, (P) ile işaretli kesime Y... Toraman, (O) ile işaretli kesime H... M... Toraman, (M) ile işaretli kesime M... Yıldırım, (K, E, F, G, H) ile işaretli kesime H... Ateş, (N) ile işaretli kesime S... Doğan, (T) ile işaretli kesime H... Zirek, (R) ile işaretli kesime Y... Toraman, (Ş) ile işaretli kesime Z... Meral, (L) ile işaretli kesime M... Yıldırım, kadastro mahkemesinde tesbite itiraz etmişlerdir. Bu davaya krokisinde (300-A ile gösterilen 28.250 m2'lik kesim yönünden gerçek kişi A... Özbey, parselin gerçek kişilerin itiraz ettiği kesimlerle birlikte tümüne yönelik olarak Hazine 30 günlük askı ilanı geçtikten sonra müdahale etmişlerdir. Bu parselin tesbitine karşı itiraz süresinden sonra köy tüzel kişiliği MER'A iddiasıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış ve bu dava dosyası kadastro mahkemesindeki dosya ile birleştirilmiştir. Somut olayda açıklandığı üzere, biri orman kadastrosu ve ikincisi de genel kadastro olmak üzere iki kadastro işlemi vardır. Parselin itiraz süresi içinde dava edilmeyen kesimi yönünden hem orman kadastrosu, hem de genel kadastro tesbiti kesinleşir. Gerçek kişi A... Özbey'in süresi içinde itiraz edilmeyen kesime yönelik olan müdahale talebi bu nedenle kadastro mahkemesinde incelenemez, mahkeme görevsizdir. Hazinenin ve köy tüzel kişiliğinin itiraz süresi içinde gerçek kişiler tarafından dava edilen kesimlere yönelik katılımları ve davaları 3402 Sayılı Yasanın 26/D maddesi ve bendi gereğince mümkün ise de, bu müdahil davacılar yönünden 30 günlük askı süresi içerisinde itiraza uğramayan kesimlere yönelik dava ve katılımları yönünden de kadastro mahkemesi görevli olamaz. Başka bir anlatımla, Asker Özbey'in katılarak dava ettiği 28.250 m2'lik kesim ile süresi içinde itiraza uğramayan 300 parselin diğer kesimleri yönünden genel kadastro tesbiti ve orman kadastrosu kesinleşmiş olacağından, bu kesimler yönünden Hazine ve Köy tüzel kişiliğinin davaları da kadastro mahkemesinde görülemez. Katılım, ancak askı ilanı süresi içinde itiraza uğrayan kesimler yönünden mümkündür.
Esas yönden yapılan araştırma ve incelemede askı ilan süresi içinde gerçek kişiler tarafından itiraz edilen kesimlerin MER'A olduğu saptandığına göre, Orman Yönetiminin bu kesimlere yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : 1-Davalı Orman Yönetimi ; 2-Müdahil Hazine
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu Toprakkale Köyü 298 ve 300 parsel nolu taşınmazlar ORMAN niteliği ile Hazine adına kadastroca tesbit edilmiş; gerçek kişiler her iki parselin farklı kesimlerine orman olmadığı, şahıs arazisi olduğu iddiası ile askı ilan süresi içinde itiraz ederek dava açmışlar; gerçek kişi A... Özbey askı ilan süresinden sonra müdahale yolu ile davaya katılarak, her iki parselde değişik kesimlere itiraz edip, adına tescilini istemiştir. Köy Tüzel kişiliği 300 parsel nolu taşınmazın mer'a olduğu iddiasıyla Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış; görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine gönderilerek bu dosya ile birleştirilmiştir. Hazine de 300 parsele yönelik olarak mer'a iddiasıyla davaya müdahil olarak katılmıştır.
Yerel mahkeme gerçek kişilerin 300 parsele yönelik davasının reddine, Hazine ve Köy Tüzel Kişiliğinin davasının kabulü ile bu parselin mer'a olarak siciline işlenmesine: 298 parselde gerçek kişilerin bir kısım talepleri kabul edilmiş ve gerçek kişiler adına tesciline karar verilmiştir. Yerel mahkemenin kararı Özel Dairece yukarıdaki gerekçelerle bozulmuştur.
1-298 parsel nolu taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Dosyadaki belge ve yazışmalara göre, 3402 sayılı Genel Kadastro Yasası uyarınca tahdit işlemleri yapılırken bu yasanın 4.maddesine göre Orman sınırı çizilip taşınmazın bu sebeple orman tahdit alanı içinde bırakıldığı ve yine 3402 sayılı Yasa uyarınca ilanı yapılıp, 30 günlük süre içinde bu işleme karşı iptal davası açıldığı görülmektedir. 3402 sayılı Yasanın 4.maddesi içeriğine göre sınır çizilmesi ve bunun aynı Yas a uyarınca Genel Kadastro prosedürü içinde işlemleri bitirilip, ilanın yapılmasında bir eksiklik olmayıp bu olgu yasaya uygundur. Ne var ki, Orman Yönetimince çizilen sınır orman tahdit sınırı teşkil edeceği için yapılan itiraz Genel Kadastroyla birlikte orman tahdidine itiraz niteliğini de içerir. Bunun doğal sonucu olarak artık, 6831 sayılı Yasanın 11.maddesindeki itiraz süresi ve diğer usul koşulları aranmaz. Davada uygulanması gereken usul kurallarının 3402 sayılı kadastro yasasında öngörülen kurallar olacağı açıktır. Hazinenin bu parsele yönelik davası ve müdahalesi bulunmamaktadır. Kadastro davaları, tesbit maliklerine yada komisyonca malik olarak gösterilenlere husumet yöneltilerek açılması gerekir. Ormanların mülkiyeti Hazineye kullanma ve idare hakkı Orman Genel Müdürlüğüne aittir.Taşınmazın niteliği orman olarak belirlendiğine, tesbit maliki de Hazine olduğuna göre zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle Orman Genel Müdürlüğü yanında tesbit maliki Hanizeye'de husumet yöneltilmesi gerekir. O nedenle bu yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararının (1) nolu bendindeki dairenin bozmasına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı 298 parsel nolu taşınmaza ilişkin olarak bozulmalıdır.
2-300 parsel nolu taşınmaz orman niteliği ile Hazine adına tesbit görmüş, bu tesbite karşı gerçek kişiler yasal süre içinde parselin bazı kesimlerine yönelik Kadastro Mahkemesine dava açmışlardır. Dava aşamasında gerçek kişi A... Özbey ile Hazine davaya müdahil olarak katılmış, Köy Tüzel Kişiliğinin Mer'a iddiasıyla askı ilan süresinden sonra açtığı dava bu dava ile birleştirilmiştir. Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık; orman niteliği ile tesbiti yapılan parselin bir bölümünün dava konusu edilmesi halinde dava dışı bölüm hakkındaki tesbitin kesinleşip kesinleşmeyeceği ve bu bölümle ilgili 3402 sayılı yasanın 26/D md. hükmüne göre davaya asli müdahil olarak katılanların iddialarının Kadastro Mahkemesinde görülüp görülmeyeceği konusundadır.
3402 S.Y. da orman niteliği ile tesbit tutanağı düzenlenen taşınmazlar hakkında açılacak davalarda 6831 s. orman yasasında öngörülen usul kurallarının uygulanacağı konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, doğal olarak diğer parsellerde olduğu gibi, orman nitelikli parseller hakkında Kadastro Mahkemelerinde açılacak davalarda da 3402 sayılı yasada belirtilen esas ve usule ilişkin hükümler uygulanacaktır. 3402 S.Y.nın 30/son maddesinde "kadastro mahkemesinde açılmış davalarda, çekişme taşınmazın belli bir bölümü hakkında ise, ilgililerin ifraz işleminde bulunmaları halinde, çekişmesiz kısım ifraz edilerek, davaya çekişmeli kısım üzerinde devam edileceği" hükmü varsada dosyadaki bilgi ve belgelerden ilgilerce böyle bir istekte bulunulmadığı anlaşılmaktadır. İlgililerin talebi olmadıkça hakim kendiliğinden çekişmesiz bölümü ifraz edemez. K.Y.nın 26/D md.si hükmüne göre, Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra, tesbitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıklara bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Somut olayda davanın devamı sırasında Köy Tüzel kişiliği 300 numaralı parselin tamamının mer'a olduğu iddiası ile açtığı dava bu dava ile birleştirilmiş, Hazinede aynı iddia ile davaya katılmıştır. Anayasanın 141/son maddesi "davaların en az giderle ve mümkün olan surette sonuçlandırılmasını emretmektedir. Parsel bir bütün olduğundan davaya konu bölümünün kadastro mahkemesinde, davaya konu olmayan bölümünün genel mahkemede görülmesi usul ekonomisinede uygun değildir.
O halde; orman sınırlamasının 3402 S.Y.nın ¾
¾ md.hükmü uyarınca yapılmış olması halinde davada uygulanması gereken esas ve usul kurallarının 3402 sayılı yasa hükümleri olduğu ve parselin bir bütün olması nedeniyle dava dışı bölümünde kesinleşmeyeceği, bu bölüm hakkında aynı yasanın 26/D maddesi hükmü uyarınca asli müdahil olarak katılanların iddilarının da kadastro mahkemesinde görülmesi gerektiği kabul edilmelidir. Şu durum karşısında yerel mahkemece anılan parsel hakkında yapılan araştırma ve kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiştir. O nedenle yerel mahkemenin 300 parsel nolu taşınmaza yönelik direnme kararı ONANMALIDIR.
SONUÇ : Yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı Orman Yönetimi ve müdahil Hazine vekilinin 298 parsel nolu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararını yukarıda ve Özel Daire bozma kararının (1) nolu bendinde gösterilen nedenlerden dolayı, HUMK. 429.maddesi gereğince BOZULMASINA;
2-Davalı Orman Yönetimi vekilinin 300 parsel nolu taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının reddi ile, direnme karanının bu parsel yönünden ONANMASINA,
13.12.2000 gününde oybirliği ile karar verildi.