"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/3037 E., 2024/803 K.
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 29. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/290 E., 2023/102 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde hizmet tespiti davasında davanın kabulüne dair verilen kararın davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; müvekkilinin, davalı işveren hastane ile arasında akdedilen iş sözleşmesine istinaden 12.06.2006-01.06.2018 tarihleri arasında muhasebe elemanı (doktor hak ediş sorumlusu) olarak aralıksız çalıştığını, müvekkilinin sigorta sicil numarasının ... olduğunu, müvekkilinin fiili işe giriş tarihinin 12.06.2006 olmasına rağmen ...’na bildirim tarihinin 26.01.2007 olduğunu, arada geçen süre zarfında müvekkilinin sigortasız olarak çalıştırıldığını, müvekkilinin, davalı işveren hastane nezdinde 12.06.2006 tarihinde 550,00-TL net maaş ile işe başladığını, çalışmasına karşılık aldığı en son net maaşın ise 2.230,81-TL olduğunu, davalı işverenin, müvekkilinin 2006 - 2015 yılları arasındaki çalışmasına karşılık prime esas kazancını gerçek maaşı üzerinden değil de asgari ücret üzerinden göstererek eksik ödediğini beyan ederek; müvekkilinin davalı işveren ... Sağlık Hizmetleri A.Ş. nezdinde 12.06.2006-26.01.2007 tarihleri arasındaki hizmetinin tespitine ve tespiti edilen hizmet süresine dair primlerinin davalı işveren tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davacı yanın müvekkili şirket hastanesinde 26.01.2007 tarihinde çalışmaya başladığını, davacı yanın analık izninin bitiminden sonra 25.05.2018 tarihinde iş başı yapması gerektiğini, ancak davacı yanca 21.05.2018 tarihinde haklı hiçbir bildirim beyan veya talepte bulunulmadan, Arabulucu ... tarafından müvekkili şirkete arabuluculuk davetiyesi geldiğini, 24.05.2018 tarihinde yapılan Arabulucu nezaretinde davacı ile yapılan toplantıda kendisinin 25.05.2018 tarihinde iş başı yapmasının beklendiğini, ancak parasal taleplerinin karşılanmaması halinde elinde müvekkili şirket aleyhine belge olduğu gerekçesiyle hizmet tespit davası açma tehdit ve şantajında bulunduğunu, davacı yanın 25.05.2018 - 26.05.2018 - 28.05.2018 tarihlerinde izinsiz, bildirimsiz ve mazeretsiz olarak iş yerine gelmemesi üzerine müvekkili şirket 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 25/II maddesi mucibince 28.05.2018 tarihinde çıkış işlemlerini yaptığını, Kartal 14. Noterliğinin 01.06.2018 tarih ve 18610 yevmiye numaralı ihbarnamesi ile davacı yana bildirildiğini, davacı yanın 12.06.2006 tarihinde çalışmaya başladığı iddiasının asılsız ve gerçeklerle bağdaşmadığını, davacı yanın imzaladığı Personel Hizmet Akdinde işe giriş tarihinin 26.01.2007 olduğunu, davacı yanın dava dosyasına kendi el yazısı ve imzası ile tanzim edilmiş olan ve şirket yetkililerinin imzasını taşımayan, 12.06.2006 tarihinde iş başı yaptığına delil olarak sunduğu yıllık izin formları davacı tarafından usulsüz ve sahte delil üretme amacıyla tanzim edildiğini, davacı yanın en son aldığı net maaşın 2.047,50 TL. , AGİ 133,31 TL., yol yardımı 50 TL. olmak üzere toplam ödenen rakam 2.230,81 TL. olduğunu beyan ederek; öncelikle iddialara ilişkin tarih itibariyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesini, aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Feri müdahil Kurum vekili cevap dilekçesinde ve özetle; 11.09.2014 tarih ve 29116 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 6552 sayılı İş Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 64 üncü maddesi ile 30.1.1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7 nci maddesine eklenen 4 üncü fıkrada: “(Ek: 10.9.2014 – 6552/64 md.) Hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, dava Kuruma resen ihbar edilir. İhbar üzerine davaya davalı yanında ferî müdahil olarak katılan Kurum, yanında katıldığı taraf başvurmasa dâhi kanun yoluna başvurabilir. Kurum, yargılama sonucu verilecek kararı kesinleştikten sonra uygulamakla yükümlüdür.” hükmü getirildiğini, müvekkil Kurum SGK Başkanlığı’nın “feri müdahil” sıfatı ile dava ve duruşmalara katılımı yönünde karar verilerek, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 69 uncu maddesinin 1 inci fıkrasındaki “Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir.” hüküm doğrultusunda, yargılama sonunda fer’i müdahil olan müvekkil Kurum SGK Başkanlığı aleyhinde hüküm kurulmamasını talep ettiklerini, evvelemirde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiğini, Kurum kayıtlarında gözükmeyen çalışmaların yasaya tabi sigortalı çalışmalar olarak kabulü mümkün olmadığını, davacı yanın davasını resmi kayıt ve belgelerle ispatlaması gerektiğini, işe giriş bildirgesi varlığının çalışmanın ispatı olmadığını, fiili çalışmanın ispatı gerektiğini, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusu varlığının zorunlu olduğunu, eylemli ve gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 14.03.2023 tarih, 2022/290 E., 2023/102 K. sayılı kararıyla; "... dinlenen bordrolu tanıkların Yargıtay yerleşik içtihatları doğrultusunda uyuşmazlığa ilişkin dönemde işverenlik bünyesinde çalışması bulunan bordro tanıkları oldukları, ilgili tanıkların beyanları ile hizmet cetvelleri incelenmekle birlikte davacının uyuşmazlığa konu hizmeti yönünden kuşkuya yer bırakmayacak şekilde davacının çalışmasını destekler mahiyette ve bir birliyle örtüşen şekilde davacının 2006 yılının ilk bahar yaz aylarından işe başladığı ve kesintisiz çalıştığı yönünde beyanlarda bulundukları, davacının davalı işverenlikte geçen çalışmasının kesintisiz olması nedeniyle dava tarihi itibariyle hak düşürücü süre sorunu olmadığı;
Diğer yandan BAM kaldırma kararında her ne kadar 'dava konusu taleplerin tamamı kabul edilmediği halde tam kabul hükmü kurulmasının da hatalı olduğu'na değinilmiş ise de; davacı vekilinin dava dilekçesi incelenmekle; "Davalı işveren ayrıca çalışılan 2006 - 2015 yılları arasında müvekkilimin prime esas kazancı gerçek maaşı üzerinden değil de asgari ücret üzerinden göstererek eksik ödemiş olup bu hususta kuruma başvurma ve dava ikame etme hakkımızı saklı tutmaktayız" ibarelerinin yer aldığı ve talep sonucunda "12.06.2006 – 26.01.2007 tarihleri arasındaki hizmetinin tespitine ve tespiti edilen hizmet süresine dair primlerinin davalı işveren tarafından ödenmesine" ibarelerinin yer aldığı; bu haliyle eldeki davanın 12.06.2006 ila 26.01.2007 tarihileri arasında geçen hizmetlerin tespitine ilişkin olduğu ve davacının prime esas ücret tespiti talep hakkını açıkça saklı tutarak böyle bir talebinin bulunmadığı değerlendirildiğinde davacının 1039571 sicil nolu işveren bünyesinde 12.06.2006 - 26.01.2007 tarihleri arasında dönemin prime esas asgari kazanç miktarı üzerinden hizmeti bulunduğunun tespitine karar verilmesinin talebin tam kabulü ile sonuçlanacağı dikkate alınarak; aşağıdaki şekilde davanın tam kabulüne dair karar vermek gerektiği" gerekçesiyle;
"Davanın kabulü ile
Davacının davalı 1039571 sicil no.lu işveren bünyesinde 12.06.2006 - 26.01.2007 tarihleri arasında dönemin prime esas asgari kazanç miktarı üzerinden hizmeti bulunduğunun tespitine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı şirket vekili; dava kısmen kabul edildiği halde tam kabul hükmü kurulduğunu, bordro tanıklarının davacı aleyhine beyanlarının dikkate alınmadığını, davacının imzasını taşıyan maddi delillerin dikkate alınmadığını, davacının imzasını taşıyan Personel Hizmet Sözleşmesinde işe giriş tarihinin 26.01.2007 olduğunu, yıllık izin formlarında işe giriş tarihinin 26.01.2007 olduğunu, soyut tanık anlatımlarına göre karar verilemeyeceğini, belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Fer'i müdahil Kurum vekili; Soyut tanık anlatımlarına göre karar verilemeyeceğini, dava kısmen kabul edildiği halde tam kabul hükmü kurulmasının hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.05.2023 tarih ve 2023/1589 E., 2023/1267 K. sayılı kararı ile "... Davacı ile davalı arasında 26.01.2007 tarihli personel hizmet sözleşmesi bulunduğu görülmüştür. Davacının 12.06.2006 tarihinde işe başladığının dinlenen kayıtlı tanıkların beyanları ile ispatlandığı,davacının ücret iddiasını ispatlar nitelikte yazılı belgesinin bulunmadığı,davacının hizmet tespiti yanında prime esas kazanç tespiti talebi de bulunduğu, Mahkeme tarafından prime esas kazanç tespiti yönünden talebin kabul edilmediği, talepler kısmen kabul edilmesine rağmen tam kabul hükmü kurulmasının yerinde olmadığı, talebin prime esas kazanç talebini de içermesi nedeniyle Kurumun fer'i müdahil değil davalı olduğu, kararın bu yönleriyle düzeltilmesi gerektiği kanaatine varıldığı" gerekçesiyle;
"1-Davalı şirket ve fer'i Müdahil Kurum'un istinaf başvurularının kısmen kabulüne,
2-İstanbul Anadolu 29. İş Mahkemesinin 2022/290 Esas, 2023/102 Karar sayılı 14.03.2023 tarihli kararının kaldırılmasına,
3-Davanın kısmen kabulüne,
4-Davacının davalı 1039571 sicil no.lu işveren bünyesinde 12.06.2006 - 26.01.2007 tarihleri arasında dönemin prime esas asgari kazanç miktarı üzerinden hizmeti bulunduğunun tespitine,
5-Davacının prime esas kazanç talebi yönünden davanın reddine" karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
Dairenin 14.09.2023 tarih ve E.2023/8354, K.2023/8211 sayılı kararında; "...Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince bordro tanıklarının beyanları esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de davacı tarafından imzalanan ve işe başlangıç tarihinin 26.01.2007 tarihli olduğunu belirtilen sözleşme ile işveren tarafından düzenlenen ve işe başlangıç tarihinin 12.06.2006 tarihi olduğunu gösteren 30.05.2008, 11.08.2009, 25.02.2010 tarihli yıllık ücretli izin formlarının bulunduğu, bu belgelerin de birbiriyle çeliştiği anlaşılmakla; Mahkemece davacıya iş sözleşmesi gösterilip imza inkarı olup olmadığı sorulmalı, bununla ilgili delilleri toplanmalı, yazılı belgeler ile işe başlama tarihi arasındaki çelişki giderilmek suretiyle hangisine üstünlük tanındığı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
2) Bölge Adliye Mahkemesi kararında, davacının bildirilen asgari ücretin dışında ücret aldığına yönelik talebi olmadığı anlaşılmasına karşılık talebin yanlış yorumlanmak suretiyle bu talep yönünden red kararı verilmesi ve davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesi isabetsizdir." gerekçesiyle söz konusu karar bozulmuştur.
B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "..Yargıtay bozma ilamına uyularak davacı ...'nun beyanı alınmış, davalı iş yerinde 12.06.2006 tarihinde hasta yatış çıkış biriminde çalıştığını, çalıştığı dönemde işe girenlerin sigortaları 6 ay-8 aylık periyotlarla yapıldğını, be nedenle sigorta girişinin geç yapıldığını, iş sözleşmesinin daha sonraki bir tarihte yapıldığını, hatta iş sözleşmesinin içeriğini dahi doldurmadıklarını, adres kısmını kendilerine doldurttuklarını, kalan kısmın işveren tarafından doldurulduğunu beyan etmiştir.
Her ne kadar davacının iş sözleşmesi 26.01.2007 tarihinde düzenlenmiş, işveren tarafından sunulan yıllık izin belgelerinde işe başlama tarihi 26.01.2007 tarihi olarak gözükmekte ise de iş sözleşmesinin işe başlandıktan sonra düzenlenmesinin mümkün olduğu,davacı tarafından sunulan yıllık izin belgelerinde işe başlama tarihinin 12.06.2006 olarak gözüktüğü, davacının 12.06.2006 tarihinde işe başladığının dinlenen kayıtlı tanıkların beyanları ile ispatlandığı anlaşılmakla davanın kabulüne" karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, hükmün eksik araştırmaya dayalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, delillerin hatalı değerlendirildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
Fer'i müdahil Kurum vekili, hükmün eksik araştırmaya dayalı olduğunu, davanın reddi gerektiğini, delillerin hatalı değerlendirildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371; 506 sayılı Kanun'un 79/1 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz sebeplerine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ve fer'i müdahil Kurum vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine,
04.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.