Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6863 E. 2024/8348 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin marka başvurusuna yapılan itirazın reddi üzerine, davacının tescilli markası ile davalı şirketin başvurduğu marka arasında iltibas olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında ortalama tüketiciyi yanıltacak derecede bir benzerlik bulunmadığı, görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayırt edilebilir oldukları gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI :2021/1382 Esas, 2023/1281 Karar

HÜKÜM :Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ :Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2018/428 E., 2020/243 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin "o iş bizde" ibareli marka başvurusuna yönelik itirazlarının davalı kurum tarafından reddedildiğini, müvekkilinin “İŞ” tanınmış markalarının sahibi olduğunu ve “iş”, “işte”, “o iş” esas unsurlu 36. sınıf dahil olmak üzere çok sayıda markasının bulunduğunu, davalının markasının da 20, 36 ve 37. sınıf mal ve hizmetleri kapsamakta olduğunu, tescil edilmek istenilen markanın müvekkilinin markaları ile benzer olduğunu ve aynı emtia sınıflarını kapsadığını, ayrıca tanınmışlık nedeniyle de davacı markalarının koruma altında olduğunu, anılan markanın tescilinin davalı lehine haksız yararlanmaya sebebiyet vereceğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek 2018-M-8677 sayılı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptali ve davalı şirket adına 2017/102296 sayısı ile başvuru konusu edilen markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; taraf markaları arasında iltibas bulunduğu iddialarının yerinde olmadığını, “iş” kavramının ticaretle uğraşan ve kısaca iş yapan herkes tarafından kullanılan genel bir ibare olduğunu, tek kişinin tekeline bırakılamayacağını, “salt “iş ibaresinin müvekkilinin markasında yer almasının iltibas için zorlama bir yorum olacağını, “iş” ibaresinin tek başına ayırt edicilikten yoksun olduğunu, müvekkilinin markasının 3 kelimeden ve logodan oluştuğunu, davacının “iş” markasını bankacılık sektöründe kullandığını, müvekkilinin ise inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini, markalar arasında bütünsel olarak bir benzerlik bulunmadığını, taraf markaları arasında sınıfsal iltibas tehlikesinin mevcut olmadığını, davacının 36. sınıf hizmetlerde bir kullanımı bulunmadığını, kötü niyet iddiasının anlaşılabilir olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde; taraf markaları arasında karıştırmaya yol açabilecek derecede görsel, işitsel ve kavramsal düzeyde ilişkilendirilme ihtimalinin bulunmadığını, “iş” ibaresinin tek başına karıştırılma ihtimalini doğurmayacağını, bu ibarenin ayırt edici vasfının düşük olduğunu, başvurunun sadece “iş” kısmının alınarak iltibas ihtimalinin ileri sürülmesinin hatalı olduğunu, markanın bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, kötü niyet iddialarının herhangi bir delille desteklenmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacı adına tescilli "İŞ" ibaresi etrafında oluşturduğu markalar ile davalının "O iş bizde+şekil" ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin davalının "O iş bizde+şekil" markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, markalar arasında benzerlik bulunmadığından davacının tanınmışlık, kötü niyet itirazlarının uygulama alanı bulunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2.6769 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 26.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.