"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1304 Esas, 2023/1227 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/226 E., 2021/111 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2014/90240, 2014/90239 sayılı "...", "..." ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “biztech” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2019/33267 kod numarasını alan başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, ancak itirazın kısmen reddine karar verildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından kısmen reddedildiğini, oysa dava konusu markanın kısmen tesciline karar verilen emtia yönünden taraf markaları arasında iltibas tehlikesinin oluştuğunu, söz konusu tescilin müvekkilinin markalarının itibarına zarar vereceğini, söz konusu marka başvurusunun hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin ... ibareli marka üzerinde üstün ve mutlak hak sahibi olduğunu, müvekkili ile ... arasında 20.01.2014 tarihinde imzalanan Stratejik İşbirliği Anlaşması çerçevesinde Borsa İstanbul bünyesinde yer alan tüm piyasaların ortak işlem ve işlem sonrası platformda hizmet vermesine yönelik ... teknolojik dönüşüm programının pay piyasasını içeren ilk fazı kapsamında işlem sistemi, veri yayın sistemi, gözetim sistemi, endeks hesaplama sistemi, işlem sonrası sistemleri ile operasyonel veri tabanları ve raporlama alt yapısının başarılı bir şekilde Kasım 2015 tarihinde devreye alındığını, müvekkilinin 2014/902389 sayılı ... ve 2014/90240 sayılı ... markalarının davalının dava konusu marka başvurusundan önce tescil edildiğini ve tanınmışlık kazandığını, markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu ileri sürerek YİDK'nın 2020-M-1453 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2019/33267 başvuru numaralı “biztech” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, dava konusu marka başvurusunun kapsamından bir kısım hizmetlerin çıkarılmasına karar verildiğini, ancak kalan hizmetlerle ilgili böyle bir benzerlik durumunun söz konusu olmadığını, diğer yandan tescilsiz bir marka gerekçe gösterilerek SMK madde 6/3 gereğince yapılan itirazın değerlendirilmesinde ise söz konusu markanın ilgili sektörde belirli bir bilinirlik düzeyine erişmiş olması, markasal olarak aktif ve yoğun bir şekilde kullanımının gerektiğini, davacının söz konusu ... ibaresini Türkiye’de kesintisiz ve süreklilik arz eder biçimde, ticari etki oluşturacak şekilde ve başvurunun tescilini engelleyecek mahiyette bir markasal kullanımı ispatlayamadığını, kötüniyetin somut deliller ile ispat edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
2.Davalı şirket vekili, markalar arasında benzerlik olmadığını ve benzer alıcı kitlesine hitap etmediğini, davalı şirketin ticaret siciline kayıt tarihinin Kasım 2015 olduğu gerçeği karşısında davalının davacının markasını taklit etmesinin mümkün olmadığını, davalı şirket ile davacının iştigal alanları, faaliyetleri, hitap ettikleri kesim ve hedef tüketicileri, son kullanıcılarının birbirinden tamamen farklı olduğunu, davacının markasının aktif ve yoğun kullanılarak davalı şirket markasının tescilini engelleyecek mahiyette bir markasal kullanımının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davalının dava konusu marka başvurusunun kapsamında bırakılan 35. sınıf hizmetlerin davacının adına tescilli markalarının kapsamında yer almadığı, dolayısı ile somut olayda emtia ayniyeti/benzerliği koşulunun oluşmadığı, başvuru standart karekterle yazılmış “biztech” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı "...", "..." ibarelerinden oluştuğu, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı ya da benzer olması gerektiği, taraf markaları benzer ise de marka kapsamındaki emtia farklı olduğundan iltibas ihtimalinin oluşmayacağı, dava dosyasına sunulan belgelerin davacının gerçek hak sahipliği iddiasını ispata elverişli olmadığı, davalı şirketin kötüniyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E. 2014/11-696, K. 2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, davalı şirketin dava konusu marka başvurusu kapsamında bırakılan hizmetlerin davacı adına tescilli itiraza mesnet markaların kapsamında yer almadığı, bu açıdan somut olaya SMK'nın 6/1. maddesinin uygulanamayacağı, diğer yandan somut uyuşmazlık açısından emsal alınabilecek nitelikte bulunan Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2021/187 E., 2022/4502 K. ve 06.06.2022 tarihli kararında, "..." ibareli marka ile "..." ibareli marka arasında benzerlik bulunmadığının belirlendiği, ayrıca davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut ispatın sağlanamadığı, öte taraftan Yargıtayın az önce anılan kararında markalar arasında benzerlik bulunmadığı için somut olay açısından da tanınmışlık hususunun tartışılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. İlk derece mahkemesince, somut olayda taraf markaları benzer ise de marka kapsamındaki emtia farklı olduğundan iltibas ihtimalinin oluşmayacağı, dava dosyasına sunulan belgelerin davacının gerçek hak sahipliği iddiasını ispata elverişli olmadığı, davalı şirketin kötüniyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince ise davalı şirketin dava konusu marka başvurusu kapsamında bırakılan hizmetlerin davacı adına tescilli itiraza mesnet markaların kapsamında yer almadığı, bu açıdan somut olaya SMK'nın 6/1. maddesinin uygulanamayacağı, ayrıca dairemizin emsal kararı ile "..." ibareli marka ile "..." ibareli marka arasında benzerlik bulunmadığının belirlendiği, emsal karar gereği somut olaydaki markalar arasında benzerlik bulunmadığı için tanınmışlık hususunun tartışılmasına gerek olmadığı, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötüniyetli olduğuna ilişkin somut ispatın sağlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bu durumda eldeki iltibas, tanınmışlık ve kötü niyet hukuki nedenine dayalı davanın ilk derece mahkemesince taraf marka ibareleri arasında benzerlik bulunmakla mal ve hizmet sınıflarının farklılaştığı ve kötü niyetin ispatlanamadığı, bölge adliye mahkemesince ise taraf marka ibarelerinin hali hazırda benzer bulunmadığı, kötü niyetin ispatlanamadığı ve ek olarak tanınmışlığın dava konusu ibareler arasında benzerlik bulunmaması nedeniyle irdelenemeyeceği gerekçeleri olmak üzere iki ayrı gerekçe ile reddedildiği tespit edilmiştir.
Ancak 6100 sayılı HMK’nın karar tarihinde ve halen yürürlükte olan 353/1-b-2 maddesinde; "b) Aşağıdaki durumlarda davanın esasıyla ilgili olarak; 2) Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, ... duruşma yapılmadan karar verilir." düzenlemesi yer almaktadır. Anılan düzenleme uyarınca, davacı vekilinin istinaf talebi üzerine İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesince, yeni ve farklı bir gerekçe ile reddedilmesi gerektiği sonucuna varılması nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine şeklinde hüküm kurulması doğru olmamış Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
2) Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.11.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.