"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/849 Esas, 2024/569 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2017/792 E., 2021/421 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04.02.1995 tarihli, 84095 tescil numaralı "..." ibareli tanınmış markanın müvekkilinin adına tescilli olduğunu, davalının ise müvekkili şirket ile aynı alanda ticari faaliyette bulunduğunu, "... ...+şekil" ibareli markanın 11.07.2002 tarihinde davalı adına tescil edildiğini, ancak davalının kullandığı şekil ile tescilli markasının bir ilgisinin bulunmadığını, davalının kullanımlarının tescil kapsamını aşarak, ... ibaresi esas unsur olacak şekilde davacının adına tescilli markalarına yanaştırılmak ve iltibas yaratmak suretiyle kullanıldığını, davalının bu eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığını, maddi zarara uğradığını ileri sürerek marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refine ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik markaya tecavüz nedeni ile 100.000,00 TL'nin, haksız rekabet nedeniyle 100.000,00 TL'nin ve ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle 100.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 11.07.2002 başvuru tarihli, 2002/17.... tescil numaralı, "... ...+şekil" ibareli markasını yenilemelerle birlikte adına tescilli olduğunu, müvekkilinin, davacının markasını taklit etmediğini, markalar ve kullanımlar arasında iltibasın olmadığını, davacının bu kullanıma uzun yıllar sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığını, davacı tarafından davalıya bir ihtarname gönderilmişse de, davanın yine bu ihtarın gönderilme tarihinin üzerinden uzun bir süre geçtikten sonra açıldığını, bunun sessiz kalma olduğunu, tescilli olan markalar hakkında hükümsüzlük kararı alınmadığı sürece markaya tecavüz ve haksız rekabet iddialarının ileri sürülemeyeceğini, davacının markasının tanınmış marka statüsünde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı işyerinin giriş kısmında “... SÜT ÜRÜNLERİ” yazısının bulunduğu, işyerindeki tenekeler üzerinde “... süt ve süt ürünleri” yazısının olduğu, bu yazılara nispeten çok küçük harflerle “ü” ve “g” harflerinin bulunduğunun görüldüğü, davalıya ait www.unalsut.com.tr isimli internet sitesinde görülen ürün görsellerinde "..." ibaresinin ön plana çıkarılmak suretiyle kullanıldığı, ... ibaresinin Ü harfi içerine yerleştirildiği, davalının kendi tescilli markasını kullanmak yerine davacı markasıyla iltibasa sebebiyet verecek şekilde tescil harici kullanıldığı, market broşürlerinde belirgin olan görselin davacıya ait “...” ibaresi olduğu, bu durumun davacı adına tescilli “...” markasıyla yüksek benzerlik taşıdığı, yazılış ve okunuşlarının aynı olduğu, son tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, davalı eyleminin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 29/1-b maddesi gereğince markaya tecavüz oluşturduğu, davalı tarafından tescilli markasının tescil edildiği şekilden farklı olarak, davacı markasına yaklaştırmak suretiyle kullanıldığı, söz konusu kullanımın iltibas yaratacak mahiyette olduğu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 54 ve 55/l-a-4 maddeleri kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği, tazminat talebi yönünden net bir zarar tespitinin mümkün olmadığı, davalı kayıtlarında ayrışmış bir şekilde tescil harici kullanımın tespit edilemediği, davalının ticari kayıtlarının hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, gerçek ticari hacmi yansıtmadığı, ciro ve işlem hacmi dikkate alınarak tazminat talebinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 50. vd maddeleri uyarınca tespitinin gerektiği, eylemin ağırlığı dikkate alındığında 100.000,00 TL üzerinden tazminatın yerinde ve hakkaniyete uygun olduğuna kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, infazda 12.02.2019 tarihli heyet raporunun dikkate alınmasına, hükmün eki sayılmasına, davacının maddi tazminata yönelik davasının kısmen kabulü ile takdiren 100.000,00 TL'nin işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm özetinin ilanına karar verilmiş, hüküm, taraflarca istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm, taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalının 2002/17480 tescil numaralı, “... ...+şekil” ibareli markasını, davacının kendi adına tescilli “...” markalarına yanaştırmak suretiyle iltibas yaratacak şekilde kullanıldığı iddiasına dayalı markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ile maddi tazminat istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1. Davacı, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi taleplerinin yanında markaya tecavüz nedeni ile 100.000,00 TL'nin, haksız rekabet nedeniyle 100.000,00 TL'nin ve ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle 100.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince tazminat talebi yönünden net bir zarar tespitinin mümkün olmadığı, davalı kayıtlarında ayrışmış bir şekilde tescil harici kullanımın tespit edilemediği, davalının ticari kayıtlarının hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı, gerçek ticari hacmi yansıtmadığı, ciro ve işlem hacmi dikkate alınarak tazminat talebinin TBK'nın 50 vd maddeleri uyarınca tespitinin gerektiği, eylemin ağırlığı dikkate alındığında 100.000,00 TL üzerinden tazminatın yerinde ve hakkaniyete uygun olduğu belirtilerek 100.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak, Mahkemece, davacının markaya tecavüz nedeni ile 100.000,00 TL'nin, haksız rekabet nedeniyle 100.000,00 TL'nin ve ticari itibarının zedelenmesi nedeniyle 100.000,00 TL'nin tahsili istemine yönelik olarak bir ayrım yapmadan, hangi talebe ilişkin hangi miktarda tazminat talebini kabul ettiğini belirtmeksizin, yalnızca TBK'nın 50 vd maddelerine göre 100.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir
2.Bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1 hükmü uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istekleri halinde ilgililere iadesine,11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.