Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4212 E. 2025/2626 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalıların marka tescil başvurusunun, davacının tescilli markalarıyla benzerlik teşkil edip etmediği ve haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Taraf markaları arasında karıştırılma ihtimali yaratacak düzeyde benzerlik bulunduğu, davalı markasının davacının tanınmış markalarından haksız yararlanma ihtimali taşıdığı ve ayırt edici karakterini zedeleyebileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve Yargıtay tarafından da bu kararın onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin “...” ve “hepsiburada” ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2020/81658 numaralı başvurunun ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) tarafından reddedildiğini, müvekkilinin online alışveriş sektöründe lider konumda ve tanınmış olduğunu, ... alışveriş sitesi üzerinden e-ticaret faaliyetleri gerçekleştirdiğini, davalı başvurusunun müvekkilinin markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, dava konusu markanın tescil edilmesi halinde müvekkilinin markasının ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğini, davalının kötüniyetli de olduğunu ileri sürerek YİDK'in 2021-M-4506 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2020/81658 başvuru numaralı “...” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davaya konu 2020/81658 sayılı "..." ibareli markanın kelime, şekil ve renk unsurlarından oluşan özgün bir yapıya sahip olduğunu, taraf marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığını, benzerlik bulunmadığından tanınmışlığın da işbu davaya etkili olamayacağını, kötüniyet iddiasının ispatlanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın karara itiraz ve dava dilekçesinde yer verdiği markalar ile "..." markasının karıştırılma ihtimali bulunmadığını, başvurunun bir bütün halinde itiraza mesnet markalardan farklı olduğunu, davacı yanca "..." ibaresinin tek başına marka olarak tescil edilmediğini, "..." ibaresinin ayırt ediciliği olmayan zayıf bir unsur olarak kabul görmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamına göre, davalı başvurusunun ... ibaresi ve şekil unsurundan oluştuğu, "..." ifadesinin “... çok iyi fırsat” manası taşıdığı, taraf markalarda ortak unsur olan “..." ibaresinin her iki taraf markalarında da esas unsur olarak yer aldığı, dava konusu markada "..." ibaresi yanında "..." ibaresi bulunsa da bu ibarenin markaya tek başına yeterli bir ayırt edicilik katmadığı ve taraf markalarının bütün itibarıyla değerlendirildiklerinde benzer olduğu, "...” ibaresinin kapsadığı 35. sınıftaki hizmetler açısından somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, taraf markaları arasında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (SMK) 6/1 hükmü anlamında karıştırılma ihtimali olduğu, davalının marka başvurusunun davacı markalarının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlayabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyebileceği, davalı şahsın kötüniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK'in 2021-M-4506 sayılı kararının iptaline, dava konusu marka henüz tescil edilmemiş olduğundan hükümsüzlük ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm, davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının “...” ibareli marka başvurusu ile davacının "..." esas unsurlu itirazına mesnet markaları arasında, biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede SMK'nın 6/1 hükmü anlamında bir benzerlik bulunduğu, zira taraf markalarında bulunan esas unsurların "..." ibaresi olduğu, davalının markasında ... ibaresi yanında ... ibaresi bulunsa da markaya tek başına yeterli bir ayırt edicilik katmadığı, ... ibaresinin her iki markada da aynen bulunduğu, işin uzmanı yahut dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, mesnet marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu mallar için ayırdığı satın alma süresi içinde, davalının marka başvurusunu gördüğünde derhal ve hiç düşünmeden davacının tescilli markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayacağı, her iki marka arasında yanılgı yaşayabileceği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği yani markaları karıştırabileceği, “...” ibaresinin kapsadığı 35. sınıftaki hizmetler açısından somut ve soyut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, ... ibaresinin 35. sınıftaki hizmetler yönü ile herhangi bir çalışma hayatında faaliyet gösteren kişilerin kullanımına konu olabilecek türden çağrışım/algı oluşturan bir kelime olduğundan da bahsedilemeyeceği, dava konusu markanın, davacı markalarının tanınmışlığından haksız bir yarar sağlayabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya ayırt edici karakterini zedeleyebileceği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı Kurum YİDK kararının iptali ile davalının başvuruya konu markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı harcın istek halinde ilgililere iadesine, 21.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.