Logo

11. Hukuk Dairesi2024/4216 E. 2025/2655 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin marka tescil başvurusuna davacı şirketin, kendi markasıyla benzerlik ve kötü niyet iddiasıyla yaptığı itirazın reddi üzerine açılan davanın YİDK kararının iptali istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, daha önce benzer bir marka başvurusunun kötü niyet nedeniyle reddedilmiş olmasına rağmen, ufak değişikliklerle tekrar başvuru yapması ve davacı şirketin markasından haksız yararlanma amacı güttüğünün anlaşılması gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ve YİDK kararının iptaline ilişkin kararları, istinaf ve temyiz incelemesi sonucunda onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dünya çapında tanınmış "..." ibaresi ve logosunun bir çok ülkede tescil edildiğini, markanın gerçek hak sahibi olduğunu, Türkiye'de de TÜRKPATENT nezdinde tescilli "..." ve şekil unsurlu markalarının bulunduğunu, davalı şirketin 2019/67024 “HOTEL ... ...” ibareli marka başvurusuna itirazlarının TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerledirme Kurulu (YİDK) kararı ile nihai olarak reddedildiğini, ancak taraf markalarının iltibasa sebebiyet verebilecek mahiyette benzer olduğunu ve aynı emtia sınıfını kapsadıklarını, dava konusu markanın tescili halinde davalının haksız yarar elde edeceğini, haksız rekabete sebebiyet verileceğini ve müvekkili şirketin marka haklarının ihlal edileceğini, davalı şirketin marka başvurusunda kötüniyetli olduğunu, müvekkili şirket ile aynı ticari alanda faaliyet gösteren davalı şirketin müvekkili markasını bilmemesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin marka ve logosunun birebir aynısının kullanımı sebebiyle davalı şirkete ihtarname çekildiğini, ihtarnameye verilen cevapla kullanımın durdurulduğunun bildirildiğini, ancak davalı şirketin ihtarname sonrasındaki kullanımında ufak değişiklik yaparak dava konusu markayı başvuruya konu ettiğini, bu durumun davalı şirketin müvekkili şirket markasından haberdar olduğu ve kötü niyetli olduğu hususundaki iddialarını desteklediğini, müvekkili şirket markasının tanınmışlığına dair TÜRKPATENT kararları bulunduğunu, ... ibaresinin aynı zamanda müvekkili şirketin ticaret unvanı olduğunu ileri sürerek TÜRKPATENT YİDK’in 2020-M-8417 sayılı kararının iptaline, 2019/67024 sayılı marka başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davalı markasının bütününde bıraktığı izlenimin davacının “şekil” ibareli markalarından farklı olduğunu, markalar arasında görsel, sesçil ve kavramsal benzerlik bulunmadığını, davacının gerçek ve üstün hak sahibi olduğu iddiasının, YİDK nezdinde sunulan bilgi ve belgelerin ihtilafa konu markanın başvurudan önce itiraz sahibi tarafından ciddi markasal kullanımını göstermediğinden yerinde görülmediğini, davacı tarafın kötü niyete dayalı iddialarının ispat edilemediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

2.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, davacının “...” ibareli marka ile yurt dışında faaliyet gösterdiğini iddia ettiğini, ancak markanın adlarına tescilli olduğundan bahsedilemediğini, “...”nin davacı ... ile ilgisinin ispatlanamadığını, “...” markasının Türkiye’de tescilli olmadığını, Türkiye’de hiçbir faaliyetinin bulunmadığını, ortalama tüketiciler tarafından tanınmadığı ve bilinmediğini, taraf markalarının karıştırılması ihtimalinin bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıya ait itiraza mesnet markanın salt şekilden ibaret olup herhangi bir kelime unsuru içermediği, buna karşın dava konusu markanın hem şekil hem kelime unsurlarını bir arada barındıran karma nitelikli bir marka olduğu, davacı markasında kelime unsuru bulunmaması nedeniyle taraf markaları arasında işitsel ve kavramsal benzerlik bulunmadığı, ancak markaların şekil unsurları arasında görsel olarak yüksek seviyeli bir benzerlik bulunduğu, taraf markalarında şekil unsurunun ön planda yer aldığı, şekil unsurunun davacı markasının tek ve dolayısıyla esas unsur niteliği taşıdığını, davalının markasının da esas unsurlarından biri olduğu, taraf markalarının sınıfsal olarak ayniyet taşıdığı, aynı/aynı tür olarak nitelenen hizmetlerin ortalama tüketicisinin yüksek seviyede dikkat ve özene sahip olduğu gözetilse dahi davacının markasının ayniyet derecesinde benzerinin dava konusu markada yer almasının, tüketici nezdinde karıştırılmaya yol açacağı, markaların ilişkilendirilmesi ihtimaline dayalı olan nispi tescil engeline ilişkin şartların oluştuğu, iddia edilen tanınmışlığın ispatlanamadığı, dosya kapsamında davacı şirketin Türkiye’de önceki tarihli, markasal ve ciddi kullanımını ispatlar nitelikte bir bilgi/belge bulunmadığı, bu nedenle davacının gerçek hak sahipliği iddiasının da ispatlanamadığı, dava dışı İbrahim Kurt'un hem davalı şirketin, hem de dava dışı ... Dış Ticaret A.Ş.'nin yönetim kurulu üyesi olduğu, bu sebeple aralarında organik bağ olduğunun söylenebileceği, dava dışı şirket adına kayıtlı "hotel lottepalace" "bykıcri hotel lottepalace" ibareli marka başvurularının davacı şirketin itirazı üzerine reddedildiği, davalı şirketin dava konusu marka başvuru tarihinde davacı şirketin itiraza mesnet markasından haberdar olmadığının söylenemeyeceği, davacının özellikle yurtdışında "..." ibaresini markasal olarak turizm sektöründe kullandığı, davalı şirketin de turizm sektörüne ilişkin marka başvurusunda bulunduğu düşünüldüğünde, bu sektör ile hemhal davalı şirketin davacıya ait "..." markalarının aynı sektörde markasal olarak yurtdışında kullandığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde, bu ibare ile oldukça benzer ... ibaresini tescil ettirmek istemesinin ticari dürüstlük kurallarına uymayan kötü niyetli bir yaklaşım olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile daha önce dava dışı ... Dış Ticaret A.Ş. tarafından gerçekleştirilen 2018/45331 sayılı ve "HOTEL ... ..." ibareli başvuru ile 2018/45323 sayılı ve "... ... ..." ibareli marka başvurularının davacı şirketin itirazı üzerine YİDK kararlarıyla kötüniyet gerekçesiyle reddedildiği, İbrahim Kurt adlı kişinin dava dışı bu şirketin hem yönetim kurulu başkanı hem de yetkilisi olduğu, aynı zamanda eldeki davaya konu başvuruyu yapan davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve yetkilisi olduğuna dair belgelerin işlem dosyasına ibraz edildiği, anılan YİDK kararlarının iptali talebiyle dava açıldığına dair bir bilginin ise bulunmadığı; davaya konu marka başvurusunun kötüniyet gerekçesiyle reddedilen markaların esas unsurunu oluşturan "..." ibaresine "E" harfi eklenmek suretiyle oluşturulduğu, başvuruda davacı şirketin logosuna benzer bir logo kullanılmak suretiyle, başvurunun davacı şirketin markasına daha da yakınlaştırıldığı, davacı tarafça yaptırılan tespitte de davalı şirketin otelinde "..." ibaresinin "..." şeklinde yazılmak suretiyle kullanıldığının belirlendiği, söz konusu delillerin de işlem dosyasına sunulduğu, davalı şirketin davacının markasından haberdar olduğunun ve davaya konusu başvuruyu davacının markasından haksız olarak yararlanmak için kötüniyetle gerçekleştirildiğinin eldeki davaya konu başvuru yönünden de kabulünün gerektiği gerekçesi ile TÜRKPATENT vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali talebine ilişkinidir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.