"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Şirketin 2018/72655 sayılı ve “...” ibareli marka başvurusuna, müvekkilinin 2002/23595 sayılı “... ...”, 2005/44000 ''... ... şekil'', 2007/16713 "... ...", 2015/17299 sayılı ''... ...'' ibareli markalarına dayalı itirazının nihai olarak reddedildiğini, oysa tarafların markaları arasında iltibas bulunduğunu, başvuru konusu markanın seri marka olarak nitelendirileceğini, müvekkilinin markalarının tanınmış olduğunu, dava konusu başvurunun kötüniyetli bulunduğunu ileri sürerek Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... vekili cevap dilekçesince; Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2.Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; markaların benzerlik taşımadığını, ''...'' ibaresinin zayıf bir işaret olduğunu, müvekkilinin "..." ibareleri seri markalarının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşılaştırılan markalarda ortak olan “...” ibaresinin, İngilizce kökenli bir sözcük olduğu, Türkçede “...” anlamına geldiği, Türkçede de günlük kullanım diline “...” şeklinde yerleştiği cihetle ayırt edici niteliği düşük zayıf bir ibare olduğu, bu şekilde, herkes tarafından bilinen/kullanılan, ayırt edici niteliği zayıf ibarelerden oluşan markalarla iltibasın yapılacak küçük bir değişiklikle bertaraf edilebileceği, bu çerçevede karşılaştırılan markalarda ortak olarak bulunan "..." ibaresinin ayırt ediciliği düşük zayıf bir ibare olması karşısında, davacıya ait önceki tarihli markaları gören, bu markalı ürünlerden yararlanan ortalama tüketicinin, dava konusu "..." markalı ürünlerle karşılaştığında, davaya konu emtialardan yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu markanın davacıya ait markalardan farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı kurmayacağı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 6/1 hükmü koşullarının somut olayda oluşmayacağı, davacının "... ..." markasının tanınmışlığının ve kötüniyet iddiasının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 22.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.