Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6738 E. 2024/8168 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacıların, davalıya ait tescilli markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya ait marka tescillerinin davacılarınkine göre daha önceki tarihli olduğu ve davacıların kötü niyetli marka tescili iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararını onayan istinaf kararının da onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1594 Esas, 2023/935 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI :2017/422 E., 2018/104 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisleri ... ve ... adlı kardeşlerin 1876 yılında meşhur ... bozasını ilk defa İstanbul’un ... semtinde imal edip ticaretini yaptıklarını, 1925 yılında da ... semtinde bir imalathane ve satış yeri kurarak bu yerde 1933 yılına kadar müşterek ... ... ve diğer ürünleri imal edip ticaretini yaptıklarını, 1933 yılında ...'ın, 1944 yılında ...'in vefat etmesi üzerine amca çocukları arasında geçimsizlik baş gösterdiğini ve ...’ın oğlu ... ...' nın, ... ... isimli ticarethanesini 1948 yılında ticaret siciline kayıt ettirdiğini, ...’in oğullarından şirket yetkilisi ...’nın dedesi ...’nın, 1876’dan bu yana babasının yürüttüğü işleri devam ettirirken bu kez 28.05.1956 tarihinde “... Bozacısı ... oğlu ...” ünvanı ile 12.03.1956 tarihinde ticaret siciline kayıt olduğunu ve 1956 yılından bu güne kadar ... ... ve ... imal edip satışını yaptığını, ...’in diğer oğlu ...’nın da 12.03.1957 tarihinde ... , İstanbul ...’ yı marka olarak tescil ettirdiğini, ...’nın oğlu İbrahim Sedat ...'nın da İTO siciline tescil ile ... ... Ticaret unvanı ile 15/05/1983 tarihinden beri her nevi boza, sirke, turşu imalı toptan ve perakende satışı ile ticaret işleri ile iştigal ettiğini, ... ile İbrahim Sedat ...’nın güçlerini birleştirerek ... Gıda San Ltd. Şti ni kurduklarını ve bu unvan altında boza satışı, sirke vs. imal ve toptan ve perakende ticaretini yapmaya başladıklarını, ancak ...’nın 26.07.2004 tarihinde , İbrahim Sedat ...’nın 2008 yılında vefat ettiği, ticaretin davacı şirket ve mirasçıları ... ve ... tarafından yürütüldüğünü, 1948 yılına dek ortak kullanımın söz konusu olduğunu, 1948 yılından itibaren ... ailesinde amca çocukları arasında uyuşmazlık çıktığını, ayrılan ortakların ayrı ayrı ... ..., ... bozacısı ünvanı ve markası ile boza imal edip satmaya başladıklarını hepsinin kendilerine intikal eden bu markayı kullanırken markanın yanında etiketlerinde şekil olarak boza küpünü kullandıkları gibi etiketlerinde imalatlarının başladığı 1876 tarihine de yer verdiklerini ...’in tüm haklarını bu arada markasını ve amblemini miras yoluyla iktisap ettiğini, 1944 yılından beri zilyet olduğunu, ... ..., ... ..., ... TURŞUSU unvan veya markası üzerinde uzun yıllardan beri doğrudan doğruya hak sahibi olduklarını, marka ve hakkın zilyetliğin ortadan kaldıran herhangi bir taksim veya hukuki tasarrufun bulunmadığını,“...” unvanı, markasını kullanma hakkının üst soyu ...’nın babasından ...’nın ise dedesinden intikal eden meşru bir hakkı olup, müvekkil şirketin kullandığı ... ... veya ... TURŞUSU markasını ve baba/dedelerinden intikal eden amblem ve işaretleri kullanmasını engelleyecek üstün bir hak herhangi bir kişi, kurum ya da şirkete verilmediğini, müvekkilince ayırt edici ekler ile yapılan marka tescil başvurularına davalının kötü niyetli itirazları sonucu marka tescillerine engel olunduğunu, davacı markalarının kullanılmadığını bu nedenle iptallerinin gerektiğini, ayrıca davalının kötü niyetli olarak tescil ettirmiş olduğu 41259 tescil nolu “...” , 2011 89221 tescil nolu “... Bozacısı 1876” , 2010 33814 tescil nolu “...’dan ...” , 2010 33813 tescil nolu “...’dan ...”, 2007 65711 tescil nolu “www.vefailgsi.com.tr” , 2005 38875 tescil nolu “...+şekil” , 2002 26746 tescil nolu “... 1876”, 2002 26745 tescil nolu “Vefabozacısı+şekil” , 1998 193707 tescil nolu “...” , 96 017383 tescil nolu “... Bozacısı 1876” , 1996 201914 tescil nolu “...” 1996 179582 tescil nolu “...” , 1996 182249 tescil nolu “ ... Bozacısı Boza Sirke Şıra Gıda Maddeleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi” markalarının öncelikle 3. kişilere devir ve temlikin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilerek bu markalann kötü niyetli olarak tescili sebebiyle hükümsüzlüğüne, mümkün olmadığı takdirde fiilen kullanılmama nedeniyle markaların iptaline/hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın dava dayanaklarından birisi olan kullanmama nedeni ile iptale ilişkin KHK 14. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin kararıyla iptal edildiğini, iptal talebinin hukuki dayanaktan yoksun kaldığını, tüm markaların hükümsüzlüğü talebinin de kanuni dayanak olan 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında KHK yürürlükten kaldırıldığından davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kötü niyetli tescil ve önceki hakka dayalı gerekçelerine dayanarak davacı tarafın iş bu davayı açamayacağını bu iddiaların ispatının gerektiğini, davalı şirketin tüm tescillerinin, davacı şirkete ait markalardan önce olduğunu, her halükarda önceki markanın varlığının, sonraki marka tescilini yaptıran kişi tarafından bilindiği her halde de kötü niyetten söz edilemeyeceğini, tescilli markalarının tescil tarihlerinden çok daha sonra davalı şirketin marka başvurularını yaptığını ve sadece turşu, maden suyu, alkollü içecekler, zeytin üzerinde tescil aldığını, markaların tescil tarihleri de dikkate alındığında taleplerin zamanaşımına uğradığını, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini, davacı tarafın, 2012/41259 başvuru numaralı "..." ibareli marka için öncelikli kullanım, üstün hak, kötü niyet gerekçeleri ile Ankara 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2015/471 E. sayılı davada davacının davasının görüldüğünü bu talepler açısından da reddolunduğunu, davanın kısmen kabul edilen tek kısmının 35/6. sınıftaki müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için turşu ürünlerini bir araya getirilerek sunulması hizmetleri olduğunu belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, toplanan deliller, dosyaya sunulup incelenen mahkeme ve Yargıtay kararları kapsamında davacıların iptale yönelik taleplerinin Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı nedeniyle dayanaksız kalması ve kötü niyetli marka tesciline ilişkin iddialarının da ispat edilememiş olması nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı Kanun'un 355 inci maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalıya ait marka tescillerinin daha önceki tarihli olduğu ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 21.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.