Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6885 E. 2024/8120 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalı şirketin gizli ortağı olduklarının tespiti ve şirketin tasfiyesini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların gizli ortaklık iddialarını ispatlayacak yeterli ve geçerli delil sunamamaları gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararını onayan bölge adliye mahkemesi kararının da onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/665 Esas, 2023/1472 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/460 E., 2022/236 K.

Taraflar arasındaki ortaklığın tespiti ve şirketin tasfiyesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile davalı şirketin tek hisse sahibi ...'ın çok yakın arkadaş olduğunu, müvekkilleri ile davalı şirketin tek hisse sahibinin 2003 yılında ... Servis Ticaret Ltd. Şti.'ni kurduğunu, şirkette davacılar ile dava dışı ...'ın eşit oranda ortak olduğunu, müvekkilleri ile ...'ın 2013 yılında ... yetkili servis açmak istediklerini, ancak yapılan görüşmelerde açılacak şirketin tek ortaklı olması ve başka şirketle ortaklığının bulunmaması gerektiğinin bildirildiğini, bu nedenle ...'ın ... Servis Ticaret Ltd. Şti.'den ayrıldığını ve ortak sermaye ile müvekkillerinin de gizli ortağı olduğu ... Teknik ve Servis İletişim Ltd. Şti.'ni kurduğunu, şirketin 2013 yılında faaliyete başlandığını ve ticari kredi kullandığını, müvekkillerinin de kredinin kefilleri olduklarını, ...'ın 2017 yılında vefatı ile geriye mirasçı olarak kızı ve eşinin kaldığını, müvekkillerinin ortaklıklarına son verildiğini, müvekkillerine ait şirket hatlarını kapattırıldığını, müvekkillerince şirketin yeni hissedarıyla görüşme talep edilmiş ise de yeni hissedarların buna yanaşmadığını, bunun üzerine Ankara 25. Noterliğinin 9089 yevmiye no.lu 24.05.2018 tarihli ihtarnamesini keşide ederek ortaklığın tasfiyesi için görüşme teklif ettiklerini, ancak yeni hissedarların bunu da kabul etmediklerini, müvekkillerinin davalı şirketin gizli ortağı olduğunun açık olduğunu, bu itibarla müvekkillerinin davalı şirketin 1/3 ayrı ayrı eşit hisse ile ortak olduklarının tespitine ve şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili firmanın 10.11.2017 tarihinde vefat eden ... tarafından kurulduğunu, ... Mobil Cihazları Yetkili Servisi olarak faaliyet gösterdiğini, ...'ın vefatından sonra mirasçıları olan eşi ... ve kızı ...'ın şirketin mirastan dolayı ortağı olduklarını ve ilgili teknik servisi ...'ın idare ettiğini, şirketin tüm edinimlerini kendisinin yerine getirdiğini, ...'ın vefatından sonra davacılar tarafından müvekkili şirketin kendilerine ait olduğu noktasında haksız ve hukuki altyapısı olmayan talepler ile müvekkili şirketin yasal ortakları olan ... ve ...'a baskı yapılmaya başlandığını, davacıların müteveffa ...'ın eski ortakları ve aile dostları olduğunu, aralarında borç alma verme, kefil olma veya alım satım yaparak ticari ilişkiler içinde olduklarını, ...'ın vefatından sonra borçlarının davacılara ödendiğini, davacıların gizli ortak olduklarını ispatlamaları gerektiğini savunarak hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davalı şirketin gizli ortağı olduğu iddia olunmuşsa da, bu hususu ispatlar nitelikte geçerli bir delil ibraz edilemediği, belirtilen Yargıtay kararı ışığında dinlenen tanıklar ve diğer deliller tek başına bu geçerlilik koşulunun yerine getirilmemesini haklı kılmayacağı için söz konusu toplanan delillerde de davacıların ortak olduğuna ilişkin tereddüte ve başka bir ihtimale yer bırakmayacak şekilde bir kanaat oluşmadığı, kaldı ki davanın temelini oluşturan şirketin ... Bölge Müdürlüğünün talimatı doğrultusunda tek ortaklı kurulduğuna ilişkin iddia da davacı tanıklarından o dönemki bölge müdürü ...'in beyanıyla dayanaksız kaldığı, ayrıca davacıların, ortaklığın tespitinden sonra davalı şirketin feshine (ve tasfiyesine) hükmedilmesinide istedikleri, davacıların şirkette ortak olmamaları, yargılama sürecinde bu iddilarını ispat edememeleri karşısında, (feshe yönelik) bu davayı açamayacakları kabul edilerek davalı şirketin feshi ve neticesinde tasfiye kararı verilmesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar davacı yanca davalı şirketin gizli ortağı olunduğu iddia edilmiş ise de, bu iddianın somut bilgi belgelerle ispatlanması gerektiği ve davacı yanın bu iddiasını ispatlar mahiyette somut bilgi belge ve delil ibraz edemediği, dosya kapsamında dinlenen tanıkların ve davacı yanca dosyaya sunulan diğer delillerin de davacıların davalı limited şirketin ortağı olduğuna ilişkin geçerlilik koşulunun yerine getirilmemesinin haklı nedenlere dayandığının somut olarak ispatlanamadığı gibi davacı yanca davalı şirketin ... Yetkili Servisi olup ... Bölge Müdürlüğü'nün talimatı doğrultusunda tek ortaklı kurulduğu iddia edilmiş olup, bu iddianın da davacı tanıklarından o dönem ki bölge müdürü olan tanık ...'in beyanıyla dayanaksız kaldığından davacıların davalı şirketin gizli ortakları olduğuna ilişkin açtıkları davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca işbu davada öncelikle davalı şirketin ortağı olduğunun tespiti ve davalı şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmiş olmakla ve yapılan yargılama sonucu davacıların davalı şirketin ortağı olduklarını ispat edememelerinden ötürü bu istemin reddine karar verildiğinden davalı şirketin fesih ve tasfiyesi taleplerinin de reddi kararı usul ve yasaya uygun olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin davanın reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı şirketin gizli ortağı olduğunun tespiti ile neticesinde şirketin feshine karar verilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine, 20.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.