Logo

11. Hukuk Dairesi2023/6913 E. 2025/593 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin yaptığı sermaye artırım kararının iptali talebi üzerine açılan davada, hak düşürücü süreye uyulup uyulmadığı ve kararın yoklukla malul olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sermaye artırım kararının iptali için öngörülen üç aylık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 353. maddesi gereğince tescilli sermaye artırım kararının yokluğuna karar verilemeyeceği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1157 Esas, 2023/519 Karar

HÜKÜM : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kozan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/284 E., 2019/599 K.

Taraflar arasındaki ortaklar kurulu kararının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 04.02.2025 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip, gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin 20 Ekim 2003 tarihinden bu yana %25 pay ile ortağı konumunda olduğunu, davalı şirketin müvekkiline herhangi bir bildirim yapmadan olağanüstü genel kurul kararı ile toplantı yaptığını ve bu toplantıda sermaya arttırım kararı aldığını, şirketin hakim ortaklarınca alınmış olan bu karar neticesinde, davacı müvekkilinin şirketteki payının %1'e düşürüldüğünü ileri sürerek bu haksız ve mesnetsiz olarak alınan sermaye arttırım kararına ilişkin genel kurul kararının iptaline karar verilmesini dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın zamanında açılmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini, genel kurul kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile genel kurul kararının 07.01.2016 tarihinde alındığını, 13.01.2016 tarihinde ilan edildiğini, davanın 3 aylık hak düşürücü süreden çok sonra 07.06.2018 tarihinde açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ortaklar kurulu kararında sadece sermayenin artırılması kararı ile yetinilmediği, artırılmasına karar verilen sermaye miktarının tamamının davacı dışındaki diğer ortaklar tarafından aynı toplantıda taahhüt edildiği, alınan karar sonucunda davacının şirketteki ortaklık payının %25'ten %1'e indirildiği, her ortağın esas sermaye payı oranında, sermayenin artırılmasına katılma hakkına sahip olduğu, davacıya sözkonusu toplantıda rüçhan haklarının da kullandırılacağını bildiren usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı, davacının olmadığı bir toplantıda sermaye artırımının dışında rüçhan hakkını da etkileyecek nitelikte karar alınmış olmasının yasanın tanıdığı hakkı ortadan kaldırıcı nitelikte olduğu, bu durumda 3 aylık hak düşürücü süre sınırlı olunamayacağı gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, 07.01.2016 tarihli ortaklar kurulu kararının batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davalı şirketin 07.01.2016 tarihli ortaklar kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

6102 sayılı Kanun'un 456. maddesinin dördüncü fıkrası, "353. ve 354. maddeler ile 355. maddenin birinci fıkrası tüm sermaye artırımı türlerine kıyas yoluyla uygulanır." düzenlemesini, 353. maddesi ise, "(1)Anonim şirketin butlanına veya yokluğuna karar verilemez. Ancak, şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı hareket edilmek suretiyle, alacaklıların, pay sahiplerinin veya kamunun menfaatleri önemli bir şekilde tehlikeye düşürülmüş veya ihlal edilmiş olursa, yönetim kurulunun, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, ilgili alacaklının veya pay sahibinin istemi üzerine şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesince şirketin feshine karar verilir. Mahkeme davanın açıldığı tarihte gerekli önlemleri alır. (2) Eksikliklerin giderilebilmesi, esas sözleşmeye veya kanuna aykırı hususların düzeltilebilmesi için mahkeme süre verebilir. (3) Dava dilekçesine deliller ile gerekli bütün bilgiler eklenir. Yargılama aşamasında delil sunulamayacağı gibi bir davanın beklenilmesi ve bilgi getirtmesi de mahkemeden istenemez. Ancak, somut olayın haklı göstermesi hâlinde, mahkeme, kesin süreye bağlayarak, davacının delil sunma ve bilgi getirtme istemini kabul edebilir. Dava, acele işlere ilişkin usule tâbîdir. (4) Davanın, şirketin tescil ve ilanından itibaren üç aylık hak düşürücü süre içinde açılması şarttır. (5) Davanın açıldığı ve kesinleşmiş olan mahkeme kararı, mahkemenin bildirimi üzerine, derhâl ve resen ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan olunur. Ayrıca, yönetim kurulu, tescil ve ilanı yapılan hususu, (…) internet sitesine koyar." düzenlemesini içermektedir.

Davalı şirketin 07.01.2016 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında sermaye artırımına karar verilmiş olup bu karar, 13.01.2016 tarihinde ilan edilmiştir. Dairemizin 18.10.2022 tarih, 2021/3144 E. ve 2022/7095 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere Bölge Adliye Mahkemesince, 6102 sayılı Kanun'un 456. maddesinin dördüncü fıkrası atfıyla 353. maddesi uyarınca sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının tescilinden sonra bu karar ile ilgili butlan ya da yokluk kararı verilemeyeceği, ancak tescil tarihinden itibaren üç aylık yasal sürede açılması şartıyla iptal kararı verilebileceği gözetilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken sermaye artırımına ilişkin kararın yoklukla malul olduğunun tespitine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 05.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.