"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2095 Esas, 2023/1895 Karar
HÜKÜM : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/227 E., 2020/566 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 14.01.2025 günü hazır bulunan davacı vekili Avukat ... ile davalı vekili avukat ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile dava dışı ... Tekstil Ltd. Şti. arasında ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin keşide ettiği T.C. Ziraat Bankası Merter Şubesine ait, 0004178 numaralı, 07.11.2018 vade tarihli ve 200.000,00 USD bedelli çeki bu kapsamda dava dışı firmaya verdiğini, ancak bu firmanın mal teslimi yapamaması üzerine yapılan görüşmede çekin kendilerine iade edileceğinin kararlaştırıldığını, aradaki güvene dayalı olarak çekin iadesinin beklendiğini, vade günü çekin iadesi beklenirken dava dışı firma yetkilisince çek iade edilmek üzere müvekkiline geldiği sırada dava dışı firma yetkilisinin sadece çekin karşılığının olup olmadığını öğrenmek için uğradığı davalı bankanın Merter Şubesinde söz konusu çeke el konulduğunu, bunun yetkili tarafından bildirilmesi üzerine müvekkilince bankaya gidilerek çekin ödenmemesinin yazılı olarak talep edildiğini, ancak bu talebin kabul edilmediğini, yine dava dışı lehdar firma yetkilisinin de benzer yöndeki yani müvekkili firmaya borcu olmadığı, çeki takasa veya tahsile koymadığı, sadece karşılığını sormak istediğini yazılı olarak beyan etmesine rağmen davalı banka tarafından haksız ve yetkileri aşılarak çek bedelinin tahsil edildiğini ve başka firmanın borcuna mahsup edildiğini, davalının dava dışı firmanın lehtar olduğu bu çeki tahsil ederek müvekkili aleyhine sebepsiz şekilde zenginleştiğini, zira müvekkilinin dava dışı firmaya borcu olmadığının açıkça ortada olduğunu, çekin davalı bankaya teminat için veya rehin cirosu ile dahi verilmediğini, hukuka aykırı şekilde çeke el konulduğunu iddia ederek el konulan çekin iadesine veya bunun mümkün olmaması hâlinde müvekkilinin hesabından çekilen paranın davacıya iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı ...'ın 07.11.2018 tarihinde müvekkili bankanın Merter Şubesine geldiğini, hamili bulunduğu 1 adet çek bedelinin kendisine ödenmesini talep ettiğini, ibraz edilen 200.000,00 USD’lik çekin keşidecisinin davacı, yetkili hamilinin ... olduğunu, anılan çekin yasal unsurlarının bulunması ve ciro silsilesinde bir eksikliğin bulunmaması üzerine hamiline ödendiğini, çekin yetkili hamilinin davacıya beyan ettiği bilgilerin tümüyle gerçek dışı olduğunu, dava konusu çek hakkında alınmış bir ödeme yasağı veya tedbir kararı bulunmadığını, ibraz edilen çek hakkında bir ödeme yasağı veya tedbir kararı bulunmadığı gibi zorunlu unsurları mevcut olan bir çekin yasal ibraz süresi içinde ödeme yükümlülüğü bulunduğunu, davacının çekin ödendiği gün müvekkili bankaya gelip gerek yetkili hamile ve gerekse de bankaya bir borcu bulunmadığını belirtip çekin iade edilmesini talep ettiğini ve bu durumun çekten cayma hükmünde olduğunu, ibraz süresi içinde çekten cayılamayacağını, ancak ibraz süresi geçtikten sonra bir hüküm ifade edebileceğini, müvekkili bankanın soyutluk ilkesi uyarınca ibraz edilen çekin hangi ticari ilişkiden kaynaklandığını ve taraflar arasında cari hesap ilişkisi olup olmadığını araştırma sorumluluğunun bulunmadığını, çek bedelinin hamili ...’ın hesabına ödendiğini, bu ödenen tutarın bir kısmının anılan şahsın hesabına tanımlı takip blokesi nedeniyle kefili olduğu ... Tekstil firmasının kredi borcuna mahsup edildiğini, bu işlemin GKS'den doğan rehin/takas/mahsup hakkına dayandığını, müvekkil bankanın kredi borcu için 714.401,02 TL, vekâlet ücreti için 41.896,50 TL ve tahsil harcı için 15.923,51 TL olmak üzere toplam 772.221,03 TL mahsup ettiğini, akabinde ... firması aleyhine İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2018/5393 E. sayılı dosyası borcunun haricen tahsil edilerek kapatıldığını, bu işlemden sonra ...'ın hesabında 287.512,21 TL para kaldığını, bu paranın da haciz alacaklısı İstanbul 24. İcra Müdürlüğünün 2018/37036 E. sayılı dosyasına 29.01.2019 tarihinde ödendiğini, davacının mal varlığından eksilen paranın ...'ın hesabına geçtiğini, müvekkili banka uhdesine geçen bir paranın olmadığını, pasifinde azalma nedeniyle sebepsiz zenginleşenin İlkay Ceylan olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı bankadan gelen cevabi yazı uyarınca dava konusu edilen çekin keşidecisinin, davacı ... ..A.Ş., lehtar cirantanın ... Tekstil İth. İhr. Ltd. Şti. olduğu, 07.11.2018 keşide tarihli ve 200.000,00 USD bedelli olduğu, ... Tekstil İth. İhr. Ltd. Şti. ’nin temsilcisi/yetkilisi ... tarafından 07.11.2018 tarihinde davalı muhatap bankaya ibraz edildiği, çekte bulunması gereken zorunlu unsurların mevcut olduğu, ciro silsilesinde bir kopukluğun bulunmadığı, düzgün bir ciro silsilesini takip ettiği, dava konusu çekin davalı muhatap bankaya 07.11.2018 tarihinde, ibraz müddeti içinde ibraz edildiği ve tahsil cirosuyla davalı/muhatap bankaya cirolandığı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 789/4 hükmü uyarınca muhatap lehindeki ciro yalnız makbuz hükmünde olacağından, davacı tarafın çekte bulunan muhatap davalı bankanın cirosunun temlik cirosu olduğuna ilişkin beyanını kabul etmenin mümkün olmadığı, davalı bankanın çekteki cirosunun makbuz hükmünde olduğu, muhatap davalı bankaca bir üstte belirtilen hususlar tetkik edilip ödemeyi kısıtlayan bir durumun ortaya çıkmaması sonucunda ve dava konusu çekin bedeli davacı/keşideci firma hesabında mevcut olduğu için yetkili hamil ...’ın USD cinsi hesabına 07.11.2018 tarihinde alacak kaydedildiği ve davacı şirket yetkilisinin ise aynı gün davalı muhatap bankaya bizzat gelip gerek çek lehtarı ... Tekstil firmasına cari hesaptan dolayı ve gerekse de davalı bankaya herhangi bir kredi borcu olmadığını ileri sürüp çekin kendilerine iade edilmesi girişiminde bulunduğu, davalı bankanın yasal ibraz süresi içinde çekin ödenmesini keyfi olarak durdurup çeki davacıya iade etmesinin mümkün olmadığı, dava konusu çek davalı/muhatap bankaya ibraz edildiğinde, muhatap banka öncelikle çekin ibraz süresi içinde ibraz edilip edilmediğini, çekte yasal olarak bulunması gereken zorunlu unsurların bulunulup bulunmadığını, keşideci imzasının keşideciye ait olup olmadığını, ciro silsilesi içinde devredip devredilmediğini, çek üzerinde çıplak gözle fark edilebilecek nitelikte bir tahrifat olup olmadığını, bir ödeme yasağı ve/veya tedbir kararı bulunup bulunmadığını kontrol etmekle yükümlü bulunduğu, davalı bankanın bu kontrolleri yaptıktan sonra çek bedelini hamilin hesabına ödediği, davalı bankanın çekin ibrazında, ödenmesinde ve ödeme sonucunda yapmış olduğu mahsup işlemlerinde başta çek mevzuatına ve bankacılık teamüllerine bir aykırılık bulunmadığı, çekin ibrazında ve ödenmesinde davalı bankaya atfedilebilecek herhangi bir kusur tespit edilemediği, davalı bankanın malvarlığında, davacı alayhine bir zenginleşmenin gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, ancak 6325 sayılı Kanun uyarınca dava şartı olan arabuluculukta, tarafların anlaşmaması hâlinde Bakanlık bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin re'sen yargılama gideri olarak tahsil edilmesi ve aleyhine hüküm verilen taraftan alınması gerektiği hâlde, İlk Derece Mahkemesince bu hususta hüküm kurulmamasının yerinde görülmediği, kamu düzenine ilişkin bu hususun re'sen nazara alındığı, kararın kaldırılarak arabuluculuk ücretine hükmedilmek suretiyle yeniden hüküm kurulduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının re'sen düzeltilmek üzere kaldırılmasına, davanın esası hakkında yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, dava konusu çek bedelinin davalı banka tarafından haksız olarak tahsil edildiği, davalının sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
B.Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 16.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.