"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/540 Esas, 2023/1763 Karar
HÜKÜM : Asıl ve birleşen davaların kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2019/649 E., 2021/883 K.
BİRLEŞEN DAVALAR : 1.İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/648 E.
2.İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/651 E.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili asıl ve birleşen davalara yönelik dava dilekçelerinde; müvekkili idare tarafından davalı şirkete, dava dışı ... Temizlik Sos. Hizm. İnş. Nakl. Tur. San. Tic. Ltd. Şti.'nin (... Ltd.) temliknamesine istinaden 600,000,00 TL ve 500.000,00 TL meblağlı çeklerin verildiğini, bahsi geçen davaya konu çeklerin karşılığının olmaması nedeniyle hem ciranta ... Ltd. ve hem de müvekkil idare hakkında işlem tarihine kadar yapılan ödemeler de düşüldükten sonra bakiye alacakla ilgili icra takibine geçildiğini, müvekkili tarafından her iki çek karşılığı olan tutarların ferileriyle birlikte tamamen ödendiğini, icra dosyasının davalı (alacaklı) vekilinin haricen tahsil bildirimi üzerine tahsil harcı da ödenmek suretiyle infaz edildiğini, yine aynı şekilde birleşen 2019/648 E. sayılı davasına konu olan 250.000,00 TL meblağlı çek ve birleşen 2019/651 E. sayılı davasına konu olan 500.000,00 TL meblağlı çeklerin de ödendiğini, takibe konulduğu Gebze 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/35970 E. ve 2018/35946 E. sayılı dosyalarında davalı(alacaklı) vekilinin haricen tahsil bildirimi üzerine tahsil harcı da ödenmek suretiyle infaz edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin davalı şirkete borcunun kalmadığını, çeklerin bankaya iade edildiğini, ancak davalı tarafın alacaklıymış gibi çek aslı olmadan suret üzerine aslı gibidir yapılarak aynı çeklere dayalı İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32920 E., 2019/32921 E., 2019/32922 E. sayılı icra dosyaları ile mükerrer olacak şekilde kötüniyetli olarak takipler başlattığını ileri sürerek İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32920 E., 2019/32921 E., 2019/32922 E. sayılı takiplerin dava sonuna kadar teminat istenmeksizin durdurulmasına ve akabinde iptaline, asıl dava ve İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32920 Esas sayılı icra dosyasına konu 500.000,00 TL meblağlı, birleşen 2019/648 E. sayılı dava ve İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32921 E. sayılı icra dosyasına konu 250.000,00 TL meblağlı, birleşen 2019/651 E. sayılı dava ve İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32922 E. sayılı icra takibine konu 500.000,00 TL meblağlı çeklerin itfa edilmiş olduğunun tespitine, çeklere dayalı borcun ödenmiş olması ve ayrıca çek aslı olmaksızın kambiyo senetlerine mahsus takip yapılamayacağı nazara alınarak ödeme emirleri ve takiplerin iptaline, İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32920 E., 2019/32921 E., 2019/32922 E. sayılı icra dosyalarına dayanak teşkil eden çeklerin fer'ileriyle birlikte ödenmiş olduğuna, takip tarihi itibarıyla işbu çeklere dayalı bir borcunun da olmadığı dikkate alınarak müvekkil idarenin borçlu olmadığının tespitine, davalının %20' den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili asıl ve birleşen davalara yönelik cevap dilekçelerinde; davacı borçlu aleyhine Gebze 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/35957 E., 2018/35970 E. ve 2018/35946 E. sayılı dosyaları ile başlatılan icra takip dosyasına sehven fazla tahsilat bildirildiğini, hatalı bildirilen tahsilata ilişkin olarak aynı protokol dayanak tutularak davacı tarafından Gebze 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/35957 E., 2018/35970 E. ve 2018/35946 E. sayılı dosyalarına itirazda bulunulduğunu, ilgili dosya borcunun tamamının tahsil edilemediğini, bu nedenle dosya kaydı açılması talep edilmiş ise de bu taleplerinin kabul edilmediğini, davacı borçlunun delilleri arasında yer alan 31.09.2019 tarihli ödeme dekontuna ilişkin olarak talimatlarının bulunduğunu, takibe konu edilen çeklere ilişkin başlatılan ilk takiplerde yapılan tahsilatlar doğrultusunda kapak hesabı yapıldığında davacı tarafça yapılan ödemeler ile dosya borçlarının ödenmediğinin ve dosya borcunun tahsil edilmediğinin açıkça anlaşılacağını, tahsilat kaydı sırasında yapılan hesap hatası nedeniyle başlattıkları icra takiplerine ve davaya konu çeklerden dolayı alacaklı olduklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın kısmen kabulü ile; dava konusu olan İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32920 E. sayılı icra dosyasına dayanak 500.000,00 TL meblağlı çekten dolayı kalan 499.724,30 TL bakiye alacağa ilişkin davalı şirkete 40.146,65 TL borçlu bulunmadığının tespitine, 2019/648 E. sayılı birleşen davanın kısmen kabulü ile; dava konusu olan İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32921 E. sayılı icra dosyasına dayanak 250.000,00 TL meblağlı çekten dolayı kalan 95.000,00 TL bakiye alacağa ilişkin davalı şirkete 50.000,00 TL borçlu bulunmadığının tespitine, 2019/651 E. sayılı birleşen davaya ilişkin dava konusu olan İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2019/32922 E. sayılı icra dosyasına dayanak 500.000,00 TL meblağlı çekten dolayı kalan 194.698,25 TL bakiye alacağa ilişkin davalı şirkete borçlu bulunmadığının tespiti talebinin reddine, davacı tarafça açılan asıl ve birleşen davalarda dava konusu çeklerin itfa edilmiş olduğunun tespiti, çeke dayalı borcun ödenmiş olması ve ayrıca çek aslı olmaksızın kambiyo senetlerine mahsus takip yapılamayacağı nazara alınarak ödeme emri ve takibin iptaline yönelik talepleri hakkında mahkemenin görev alanında olmaması ve aynı talebe ilişkin İcra Hukuk Mahkeme'sinde görülen davalar olması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davalının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden ve şartlar oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleşen dosyalara konu takip dosyalarının kambiyo senedine dayalı olarak başlatıldığı, takiplerin dayanağının ise "sehven hatalı tahsilat girişleri nedeni ile eksik tahsil edilen çek tutarları" olarak açıklandığı, davalı ... şirketi, önceki icra dosyalarına yönelik harici ödemelerin hesabında muhasebesel hata yapıldığını savunmuş ise de; her üç icra dosyasında davalı alacaklı vekilinin dosya borcunun haricen tahsil nedeni ile sona erdiğini açıkça beyan ettiği, bu beyanın davalıyı bağlayacağı, bu beyan üzerine davacının ödemeleri ayrıca ispat yükümlülüğünün olmadığı, çeklerin icra dairesinde davacıya iade edildiği, davalının tacir olup basiretli davranma yükümlülüğü altında olduğu, kendi defterlerindeki muhasebesel hata iddiasına dayalı olarak çek keşidecisinden çeke dayalı eksik bedellerin tahsili talebinde bulunamayacağı, davacı vekili kötüniyet tazminatı talep etmiş ise de; davalının alacaklı olduğu iddiası ile icra takipleri başlattığı, takipte kötüniyetin sabit olmadığı dikkate alındığında bu yöndeki istemin yerinde görülmediği, davanın esasen menfi tespit davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, asıl davanın kabulü ile; dava konusu olan İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32920 E. sayılı icra dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2019/648 E. sayılı birleşen dosyası yönünden davanın kabulü ile; dava konusu olan İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32921 E. sayılı icra dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2019/651 E. sayılı birleşen dosyası yönünden davanın kabulü ile, dava konusu olan İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nün 2019/32922 E. sayılı icra dosyası yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden ve şartları oluşmadığından davacının kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2.İlk derece Mahkemesince asıl ve birleşen davalar yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin ise istinaf başvurusunun kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurularak asıl ve birleşen davaların kabulü ile asıl ve birleşen davalar bakımından davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. 2004 saylı İcra İflas Kanunu'nun (İİK) 72/6 hükmü uyarınca borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Menfi tespit davası devam ederken takip konusu alacağın bir kısmı veya tamamı ödenmişse menfi tespit davası istirdat davasına dönüşür. Bu durumda taleple bağlılığa ilişkin kural uygulanmaz.
Dava dosyası istinaf incelenmesi aşamasındayken, davacı tarafından UYAP üzerinden gönderilen 20.05.2022 tarihli dilekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararı uyarınca icra dosyalarına ödeme yaptığına ilişkin dekont örneklerini de sunmak suretiyle menfi tespit davalarının istirdat davası olarak devam edilmesini talep etmiştir. Bu durumda, dilekçedeki ödeme dekontları göz önünde bulundurulduğunda, asıl ve birleşen davalarda davacı tarafça icra dosyalarına ödeme yapıldığı anlaşıldığından anılan yasa hükmü gereğince davaların istirdada dönüştüğü gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden asıl ve birleşen davalarda davalıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde asıl ve birleşen davalarda davacıya iadesine, 11.02.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.