Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2038 E. 2025/493 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı şirketin yönetim kurulu kararının toplantı nisabı ve esas sözleşme hükümlerine uygunluğu nedeniyle batıl olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Yönetim kurulu toplantı nisabının esas sözleşmede açıkça belirlendiği ve davalı şirketin bu nisaba uymadan karar aldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin yönetim kurulu kararını batıl olarak kabul eden kararının onanmasına hükmedilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1072 E., 2024/167 K.

HÜKÜM : Kabul

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2022/563 E., 2023/41 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin şirketin denetimine ilişkin kuşkuları olan ve bu hususta talepte bulunan müvekkilini saf dışı bırakarak ve müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğini sonlandırarak şirketi denetimden kaçırmak için genel kurul kararı aldıklarını, müvekkilinin söz konusu genel kuruldan haberi olmadığını, müvekkiline sözlü ya da yazılı herhangi bir çağrı yapılmadığını, dava konusu 2022/9 sayılı yönetim kurulu kararının şirket esas sözleşmesine aykırı şekilde toplantı nisabı oluşmaksızın alındığını, yönetim kurulu kararının eşit işlem ilkesine ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürerek 22.07.2022 tarih ve 2022/9 sayılı yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacıya 2022/9 numaralı yönetim kurulu toplantısının ihtarname ile bildirildiğini, davacının mazereti olmaksızın toplantıya katılmadığını, davacının iptalini istediği 22.07.2022 tarihli yönetim kurulu kararının olağan genel kurul işlemlerinin yapılmasına yönelik olduğunu, yönetim kurulu başkanının bu çağrıyı yapma yetkisinin bulunduğunu, davacının 22.08.2022 tarihinde ilgili genel kurula katıldığını, oy kullandığını, bu nedenle yönetim kurulu kararının iptalini talep etmekte hukuki yararı kalmadığını, 22.08.2022 tarihli genel kurulda toplantı nisabı sağlanamadığından 23.09.2022 tarihinde ikinci toplantının çoğunluk aranmaksızın yapıldığını, davacının dava konusu olayda 22.08.2022 tarihli 1. olağan genel kurula ve sonrasında yapılan 23.09.2022 tarihli 2. olağan genel kurula iştirak ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketin yönetim kurulunun 22.07.2022 tarihli 2022/9 karar sayılı kararının yönetim kurulu başkanı ve yardımcısının katıldığı toplantıda alındığı, dosya içeriğinde bulunan ihtarname ve tebliğ şerhine göre noter ihtarnamesi ile toplantıdan bir gün önce davacının haberdar edildiği, davalı şirketin yönetim kurulunun 3 kişiden oluştuğu, şirket esas sözleşmesinin 8/c maddesinde yönetim kurulunun 3 kişiden oluştuğu hallerde asgari toplantı nisabının 3 kişi olarak belirlendiği, aynı bentte esas sözleşmede ağırlaştırılmış hükümlerin haricinde yönetim kurulu kararlarının, toplantı nisabının çoğunluğu ile alınacağının düzenlendiği, yönetim kurulu toplantı gün ve saatinin davacıya tebliğ edilmesine rağmen davacının geçerli bir neden ileri sürmeden toplantı gününün kendisine bildirilmediğini ve toplantıya bu nedenle katılmadığını ileri sürmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, aksinin kabulü halinde yönetim kurulunun toplanamaz hale geleceği, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 390. maddesi uyarınca üye tam sayısının çoğunluğu ile toplanılarak alınan 22.07.2022 tarihli 2022/9 karar sayılı kararda TTK ve esas sözleşme hükümlerine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile esas sözleşmenin 8/c maddesinde, şirket yönetim kurulunun 3 kişiden oluştuğu hallerde asgari toplantı nisabının 3 kişi olacağının açık bir şekilde düzenlendiği, esas sözleşmenin aynı hükmünde "Her bir pay sahibi grubunun atadığı üyelerinin iki defa üst üste, herhangi bir geçerli mazeret olmaksızın gerekli nisabı sağlayacak şekilde toplantıda hazır bulunmaması halinde ve bu sebeple şirketin ivedilikle karar alması gereken durumlarda karar alamaması ve şirketin organsız kalması halinde bu durum Türk Ticaret Kanunu 529. maddesi gereğince şirketin tasfiyesi anlamına gelecektir" denilerek yönetim kurulu toplantısına katılmamanın sonuçlarının belirlendiği, yönetim kurulunun 3 kişiden oluştuğu hallerde toplantı nisabı 3 kişi olarak düzenlendiğinden davalı şirketin yönetim kurulunun 3 kişi ile toplanması gerektiği, 2 kişi ile toplanarak aldığı 22.07.2022 tarihli 2022/9 sayılı kararının geçersiz olduğu, yönetim kurulu toplantı nisabının esas sözleşmede özel olarak düzenlendiği de dikkate alındığında çağrıya uymamanın hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilemeyeceği, yönetim kurulu üyelerinden birinin karar şeklinde yazılmış bir önerisinin bulunmadığı da dikkate alındığında TTK'nın 390/4 hükmü kapsamında toplantı çağrısı yapılmadan karar alınma şartlarının da oluşmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, davalı şirketin 22.07.2022 tarihli 2022/9 Karar sayılı yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespitine, davanın davalılar ... ve ... yönünden husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, karar davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yönetim kurulu kararının yokluk veya butlanla malul olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı şirketin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.