Logo

11. Hukuk Dairesi2024/2874 E. 2025/1440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalının, hakim ortağı olduğu şirketin borcuna ilişkin ipotek senetlerindeki müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olup olmadığına ilişkin alacak davası.

Gerekçe ve Sonuç: Vekâletnamede davalı adına ipotek tesis etme yetkisi verilip de kefalet veya müşterek borçluluk yüklenmeye ilişkin bir yetki verilmediği, ipotek senetlerindeki ifadelerin de geçerli bir kefalet sözleşmesi veya müşterek borçluluk için yeterli olmadığı gözetilerek, davalının kefil veya müşterek borçlu sıfatıyla sorumlu tutulamayacağına ve ilk derece mahkemesinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2052 Esas, 2024/500 Karar

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2018/501 E., 2021/428 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının hakim ortağı olduğu ... Beton A.Ş ile müvekkili şirket arasında çimento ve klinker alım satımına dair sözleşme imzalandığını, bu sözleşme kapsamında tesis edilen ipotek senetlerinde davalının müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer aldığını, ipoteğe konu taşınmazlardan birinin satılmasıyla icra dosyasından kısmi tahsilat yapılabildiğini, ipotekli diğer taşınmazlar için başlatılan takipten dolayı davalının açtığı menfi tespit ve ipoteğin fekki davasında müvekkilinin 2.044.803,74 TL alacaklı olduğunun tespit edilmesi üzerine davalıya gönderilen ihtarnameden sonuç alınmadığını ileri sürerek müvekkilinin 2.044.803,74 TL alacağından davalının sorumlu olduğu 670.700,00 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin şahsen imzaladığı ve açıkça müşterek ve müteselsil sorumlu olduğuna ilişkin iradesini gösteren bir belge bulunmadığını, 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının kefil olduğu iddia edilen ipotek senetlerinin tarihinin 07.02.2008 ve 08.02.2008 olması sebebiyle davada mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) uygulanması gerektiği, BK'nın 484. maddesine göre kefalet sözleşmesinin geçerliliği yazılı şekilde yapılması ve kefil olunan miktarın belirtilmesi koşullarına bağlı iken, müteselsil kefaletten bahsedebilmek için ayrıca 487. madde uyarınca, kefilin, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı veya buna benzer bir ibare ile sorumluluk altına girmesi gerektiği, dava konusu ipotek senetlerinde, davalı adına "müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu" ibaresinin geçmediği, "kefil" kelimesi bulunmaksızın "müşterek borçlu ve müteselsilen" yazdığı, bu şekilde geçerli bir kefaletten bahsedilemeyeceği, ayrıca davalı adına ipotek tesis işleminin 30.01.2008 tarihli vekâletnameye istinaden vekil ... tarafından yapıldığı, anılan vekâletnamede davacı adına kefil olma yetkisinin yer almadığı, bu yönüyle de geçerli şekilde kurulmuş kefalet sözleşmesinden bahsedilemeyeceği, davalının kefil sıfatı ile davacıya karşı dava dışı şirketlerin borcundan sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının talebini dayandırdığı ipotek senetlerinde "... müşterek borçlu ve müteselsilen..." ibarelerinin yer aldığı, davalının hem kendi adına asaleten hem de dava dışı ... şirketi adına vekâleten dava dışı ...'e verdiği vekâletnamenin 31.01.2008 tarihli olduğu, BK'nın 388/1 hükmüne göre vekâletin kapsamının, sözleşme ile açıkça tespit edilmediği takdirde, ilişkin olduğu işin mahiyetine göre belirleneceği, 31.01.2008 tarihli vekâletname ile dava dışı vekile, yalnız kendisi ve Minerko şirketi adına kayıtlı ve özellikleri belirtilen altı adet taşınmaz üzerinde dilediği sırada ve şartlarla ipotek tesis etme ve ipotekle ilgili işlemler yapma yetkisi verildiği, vekâletnamenin kapsamının açıkça belirlendiği, vekile davalı adına ipoteklerin teminat altına aldığı borçlara BK'nın 141/1 hükmü kapsamında müteselsil borçluluk bildiriminde bulunma, ipotekle ayni teminat altına alınan borçtan şahsen ve müteselsilen de sorumlu olunduğuna dair irade beyanı açıklama, davalı adına asıl borçlu şirketlerin borcuna müteselsil kefil olma yetkilerinin verilmediği, ipotek senetlerinde vekilin davalı adına müteselsil kefalete yönelik irade beyanı ortaya koymadığı, ipotek senetlerindeki bu ifadelere dayalı olarak, davacı ile davalı arasında müteselsil borçluluğa dayalı ve geçerli bir borç ilişkisinin varlığından bahsedilemeyeceği; davalı tarafından açılan ipoteğin fekki davasında derecattan geçerek kesinleşen karar ile tespit edilen hususun, davalının fekkini talep ettiği ipoteklerin teminat altına aldığı ve dava dışı şirketlere ait devam eden 2.044.803,74 TL borç bulunduğu ve ipoteğin fekki koşullarının oluşmadığına ilişkin olduğu, yoksa mahkemece ...'ün bu borçtan müteselsil borçlu sıfatıyla sorumlu olduğu yönünde bir tespit yapılmadığı, dolayısıyla davacının bu karar ile davalıdan olan alacağın sabit hale geldiği yönündeki istinaf sebebinin yerinde görülmediği, davacı dava dilekçesinde hem müşterek borçluluğa hem de müteselsil kefalete dayandığından, mahkemenin, geçerli bir kefalet sözleşmesinin mevcut olmadığı yönündeki gerekçesinin doğru olduğu, ancak vekâletin kapsamına göre davalının müteselsil borçlu sıfatı ile de sorumlu tutulamayacağı gerekçede eksik bırakılmış ise de, bu eksiklik sonuca etkili olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, davacı ile davalının hakim ortağı olduğu şirket arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalının taşınmazları üzerinde tesis edilen ipotek senetlerinde davalının ipotek lehtarı şirketin borcuna müşterek müteselsil kefil olduğu iddiasıyla açılmış alacak talebine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.