"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2236 Esas, 2024/475 Karar
HÜKÜM : Esastan ret; davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2016/23 E., 2021/716 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 567.540,00 TL'nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 369/2 hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin 2009 yılından bu yana davalı ...SAS'ın "okul ürünleri" nin Türkiye'deki münhasır distribütörü olarak faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin ürünlerini tanıtmak için geniş bir müşteri portföyü oluşturduğunu, taraflar arasında 6 yıl boyunca devam eden ticari ilişki kapsamında davalı tarafın ürünlerinin sürümünü ve satışını her geçen yıl artırarak devam ettirdiğini, taraflar arasında hiçbir problem olmamasına rağmen davalı tarafından gönderilen yazı ile taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin hiçbir haklı gerekçe olmadan sona erdirildiğini, bu nedenle davacının portföy tazminat isteminde bulunabileceğini ileri sürerek davalı şirketten şimdilik 300.000,00 TL'lik portföy tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini toplamda 411.821,69 TL'ye artırmıştır.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında "münhasır distribütörlük sözleşmesi"nin bulunmadığını, davalı tarafından 2009 yılından itibaren davacının satmak için talep ettiği ürünlerin münferit faturalar karşılığında gönderildiğini ve satış sonrası da bedellerin tahsil edildiğini, taraflar arasında bu ilişkinin münhasır olduğuna ilişkin yazışma, anlaşma veya mutabakat olmadığını, davacı şirketin hazırladığı ve piyasaya sürdüğü katalogların davalı tarafından istenilen nitelikte olmadığı ve davacının rakip firmaların ürünlerine aynı katalogda yer verdiğini, bu hususların davacı şirkete mailler aracılığı ile ihtar edildiğini fakat davacı tarafından gerekli önlemlerin alınmadığını, feshin haklı nedene dayandığını, portföy tazminatı şartlarının gerçekleşmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun(TTK) 122/5 hükmü uyarınca, TTK'nın 122. maddesinin hakkaniyete aykırı düşmedikçe, tek satıcılık ile benzeri diğer tekel hakkı veren sürekli sözleşme ilişkilerinin sona ermesi hâlinde de uygulanacağı, bu madde uyarınca tazminat talep edebilmek için, öncelikle karşı tarafla tek satıcılık vb. bir ilişki içinde olunduğunun ispatının gerektiği, taraflar arasında akdedilen 01.01.2005 tarihinden itibaren geçerli olan genel satış koşulları başlıklı sözleşme incelendiğinde, taraflar arasında alım satımdan kaynaklı hususların düzenlendiği, ancak tek satıcılığa dair herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, davacının davalı ile olan ticari ilişkisinin tek satıcılık sözleşmesi olduğunu ispatlayamadığı, ticari olarak mal alımı yapması, davalı şirkete ait ürünlerle etkinlik düzenlemiş olması bir satım ilişkisini kanıtlasa da, tek satıcılık sözleşmesini kanıtlamadığı, müşteri çevresini geliştirdiği yönünde de dosyaya delil sunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine yönelik verilen hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, taraflar arasındaki distribütör sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı portföy tazminatının tahsili istemine ilişkin olup; uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin TTK'nın 122/5 hükmü kapsamında tekel hakkı veren sürekli bir sözleşme olup olmadığı ve tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 11.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.