"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/582 Esas, 2024/518 Karar
HÜKÜM :Yeniden hüküm kurulmak suretiyle dava ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2020/439 E., 2021/547 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin ortaklarından dava dışı Buket Karakuş'un ayrılma ve kâr payı almaksızın şirketten yargı kararı ile çıkarılmasını müteakip, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı TTK) 259. maddesinin uygulanması için yaptığı başvuru ile ilgili olarak aynı Kanun'un 33. ve 598. maddeleri uyarınca davalı şirkete ve şirket müdürüne hisse devri ve müdür seçiminin tescilini bildirmek üzere davette bulunulduğu halde verilen sürede davete icabet edilmediğini ileri sürerek davalı şirketin güncel ortaklık durumunun tespiti ile müvekkili Kurumca tescili ve ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 6102 sayılı TTK'nın 33. Maddesine göre davete cevap verilmemesi veya kaçınma sebebinin bildirilmemesinin yaptırımının idari para cezası olduğu, esasen kaçınma sebebinin bildirilmesinin kanuna konulma amacının şirket iradesini anlamaya yönelik olduğu, bildirilmiş olsaydı kaçınma sebeplerinin haklılığının incelenebileceği, kaçınma sebebi bildirilmek suretiyle ortaya konulmuş bir irade yoksa varsayıma dayalı hareket edilemeyeceği, payların durumu ile ilgili şirket ortaklar genel kurulunun münhasır yetkisini ihlal edecek bir biçimde mahkemece karar verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı şirketten çıkmasına karar verilen ortağın paylarının ne olacağının çıkma kararında belirtilmediği, şirket ayrılan ortağın paylarını devretme yetkisini haiz olduğu gibi şirketin esas sermayenin azaltılması yoluna da gidebileceği, bu çerçevede, çıkan ortağın paylarının şirketçe iktisap edilip edilmeyeceği veya şirket tarafından üçüncü şahıslara devredilip devredilmeyeceği ya da diğer şirket ortaklarınca devralınıp alınmayacağı hususlarında şirket ortaklar kurulunun karar almaya yetkili olduğu, şirketten ayrılan ortağın hisselerinin devri ile tescili istemine yönelik işbu re'sen tescil davasının gerek 6102 sayılı TTK'nın 33. maddesi hükmü kapsamında gerekse diğer mevzuata göre yasal dayanağının bulunmadığı, şirketin kendi paylarını iktisap etmesi halini düzenleyen aynı Kanun'un 612. maddesi uygulanmak suretiyle de ayrılan ortağın paylarının şirketçe iktisabına karar verilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken somut olaya uygun düşmeyen gerekçeye dayalı karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, mahkeme kararı ile şirket ortaklığından çıkmasına izin verilen ortağın payından dolayı şirketin güncel ortaklık durumunun tespiti ile tesciline karar verilmesi talebine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 10.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.