"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1033 Esas, 2024/616 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/12 E., 2021/250 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 1992 yılında kurulduğunu, müvekkili adına tescilli 2002/01147 sayılı ... TIP ŞEKİL'' ve 2014/110358 başvuru numaralı ''...'' ibareli marka başvurusunun bulunduğunu, 10. sınıfta tescilli markasını uzun yıllardır kullandığını, davalının ''www.....com'' internet sitesinde 10. sınıfta yer alan işitme cihazlarını ... ibaresi ile satışa sunarak müvekkilinin markasını taklit ettiğini, müvekkili şirketin ticaret unvanının dahi başlı başına ... ibareli kullanımını önlediğini, davalı tarafından taklit ürün üretilip satılması nedeni ile müvekkili şirketin maddi ve manevi yönden zarara uğradığını ileri sürerek marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve men'i ile 75.000,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ''...'' marka ürünleri dünyada ilk kez 1989 yılında, Türkiye'de ise 1991 yılında satışa sunduğunu, markaya ilişkin önceye dayalı kullanım ve dünyadaki tescilleri nedeniyle marka üzerinde üstün hak sahipliğinin bulunduğunu, davacının markasını 10. sınıfta kullanmadığını, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf markaları arasında karıştırmaya neden olacak derecede benzerlik bulunduğu ve kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının da benzer olduğu sonucuna ulaşılmış ise de, davalının ''...'' marka ürünlerini 1991 yılından itibaren Türkiye pazarında satmaya başladığı, davacı şirketin ise 1992 yılında kurulduğu, davalı tescillerinin davacıdan sonraki tarihli ise de tecavüze konu kullanımlar yönünden davalının davacı tescillerinden önce yurt dışı tescillerinin bulunduğu, yurt dışı ticari iş ve işlemleri de bulunan davacının davalı firmadan haberdar olduğu, basiretli tacir ilkesi gereği haberdar olmadığını iddia edemeyeceği, tescil sırasında kötüniyetli olduğu kanaatine ulaşıldığı, bir an için aksi düşünülse bile önceye dayalı hak sahibi olan kişi markanın tesciline itiraz etmemiş ve yapılan tescil aleyhine hükümsüzlük davası açmamış olsa bile, tescilli marka hakkı sahibinin, bu işareti önceden beri, marka veya sair bir tanıtma işareti olarak kullanan kişiyi, bu tanıtma işaretini önceki kapsamı ile kullanmaktan men edemeyeceği, gerçek hak sahibi olan davalıya karşı markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik iddialarının dinlenilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalının ''...'' marka ürünlerini 1991 yılından itibaren Türkiye'de satışa sunduğu, davacı şirketin ise 1992 yılında kurulduğu, davalının Türkiye'deki tescillerinin davacı tescillerinden sonra ise de davalının davacı tescillerinden önce yurt dışı tescillerinin bulunduğu ve aynı sektörde bulunmaları, yurt dışı ticari işlemleri nedeniyle davacının bu durumdan haberdar olduğu, buna göre davalının marka üzerinde önceye dayalı (gerçek) hak sahibi olduğu ve hükümsüzlük davası açmamış olsa bile davalının kullanımdan men edilemeyeceği, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 25.03.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.