"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/125 Esas, 2023/249 Karar
HÜKÜM : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki marka hükümsüzlüğü davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı, davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı Kafoğlu Yağ Sabun A.Ş. adına kayıtlı “KAFOĞLU” unsurlu markaların Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucunda verilen karar ile kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verildiğini, ancak davalıların “KAFOĞLU + ŞEKİL” markasını kendi adılarna kötü niyetli olarak tescil ettirdiklerini ileri sürerek; 2010/51750 nolu “KAFOĞLU + ŞEKİL” markasının hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu markayı müvekkillerinin kullandığını, davalıların Kafoğlu Yağ Sabun San. ve Tic. A.Ş.'nin kurucusu olan ... Kafoğlu'nun mirasçısı olduklarını, şirketin tasfiyesi nedeniyle markanın müvekkilleri tarafından tescil edildiğini, davacının ise firmanın tanınmışlığından faydalanmak için markayı kendi adına tescil ettirmek istediğini, marka üzerindeki öncelik hakkının davalıların murisine ait bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Mahkemece Verilen Karar
Mahkemece, ismin ticari yaşamda kullanılması nedeniyle ayırt edicilik ve ekonomik bir değer kazandığı, bu suretle davalıların murisinin ismi de olan “KAFOĞLU” ibaresi üzerinde öncelik hakkına sahip oldukları, davacının sabun emtiasını da içermeyen kötü niyetle tescil ettiği marka üzerindeki haklarına dayanarak gerçek hak sahibi davalıların markasının hükümsüzlüğünü istemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
B. Bozma Kararı
Dairemizin 16.02.2015 tarih, 2014/16806 E., 2015/1940 K. sayılı kararıyla "... Dava konusu “KAFOĞLU” ibaresinin sabun emtiası için ilk kez davalıların dip miras bırakanı ... Kafoğlu tarafından 1936 yılından itibaren Bursa Tecim Ve Endüstri Odasına tescil suretiyle kullanıldığı, daha sonra komandit şirket ve anonim şirket olarak bu kullanımın devam ettirildiği sırada dava dışı Tasfiye Halinde Kafoğlu Yağ Sabun Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adına 1986/90568, 1986/90523, 1982/74797, 136484, 139486 ve 1986/90203 sayı ile tescil ettirildiği dosya kapsamından belirlenmiştir. Ancak, davacı şirket tarafından dava dışı Tasfiye Halinde Kafoğlu Yağ Sabun Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine açılan dava sonucunda Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27/11/2008 tarihli 2007/609 E, 2008/536 K. sayılı kesinleşen kararıyla söz konusu dip muristen itibaren sabun emtiası için kullanılan “KAFOĞLU” unsurlu bir kısım markaların 556 Sayılı KHK'nın 14. maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline karar verildiği, diğer “KAFOĞLU” unsurlu markaların ise koruma süresi sonunda sahibi tarafından yenilenmeyerek hükümden düştüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, dip muris ... Kafoğlu'nun ilk kez ihdas ve kullandığı, daha sonra murisin kurucusu olduğu şirketlerce de onun izniyle kullanılan marka üzerindeki öncelik ve üstün hakkın açıklanan sebeplere dayalı olarak ortadan kalktığının kabulü gerekir. Dip muris ... Kafoğlu mirasçıları olan davalılarca yukarıda açıklanan murislerinden kaynaklanan kullanım dışında, ayrıca dava konusu 2010/51750 sayılı markanın tescilinden önce "KAFOĞLU" ibaresiyle kendileri adına da bağımsız kullanıma dayanan bir öncelik ve üstün hak iddiası ileri sürülüp kanıtlanamadığına göre, mahkemenin davalıların söz konusu “KAFOĞLU” ibaresi üzerinde dip murislerinden gelen üstün bir sınai mülkiyet hakkının bulunduğu gerekçesine itibar edilemez. Bu bakımdan, dava konusu “KAFOĞLU” ibaresinin 2007 yılında ticaret siciline tescil olunan davacı şirketin ticaret ünvanını oluşturması ve iştigal alanı kapsamında sabun üretiminin, alım-satımının, pazarlama ve dağıtımının da yer alması, ayrıca yine bu ibare ile birlikte sabun ambalaj desenine ilişkin 2007/1640 sayılı tasarım tescilinin de bulunduğu göz önüne alınarak, uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK'nın 8/5. maddesinin uygulama yerinin olup olmadığı tartışılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. " gerekçesiyle karar bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına karşı direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/11-2225 E.-2021/1056 K. sayılı kararı ile "... Dava konusu markada yer alan “Kafoğlu” ibaresi aynı zamanda davacının ticaret unvanının esas unsuru olup anılan unvan, dava konusu markanın tescil başvurusundan önce, 02.05.2007 tarihinde tescil edilmiştir. Davacı şirketin kuruluşunda tescil ve ilan edilen esas sözleşmenin, şirketin amaç ve konusunu düzenleyen 3. maddesinin “i” bendinde şirketin faaliyet alanları içerisinde sabun emtiasının üretimi, alım-satımı, ithalatı, ihracatı, pazarlama ve dağıtımı yer almaktadır. Ayrıca davacı adına, sabun ambalaj desenine ilişkin 2007/1640 sayılı ve 10.04.2007 başvuru ile tescil tarihli endüstriyel tasarım tescili bulunmakta olup anılan tasarımda “Kafoğlu” ibaresi esas unsur olarak kullanılmıştır. Davalılara ait dava konusu “KAFOĞLU+Şekil” ibareli markanın davacının ticaret unvanıyla ve davacıya ait tescilli tasarımla olan benzerliği ile davalılara ait markanın kapsamındaki emtia ile davacı şirketin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasındaki benzerlik nazara alınarak, uyuşmazlık konusu markanın, davacıya ait tescilli tasarım ve tescilli ticaret unvanı şeklinde vücut bulan sınaî mülkiyet hakkını kapsayacak düzeyde olup olmadığı tartışılarak davacının marka hükümsüzlük istemi hakkında 556 sayılı KHK’nın 8/5. maddesi çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
25. Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
26. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır." gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve numarası belirtilen karar ile; Yargıtay bozma ilamı ve Hukuk Genel Kurulu kararı ile de davalıların dip murislerinden gelen üstün bir sınai mülkiyet hakkının bulunmadığı, dava konusu “KAFOGLU” ibaresinin 2007 yılında ticaret siciline tescil olunan davacı firmanın ticaret unvanını oluşturması ve iştigal alanı kapsamında sabun üretiminin, alım-satımının, pazarlama ve dağıtımının da yer alması, ayrıca yine bu ibare ile birlikte sabun ambalaj desenine iliskin 2007/1640 sayılı tasarım tescilinin de bulundugu göz önüne alındığıda neticeten 2010/51750 sayılı “KAFAOĞLU+şekil” ibareli markanın 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin (556 sayılı KHK) 8 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 2010/51750 sayılı KAFOĞLU+ şekil markasının davalılar adına ilk tescil anına kadar geçmişe etkili olacak şekilde (davalılar adina ilk tescil edildiği ana kadar) hükümsüzlüğüne ve terkinine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalıların dava konusu markadaki “Kafoğlu” ibaresi yönünden dip murislerinden gelen öncelikli ve üstün bir sınaî haklarının bulunup bulunmadığı, davalılara ait 2010/51750 sayılı “KAFOĞLU+Şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ilişkin olarak 556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin beşinci fıkrası kapsamında değerlendirme yapılmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
556 sayılı KHK’nın 8 inci maddesinin beşinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
04.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.