"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekili ile karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Asıl davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin 2014/... numaralı "... ..." markasının 36 ve 37.sınıflarında tescilli tek sahibi olduğunu, aynı zamanda müvekkilinin "..." kelimesini içerecek şekilde 50’ye yakın seri marka tescilli ve projeleri mevcut olduğunu, müvekkilinin işbu tescilli markaları ile "..." temalı seri gayrimenkul projeleri geliştirdiğini, "... ...'ın müvekkilinin geliştirdiği "... ..." ve "... ... Suits" projelerinin bulunduğu kompleks alanın ismi olduğunu, geliştirilmekte olunan gayrimenkul projesine "... ..." ismini vermek için planlamalar yaptığını, müvekkilinin markasına davalılar tarafından tecavüz edilmekte olduğunu, bu markanın haksız şekilde kullanılarak projelerinin müvekkil tarafından yapıldığı algısı yaratılarak iltibas yaratıldığının görüldüğünü, yapılan tespitler ile davalıların her ikisi tarafından birlikte Başakşehir İstanbul'da "... ... ..." ismi kullanılarak, davalı ... ... tarafından yine Başakşehir İstanbul’da "... ..." ve "... ... Konakları" isimleri kullanılarak gayrimenkul projeleri inşa ettiklerini, satışlar gerçekleştirdiklerini, müvekkili markasını iltibas ve taklit yoluyla haksız kazanç sağlandığı görüldüğünü, aynca davalıların internet siteleri ile müvekkilinin markasını iltibas ve taklit suretiyle tanıtım ve reklam çalışmaları gerçekleştirdiğini, müvekkilinin tüm ihtarlarına rağmen her iki davalının da marka tecavüzünü durdurmadığını, haksız eylemlerini devam ettirdiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespitine ve men'ine, müvekkilin ... ... markasına tecavüzün kaldırılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL'nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 27.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ... ... Konakları kullanımı için davalı ... ...'dan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL'nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 27.04.2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı karşı davacı vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; somut olayda "... ...", "... ... ..." ve "... ... Konakları" markalarını ihdas eden, kullanan olarak müvekkili ... ... firmasının gerçek hak sahibi olduğunu ve öncelik hakkı sahibi olduğundan davacı adına tescilli olmasına rağmen müvekkilinin hak sahibi olarak korunması gerektiğini, kanunun açık hükmü gereği müvekkili firma kullanımının davalının marka tescilinden çok daha önce olduğundan davacıya nazaran gerçek hak sahibi olarak korunması gerektiğini, herhangi bir hakkın kullanılmasından bahsedebilmek için ortada kötüye kullanılmayan bir hak olması gerektiğini, halbuki davacının davaya gerekçe yaptığı iddiaların hiç kimsenin kendi haksızlığından hak elde edemeyeceği kaidesi ile örtüşmediğıni, davacının iddia ve talep ettiği zararın ve kâr kaybının nedeni ortaya konmamakla birlikte net olarak izah edilmesi gerektiğini savunarak asıl dava yününden davanın reddine, karşı dava yönünden davanın kabulü ile 2014/... tescil numaralı "... ..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne, hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir.
2.Davalı ... vekili asıl davaya cevap dilekçesinde; müvekkili firmanın "... ..." ismini hiçbir projesinde kullanmadığını, geçmiş tarihte diğer davalı ... ... ile ortaklık yaparken onların kullandığını, ancak onlarında ilk kullanımlarının 2012-2013 yıllarına dayandığını, oysa davacı tarafın ... ... ismini 2014 yılında tescil ettirdiğini, müvekkili firmanın şuan kendi adıyla sadece 17 dairelik bir projeyi Başakşehir İstanbul'da gerçekleştirdiğini, başka da inşaat yapmadığını, bahsedilen projede de asla "... ... ve ..." diye bir ismi dairelerin satımında ve tanıtım bağlamında internet sitesi dahil olmak üzere hiçbir resmi veya gayriresmi kayıtta kullanmadığını, öyle bir niyeti de olmadığını, bu durumun müvekkili firmanın internet silesi olan www.som.com.tr/ isimli sitede dahil Başakşehir Belediyesinin ilgili kayıtları ile de sabit olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
3.Asıl davacı karşı davalı vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; marufiyet ve bilinirlik yaratmayan salt kullanım iddiasının markasal kullanım sayılmadığını, davalının sunduğu belgelerin müvekkilinin markasının tescilli olduğu sınıflarda hizmetlerin fiilen sunulduğuna ilişkin delil teşkil etmediğini, müvekkilin seri markaları ile geliştirdiği 2012 yılında pazarlama faaliyetlerine başlanan ... ... gayrimenkul proje alanında "... ..." ismini kullandığını, seri markalarının tümünü geliştireceği gayrimenkul projelerinde kullanmak üzere planladığını, davalının tescil başvurusunda dahi bulunmadığı kullanımının tanınmışlık bir yana bilinirlik dahi arz etmediğini, buna rağmen müvekkilin tescilli markası için hükümsüzlük talep ettiğini, müvekkilinin markasının 2014 yılında marka koruması altına girdiğini, hükümsüzlük talep edilebilmesi için gerekli şartların hiçbirinin gerçekleşmediğini savunarak karşı davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile karşı davacının dava konusu olan marka üzerinde önceye dayalı gerçek hak sahibi olduğu, davacının işbu markanın davalı tarafından daha önceden kullanıldığını bilmemesinin mümkün olmadığı, bu nedenle kötüniyetli olduğu, hükümsüzlüğün geçmişe etkili sonuç doğurduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, asıl davada davacı karşı davada davalı tarafça istinaf edilmiştir.
IV. İSTİNAF
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükümsüzlüğe konu 17.11.2014 başvuru tarihli 2014/... tescil numaralı "... ..." ibareli markanın 14.09.2015 tarihinde davacı adına tescil edildiği, davalı adına tescilli marka bulunmadığı, davalı tarafından "... ..." ibaresinin ilk olarak 2010 yılından itibaren ... ... Kataloğu, ... ... Konakları projesine ilişkin iş evraklarında kullanılmaya başlandığı, söz konusu kullanımların kamuya açık markasal kullanım olarak kabulü gerektiği, davacı-karşı davalı ... şirketinin en eski marka tescilinin 2012 tarihli "... hayattepe" ibareli marka olduğu, "... ..." ibaresi yönünden davalı- karşı davacı kullanımlarından daha eski tarihli tescilli ya da tescilsiz markasal kullanımı bulunduğuna dair delil ibraz edilmediği, bu duruma göre, "... ..." ibareli markanın davalı ... ... tarafından ihdas ve istimal edildiği ve maruf hale geldiği, markanın gerçek hak sahibi olduğu, diğer yandan davacı karşı davalının markayı kendi adına tescil ettirmesinin tek başına kötüniyetin varlığının kabulüne yeterli olmadığı, markanın tescil tarihine göre sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olmayacağı, bir tarafın yasal hakkı kapsamında bilirkişi hakkında yasal merciler önünde şikayetçi olmasının sonraki hükme esas alınan raporun baskı ve tehdit ile düzenlediğine karine teşkil etmeyeceği, davalıların kullanımlarının, davalı ... yapının öncelik hakkı sahibi olduğu tescilsiz marka hakkı kapsamında olduğundan hükümsüzlüğü koşulları oluşan davacı markasına tecavüz iddiasının yasal dayanağının bulunmadığı, davalı ... ... A.Ş.nin kullanımları ile ayırt edici hale getirdiği sınıflar bakımından karşı davalı ... Gayrimenkul'e ait 2014/... tescil numaralı ... ... markasının 37.sınıfta tescilli olduğu "İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri" yönünden kısmi hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı asıl davanın reddi kararının ve dava konusu edilip reddedilen her bir talep yönünden ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı - karşı davalı vekilinin karşı dava yönünden İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın kaldırılmasına, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, karşı davalı ... Gayrimenkul'e ait 2014/... tescil numaralı ... ... markasının 37.sınıfta tescilli olduğu "İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri" yönünden kısmi hükümsüzlüğüne,karar kesinleştiğinde sicilden terkinine karar verilmiş, hüküm, asıl davacı karşı davalı ile karşı davacı (katılmayla) tarafça temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Dava ve Hukuki Nitelendirme
Asıl dava, haksız rekabetinin tespiti, men'i, markaya tecavüzün kaldırılması ile tazminat; karşı dava ise, davacı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi aynı Kanun'un 369/1 hükmü ve 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davacı karşı davalı ve karşı davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine, 22.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.