"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI :2022/95 Esas, 2023/112 Karar
HÜKÜM :Asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine
Taraflar arasındaki tazminat ve alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda Mahkemece asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı/karşı davalı vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; davalının finansal piyasalarda menkul kıymet alım satımı ile iştigal eden bir yatırımcı olup müvekkili bankanın da müşterisi olduğunu, 18.06.2007 tarihinde 5 milyon ABD Dolarını 19.10.2007 günü 1,3350 TL üzerinden bankadan satın almayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin bu taahhüdüne karşı davalıya 51.500,00 USD ödediğini, ancak davalının 17.08.2008 tarihinde riski kapattığını iddia etmesine rağmen gerçekleşen telefon kayıtlarında söz konusu pozisyonun açık olduğunun belli olduğunu, uyarılara rağmen kapatmadığını, müvekkili banka zararının ödenmesinin ihtar olunduğunu, banka hesabındaki 478.021,91 TL'nin alacağa mahsup edilip, bakiye 223.489,48 TL alacağın kaldığını ileri sürerek, şimdilik anılan meblağın ve sözleşmenin 5 inci maddesi gereğince 10.000,00 TL cezai şart tutarının, 19.10.2007 vade tarihinden itibaren akdi temerrüt faizi ile gider ve sair vergileri ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, karşı davanın reddini savunmuştur.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında vadeli opsiyon işlemleri yapmak üzere sözleşmeler yapıldığını, 17.08.2007 günü telefonla yapılan opsiyon sözleşmesi uyarınca 19.10.2007 tarihinde 1.3350 satış kuru üzerinden 5.000.000 ABD dolarını satma hakkını 37.000,00 USD opsiyon primi karşılığı satın aldığını, yapılan işlemin döviz satım opsiyonu olduğunu, bankanın satıcı, müvekkilinin opsiyon alıcısı olduğunu, 18.06.2007 tarihli işlemde ise bankanın alıcı, müvekkilinin satıcı konumunda olduğunu, çalışma sisteminin belirli olduğunu, verilen talimatın müvekkiline ikinci kez sorulmayıp teyidin alınamadığını, bunun nedeninin bankaların müşteri ile yaptığı alışverişi kendi adına çevirme yolundaki kötü niyetli hareketlerinden müşteriyi korumak olup, verilen talimatların şüpheye yer bırakmayacak kadar açık ve net olduğunu, dava konusu işlemin yapıldığını, 18.06.2007 tarihli işlemin pozisyonunu kapamadığı iddiası ile huzurdaki davayı açtıklarını, telefon kayıtları için inceleme işleminin olduğunu, tespit dosyasında yer aldığını, oluşan durumdan bankanın sorumluluğunun bulunduğunu, 17.08.2007 tarihli ters işlem ile kapandığını, bankadaki hesapta bulunan parayı vadede çekmemesi durumunu bildiğini ve kabul ettiğini gösterdiğini, haksız davanın reddi ile bankanın haksız el koyduğu 478.021,91 TL'nin 19.10.2007 tarihinden işleyecek temerrüt faizi ile ve cezai şart 10.000,00 TL'nin yine aynı tarihten akdi temerrüt faizi ile davacıdan tahsilini istemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece bozma ilamına uyularak davalı karşı davacı ...'nın gerçekleştirdiği 2007 yılındaki opsiyon işlem toplamının 250.200.000,00 USD olup, bu opsiyon işlemlerinden 2.809.839,00 USD opsiyon prim kazancına ulaştığı, aynı zamanda 677.639,57 TL zarar ettiği görülmüş ise de toplam zararın 602.613,89 TL'lik kısmının, taraflar arasında anlaşmazlık konusu olan açık opsiyon pozisyonu nedeniyle gerçekleştiği, davalı karşı davacı ...'nın, ... T.A.Ş. tarafından 85 milyon euro tutarında yüksek bir türev limiti tahsis edilen, teminat durumu güçlü bir müşteri olduğu, USD/TRY kuruna ilişkin beklentileri kapsamında kendi yatırım kararlarıyla spekülatif işlemler gerçekleştirdiği, açık opsiyon pozisyonlarının çok büyük bir kısmını USD/TRY kurunun beklentilerine paralel hareket etmesi neticesinde kârlı kapattığı, opsiyon işlemleri ile taşıdığı riskler konusunda gerekli bilgi ve tecrübeye sahip olduğu kanaatine ulaşıldığı, 17.08.2007 tarihinde verdiği emrin gerçekleşmediğini aynı gün içinde öğrendiği, 24.08.2007 günü gerçekleşen telefon görüşmesinde, açık opsiyon pozisyonunu kapatmak için fiyatlama talep ettiği, ancak kendisine iletilen 85.000,00 ABD Doları fiyatlamayı kabul etmediği, açık opsiyon pozisyonundan elde ettiği 51.500,00 ABD Doları prim kazancının altında bir tutar olan ve piyasa fiyatlaması ile arasında ciddi fark bulunan 50.000,00 ABD Doları ödemek istediğini birden fazla olacak şekilde belirttiği, ... yetkililerince, açık opsiyon pozisyonu riskinin, davalı karşı davacı ...'ya sürekli hatırlatıldığı, fiyatlama taleplerinin karşılandığı, margin call nedeniyle hesabında oluşan teminat açığı konusunda bilgi verildiği, bu bağlamda açık opsiyon pozisyon zararının artmasında, ... yetkililerine atfedecek kusur bulunmadığı, ...'nın bu tutumunun ilk işlemden doğan zararın artıya dönme beklentisinden kaynaklı olmayıp, açık opsiyon pozisyonunu zararla kapatmak istememesinden kaynaklı olabileceğinin belirlendiği, ikinci işlemin kurulmadığının ve ilk işlem nedeniyle ...'nın zararının oluştuğunun kabulü gerektiği hükmü çerçevesinde yapılan değerlendirmeye göre; ...'ın, 18.06.2007 tarihinde gerçekleştirilen, 19.10.2007 vadeli, 1,3350 kullanım fiyatlı 5.000.000,00 ABD Doları tutarındaki opsiyonun kendisine tanıdığı satma hakkını kullanması sonucu, davalı karşı davacı ...'nın, opsiyon vadesi olan 19.10.2007 tarih ve 14:00 itibarıyla spot piyasada 1,2000 USD/TRY kuruna göre 675.000,00 TL işlem zararı ve %5 BSMV 33.750,00 TL olmak üzere toplam 708.750,00 TL zararı oluştuğu, davacı karşı davalı ... tarafından, noter ihtarnamesi ile döviz satış opsiyonuna ilişkin sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin davalı/karşı davacıya ihtar edilmesine rağmen ödeme yapmaması nedeniyle, davacı karşı davalı ... nezdindeki vadeli hesabındaki 478.021,91 TL'nin, 01.04.2008 tarihi itibarıyla alacağa mahsup edildiği yönünde kanaat bildirilmesi karşısında, asıl davanın kabulü ile 223.489,48 TL bakiye banka zararının, 19.10.2007 tarihinde itibaren akdi temerrüt faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalı bankaya verilmesine, yine taraflar arasında imzalanan opsiyon sözleşmesinin 5 inci maddesi kapsamında 10.000,00 TL cezai şart tutarının, 19.10.2007 tarihinden itibaren akti temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm davalı/karşı davacı vekilince temyiz edilmiş, Dairemizin 25.03.2024 tarihli, 2023/4995 E. ve 2024/2381 K. sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş, Dairemiz ilamına karşı davalı/karşı davacı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuştur.
IV. KARAR DÜZELTME İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada, opsiyon sözleşmesinden kaynaklanan zararın tazmini ve cezai şart alacağının tahsili, karşı davada ise opsiyon sözleşmesine dayalı olarak haksız el konulan paranın iadesi ve cezai şart alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 30 uncu ve 50 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı/karşı davacı vekilinin 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekir.
V. SONUÇ: Davacı/davalı vekilinin karar düzeltme isteminin 1086 sayılı Kanun'un 442 nci maddesi gereğince REDDİNE, karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına ve 3506 sayılı Kanun ile değiştirilen 1086 sayılı Kanun’un 442 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca takdiren 2.505,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyen davalı-karşı davacıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 10.12.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.