"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2023/387 Esas, 2024/277 Karar
HÜKÜM : Kısmen kabul
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ......Ltd. Şti. ile davalı arasında 06.02.2017 tarihli seyahat sigortaları sözleşmesinin imzalandığını, buna göre davalının hizmet alan, davacı ...'in asistans hizmeti sunan, davacı ...'nın ise reasürör olduğunu, sözleşme süresi boyunca davacıların üzerine düşen edimleri ifa ettiğini ancak davalının ödemesi gereken hizmet bedelini ifadan imtina ettiğini, davalıya cari hesaba ilişkin mutabakat yazışmalarıyla birlikte ihtarnamenin gönderilmesine rağmen ödemenin gerçekleşmediğini, bu nedenle sözleşmeden doğan hizmet bedelinin tahsili amacıyla davalıya yönelik genel haciz yoluyla takip başlatıldığını ancak davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, taraflar arasında mevcut 01.05.2014 tarihli "Seyahat Sigortalarında Reasürans Sözleşmesi" kapsamında davacılar tarafından davalıya reasürans hizmeti sunulduğu, hizmet bedelinin ödenmemesi üzerine e-mail yoluyla davalıya gönderilen hesap muavin bakiyesinin davalı şirket adına Süleyman Baltacıoğlu tarafından gönderilen 26.12.2016 tarihli yazışma örneğine göre dava konusu alacağın davalının kabulünde olduğu, davacılar vekilinin münhasıran davalının ticari defter ve kayıtlarına dayandığı, incelenen davalı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, davalının kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 24.01.2017 takip ve 07.02.2017 dava tarihi itibarıyla davacıya 443.460,44 TL borçlu olduğu, davalının ödeme dekontlarından sadece 15.12.2017 tarihinde yapılan 2.719,00 TL'lik ödemenin davacı şirket cari hesabından 31.12.2017 tarihinde (takip ve dava tarihinden sonra) mahsup edildiği, bu nedenle 2.719,00 TL'lik ödemenin davaya etkisinin bulunmadığı, diğer ödemelerin ise takip ve dava tarihinden önce gerçekleştirilmiş olmalarına ve ticari defterlere kayıt edilmelerine rağmen davacı şirket cari hesabından mahsup edilmedikleri, davalının yapmış olduğu hasar ödemelerinin, dekontlar üzerinde yer alan fiili ödeme tarihleri dikkate alındığında, 5.341,00 TL'lik kısmın takip ve dava tarihi öncesi döneme ait oldukları nazara alınarak ve davacının takip talebinden bu tutarların mahsubu neticesinde takip tarihi itibariyle davacıların davalıdan verilen hizmet karşılığında toplam 438.120,44 TL tutarında alacaklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İstanbul 23. İcra Müdürlüğünün 2017/1819 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe yönelik itirazın kısmen iptali ile takibin 438.120,44 TL alacak üzerinden takip koşulları ile devamına, fazla istemin reddine, davalının likit ve muaccel alacağa itirazı ile takibin durmasına sebebiyet vermesi nedeni ile toplam alacağın %20'si üzerinden hesaplanan 87.624,08 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.2004 sayılı Kanun'un 67 nci maddesi.
3. Değerlendirme
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 17.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.