"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/433 Esas, 2023/93 Karar
HÜKÜM : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/184 E., 2020/107 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili firmanın sahibi olduğu "Ö.Ç.S" markasını Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) nezdinde tescil ettirdiğini, reklamlarda kullandığını, davalının ise marka ile iltibasa neden olacak şekilde "Y.Ç.S" markasını haksız olarak kullandığını, müvekkilinin marka için yoğun emek ve para harcadığını, davalının kullanımının kötü niyetli olduğunu, karıştırma ihtimali ve marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, müvekkilinin markası "Ö.Ç.S"'nin önüne ve arkasına ek getirilerek marka yaratılmasının hak ihlaline sebep olduğunu, davacı ile davalının aynı sektörde yer aldıklarını, ürün kutularının renk, şekil ve görsellik açısından neredeyse birebir aynı olduğunu, tüketici nezdinde karışıklığa sebep olacağını, markalardaki harf değişiminin karışıklığı engellemeyeceğini, müvekkilinin markasının tanınmış marka olduğunu, ilgili çevrelerce tanınmanın tanınmış marka kriteri için yeterli olduğunu iddia ederek davalının markaya tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespit ve men'ine, davalının bağlı bulunduğu esnaf odasındaki sicilden terkinine ve hükümsüzlüğüne, davalının "Y.Ç.S." ibaresinin yer aldığı kutu, ambalaj ve faturaların toplatılmasına ve dava sonunda imhasına, davalının "Y.Ç.S.+Şekil" işletme adını kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddia ettiği ve görsel ürünlerde de desteklediği markanın müvekkilince kullanılmakta olduğunu, bu ve benzeri diğer görselleri ve varsa web sitesini kabul ettiklerini, dava konusu markanın müvekkili adına tescilli olmadığını, markanın hükümsüzlüğü davasının tescilli marka sahibine karşı açılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, davacının "Ö.Ç.S....+Şekil" markası ile davalının kullandığı "Y.Ç.S. ...+Şekil" markasının ilk harfi dışında kalan harflerinin aynı olduğu, her iki markada da üçgen içinde yer alan daireler içine bu harflerin ayrı ayrı yerleştirildiği, üçgen şeklin altında davacının markasında "...", davalının markasında ise "..." ibarelerinin diktörgen çerçeve içinde yazılı olduğu, markalara ilk bakışta bu harflerin ve harflerin içine yerleştirildiği yuvarlak ve üçgen şeklinin dikkat çektiği, her iki tarafın markalarında gerek harflerin yerleştirilme şekli gerekse şekil unsurunun bire bir aynı olduğu, davacının markasında yer alan "..." ibaresi ile davalının markasında aynı yerde yer alan "..." ibaresinin farklı olmasının markaları farklılaştırmaya yetmediği, davalının şekil unsuru da içeren bu markayı tesadüfen oluşturmasının mümkün olmadığı, her ne kadar davalı tarafın kullandığı markanın dava dışı ... Gıda Meşrubat Pazarlama İnşaat Nakliye Turizm Tekstil Metal Tic. ve San. Ltd. Şti. adına tescilli olduğu anlaşılmışsa da, bu markayı haklı bir nedenle kullandığına dair bir delil ve belge sunmadığı, davacının markası ile davalının markasını kullandığı nalburiye ürünlerinin ortalama tüketici kitlesine hitap ettiği, bu nedenle her iki tarafça da çivi ürünü üzerinde kullanılması halinde markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, her ne kadar davacının markası çivi emtiası için tescilli değilse de dosyaya sunulan fatura örneklerinden anlaşıldığı üzere 2011 yılından bu yana davacının markasını çivi emtiası üzerinde de kullandığı, davacıya aitken müddet olan 19.06.1995 tescil tarihli, 160103 numaralı "Ö.Ç.S....+Şekil" markasının "çivi" emtiası için tescilliyken yenilenmemesi nedeniyle 18.06.2005 tarihinden itibaren müddet olduğu, davalının kullandığı "Y.Ç.S. ...+Şekil" markası üzerinde korunması gereken bir hakkının bulunmadığı, davacıdan daha önce bu markayı kullandığına ve maruf hale getirdiğine dair dosyaya bir delil sunmadığı, zaten davalının Esnaf Odasına kayıt tarihinin 01.04.2014 olduğu, davacının markası tanınmış bir marka olmasa da, aynı alanda ticari faaliyette bulunan davalının davacının markasından haberdar olmamasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, kendisine göre özgün ve ayırt edici nitelikteki markanın aynen kullanılmasının ve ürün ambalajlarının davacının ürün ambalajlarına benzetilmesinin davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiği, davalının bu eyleminin haksız rekabet niteliğinde olduğu, davalının çivi emtiası üzerinde "Y.Ç.S. ...+Şekil" markasını kullanmasının davacının hak sahibi olduğu "Ö.Ç.S. ...+Şekil" markasına tecavüz niteliğinde olduğu, her ne kadar davalının ticari işletme adının terkini de talep edilmişse de, davalının ticari işletme adının Esnaf Odası kayıtlarında "... Metal İnşaat Malzemeleri Ticaret" olarak kayıtlı olduğu, bu ibarenin davacının markası ile benzerliğinin bulunmadığı, davacının markası ile benzer olan "Y.Ç.S." ibaresinin işletme adında yer almadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının iş yerinde ve iş evrakında kullandığı "Y.Ç.S.+Şekil" markasının davacıya ait "Ö.Ç.S.+Şekil" markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olması nedeniyle davalının eyleminin davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespitine, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin men'ine, davalıya ait üzerilerinde "Y.Ç.S.+Şekil" markasının yer aldığı kutu, ambalaj ve iş evrakının üzerinden markanın silinmesine, bu mümkün değilse toplatılmalarına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imha edilmelerine, davalının "Y.Ç.S." ibaresini işletme adı olarak kullanmasının yasaklanmasına, "Y.Ç.S." ibaresi davalının işletme adı olarak kayıtlı olmadığından işletme adının terkini talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı istinaf isteminde pasif husumeti bulunmadığını, kendisinin marka sahibi olmadığını ileri sürmüş ise de dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olmadığı gibi davacı markasal hakkına dayalı olarak tecavüz iddiasında bulunduğundan husumetin markanın haksız kullanıldığı iddia olunan kişiye yöneltilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmediği, davacının 19.06.1995 tescil tarihli, 160103 numaralı Ö.Ç.S ...+ Şekil markası çivi emtiasında tescilli ise de markanın müddet olduğu, 2007/37401 numaralı Ö.Ç.S ... + ŞEKİL markasının ise çivi emtiası sınıfında tescilli olmadığı, ancak davacının faturalarına ve mali bilirkişinin raporuna göre markanın dava tarihinden önceki beş yıl içerisinde "çivi" emtiasında etkin şekilde kullanıldığı tespit edilmiş olup davalının ise markayı davacıdan önce kullandığı hususunda bir iddiada bulunmadığı gibi delil ibraz etmediği, savunmaya konu marka çivi emtiasında tescilli olmadığı gibi davalı tarafça kullanımın hakka dayalı olduğu hususunda delil, lisans sözleşmesi ibraz edilmediği, davalının Y.Ç.S. ... + şekil ibaresini (20.10.2016 tarihli faturada ) çivi emtiasında markasal olarak kullandığı, davacının Ö.Ç.S. ...+ şekil markası ile davalının Y.Ç.S. ... + şekil şeklindeki kullanımı karşılaştırıldığında, her iki ibarede de üçgen içinde yer alan daireler içine harflerin ayrı ayrı yerleştirildiği, üçgen şeklin altında davacının markasında "...", davalının markasında ise "..." ibarelerinin dikdörtgen çerçeve içinde yazılı olduğu, markalara ilk bakışta bu harflerin ve harflerin içine yerleştirildiği yuvarlak ve üçgen şeklinin dikkat çektiği, her iki tarafın markalarında gerek harflerin yerleştirilme şekli gerekse şekil unsurunun bire bir aynı olduğu, davacının markasında yer alan "..." ibaresi ile davalının markasında aynı yerde yer alan "..." ibaresinin farklı olmasının markaları farklılaştırmaya yetmediği, markanın her iki tarafça çivi ürünü üzerinde kullanılması hâlinde ortalama tüketici nezdinde markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, davalının markasal ve işletme adı olarak kullandığı "Y.Ç.S + Şekil" ibaresinin davacının "Ö.Ç.S.+Şekil" markası ile iltibas yaratacak derecede benzer olduğu iddiasına dayalı marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, davalının işletme adının terkini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2.556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 9 uncu maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 55 inci maddesi.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 10.10.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.