Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5814 E. 2025/562 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı tarafından franchise sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi nedeniyle davacının franchise bedeli ve cezai şart talep etmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının sözleşmeyi ihlal ederek haksız fesihte bulunduğu, davacının uğradığı zararın bilirkişi raporuyla belirlendiği ve cezai şartın da davalının ekonomik durumuna göre indirilerek takdir edildiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2023/822 Esas, 2024/433 Karar

HÜKÜM : Davanın kısmen kabulü

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar; davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 01.03.2013 tarihinde franchising sözleşmesi imzaladığını, davalının sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini, sözleşme gereği asmakla yükümlü olduğu "... Coffee&Bakery" tabelasını indirerek yerine "... Diyarı" tabelasını astığını, bu durumun hukuka aykırı bir şekilde sözleşmenin davalı tarafından feshedilmesi anlamına geldiğini, davalının sözleşmenin 8.5 inci maddesi gereği işletme sistemine ait fikri mülkiyet haklarını kullanma yükümlülüğü bulunmasına rağmen "... Diyarı" markasını kullandığının 13.02.2015 ve 06.10.2016 tarihlerinde tespit edildiğini, bunun ayrıca sözleşmenin 8.7 ve 8.15.2. maddesi hükümlerinde düzenlenen davacının talimatlarına uymak ve davacının ticari itibarını fikri ve sınai haklarının değerini korumak yükümlülüklerine de aykırılık teşkil ettiğini, davalıya 25.02.2015 tarihinde ihtar gönderildiğini ancak hiçbir cevap verilmediğini ileri sürerek sözleşmenin süresinden önce haksız feshi nedeniyle sözleşmenin geriye kalan süresine karşılık gelen 55.648,00 TL franchise kullanım bedelinin, 100.000,00 euro cezai şartın ve iade edilmeyen malzeme bedeli olarak 5.000,00 TL'nin tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının sözleşmeye aykırı davranmadığını, markayı kullanmakta hukuki bir yararının kalmadığını, bu nedenle davalının süresinden önce markanın kullanılmasını terk ettiğini, davacıya bedeli ödenen demirbaşların yeni olması gerekirken ikinci el olarak teslim edildiğini, teslim edilen dolaplar, masa, sandalyeler, taban tahtalarının inşaattan sonraki 3 ay içerisinde bozulduğu ve kullanılamaz hale geldiğini, davacının davalının işyerinin tam karşısında bir başka kafe açılmasını sağladığını, sözleşmede yer alan pasta ve ürünler davalıya 7,25 TL'ye satılmaktayken 5,00 TL'ye bu ürünlerin Isparta genelinde satışlarına başlandığını, davacı şirketin mali sisteminin Vergi Usul Kanunu'na aykırı olduğunu, sözleşmede yer alan eğitimlerin verilmesi edimin hiçbir suretle yerine getirilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmede bahsi geçen reklam ve markanın lokal ve genel tanıtımı yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, davalının işyerinin tam karşısına başka bir marka adıyla açılan işyerine davacının daha ucuz fiyatlarla ürün temin ettiğini, bu durum sözleşmenin davacı tarafından zaten başlangıcından beri ihlal edildiği anlamına geldiğini, davacı şirketle iletişim kurulamaması nedeniyle sözleşmenin fiilen feshederek başka bir firma ile sözleşme imzalandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacı şirketin franchise veren ve davalı şirketin franchise alan sıfatına haiz olarak 01.03.2013 tarihli franchising sözleşmesi imzaladıkları, ancak davalının da açıkça kabul ettiği üzere davalının davacıya ait tabelayı indirdiği ve başka bir markaya ait " ... Diyarı " tabelasını astığı ve yine başka markaya ait ürünleri pazarladığı sabit olup bu şekilde davalının sözleşmeyi ihlal ettiğinin anlaşıldığı, davalının işbu fesihte kusursuz olduğunu ispatlayamadığı, davacının, davalı tarafça sözleşmenin haksız olarak fesih sebebiyle sözleşme ve Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca, davalıdan, dava dışı üçüncü bir şahıs ile benzer nitelikte bir sözleşmenin akdedilmesi ve frenchise alanın bu sözleşme kapsamında yeni bir iş yeri bulması ve iş yerinin faaliyete hazır hale getirilmesi için geçmesi gereken makul sürenin bilirkişi heyeti raporuna göre 3 aylık sözleşme yapılma ve 2 aylık işletmenin faaliyete hazır hale getirilmesi dahil toplam 5 aylık sürenin geçmesi gerektiği, işbu süre içerisinde davacı tarafın hak edebileceği franchise bedelinin 7.520,00 TL olduğu, sözleşmede kararlaştırılan ceza-i şart tutarının, tamamen tahsil edilmesi halinde davalının ticari defter ve kayıtları ile sabit olan ekonomik durumunu kötüleştireceği, iktisaden mahvına neden olabilecek tutarda olduğu yönündeki bilirkişinin tespiti de nazara alınarak takdiren indirime gidildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının 5.000,00 TL'lik malzeme bedeli ile ilgili talebinin feragat sebebiyle reddine, 7.520,00 TL franchise bedeli alacağının 04.03.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 15.000,00 euro ceza-i şart alacağının dava tarihinden itibaren kamu bankalarında bu para cinsinden açılmış 1 yıl vadeli hesaplara uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının euro cinsinden efektif satış kuru karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, taraflar arasındaki franchise sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği iddiasına dayalı franchise bedeli ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

V. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.02.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.