Logo

11. Hukuk Dairesi2024/5856 E. 2024/8127 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı belediyenin, toplu taşıma ihalesini alan davacı şirketin sözleşmeden doğan haklarını ihlal ederek, minibüslerin haksız rekabetine sebep olması nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, zarar oluştuğuna dair iddiasını ispatlayamaması, zarar miktarını belirleyecek verileri sunamaması ve sözleşmede belirli bir yolcu garantisi bulunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/619 Esas, 2022/1724 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kırıkkale 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2018/37 E., 2020/100 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 12.10.2005 tarihinde davalı ... ile yaptığı anlaşmaya bağlı olarak 2005 yılının 11. ayından 2009 yılının Ekim ayına kadar Kırıkkale Şehir İçi Toplu Taşıma işini ihaleli olarak yaptığını, kamu otoritesi olarak davalının sözleşme gereği kendisine düşen görevi yerine getirerek dolmuş durakları, otobüs durakları ve buralardaki taşıma düzenini sağlayacağını varsayarak bu ihaleye girdiğini ancak davalı idarenin koşulları sağlayamadığını, müvekkili şirketin bu yükümlülükleri yerine getirmesi konusunda davalıya defalarca talep ve başvuru yaptığını, ancak duraklardaki minibüs beklemelerini, hatta müvekkili şirkete tahsis edilen otobüs hareket alanının bile minibüsçüler tarafından işgal edilerek müvekkili firmanın çalışmasına engel olmasının önünü alamadığını, bu konuda müvekkili şirket tarafından defalarca tespitler yaptırıldığını, davalı belediyeye başvurarak “çalışamadığını, minibüsler tarafından otobüs hareket merkezinin ve durakların minibüsler tarafından işgal edildiğini, firmanın zarar ettiğini” belirterek önlem alınmasını, UNKOME kararlarına uyulmasının sağlanmasını, çalışma koşullarının sözleşmedeki gibi sağlanmasını talep ettiğini, davalının hiçbir önlem almadığını, minibüsçülerin kurallara uymasının sağlandığı ve sözleşme koşullarının sağlandığı 2 gün müvekkilinin günlük ortalama 13.000 kişi taşıdığını, bu ilk 2 günden sonra davalının sözleşme koşullarını sağlamaması nedeniyle müvekkilinin 3.000 kişi taşıyarak zarar ettiğini, il trafik komisyonu tarafından alınan kararlara hatlı minibüslerin uymasının belediye tarafından temin edilmediğini, minibüsçülerin kurallara aykırı bekleme yaptığını ileri sürerek şimdilik 100.000,00 TL zararın hak ediş tarihlerinden itibaren en yüksek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacıya belli bir yolcu sayısı taahhüt etmediğini, davacıya verilen hatlar nazara alındığında günde 14 sefer yapıldığı varsayımı ile tam kapasitenin günlük 17.920 kişi olduğu görülmekte ise de bu kapasitenin gerçekleşemeyeceğini, ilde minibüs ve otobüs toplam yolcu kapasitesinin okullar açıkken 19.000, kapalıyken 17.000 olduğunu, minibüslerin 6 kat fazla sefer gerçekleştirdiğini, şehir içi mahallelerden şehir merkezine yürüme mesafesinin yakın olması nedeni ile birçok vatandaşın ne dolmuş ne de davacı firmanın araçlarını tercih etmediğini, davacının ihale süresinin bitmesinden sonra açılan tüm ihalelere herhangi bir itiraz olmaksızın davacının da katıldığını hatta katıldığı ihalede ihalenin iptali kararının iptali için dava açtığını, davacı firmanın zarar ettiğini belirttiği toplu taşımacılık işinde tekrar girişimlerinin açılan davada samimiyetini ortaya koyduğunu, davacının engellendiği iddiasının haksız rekabet taleplerinin özel hukuk hükümlerine göre minibüsçüler ile aralarında çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık olduğundan bu nedenle de açılan davanın reddi gerektiğini, davacı firma ile imzalanan sözleşmenin ihale süresinin sona ermesi nedeni ile sonlandığını, güzergaha uyum sorunun yaşanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, dosyada, davacıların çalıştırdığı otobüslerin seyir güzergahının yolcu sayısı ya da minibüsler tarafından taşınan yolcu sayısına ilişkin herhangi bir veri bulunmadığı, teknik bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, talep edilen gelir kaybının hesaplanmasında mukayese yapabilmek için otobüslere binenlerin yanı sıra, minibüslere binenlerin de sayılarının bilinmesi, davacının zararının hesaplanabilmesi için fiilen taşıdığı yolcu sayısının yanında, taşıması gereken yolcu sayısına ilişkin verilerin de elde bulunması gerektiği, İl Trafik Komisyonu ve Belediye Trafik Komisyonu kararlarına aykırı olarak bekleme, duraklama yapan minibüslerin, bu yolla davacının taşıyabileceği yolcuları aldığı ve davacı firmanın bu sebeple zarara uğramış olabileceği söylenebilir ise de dosya içerisinde mevcut veriler üzerinden bu zarara ilişkin herhangi bir hesaplama yapılamayacağı, minibüslerin komisyon kararlarına aykırı olarak davacı firmanın kaç yolcusunu taşıdığının tespit edilemeyeceği, Kırıkkale Minibüsçüler Esnaf Odası’nın sunduğu yazıda “davacı odaya kayıtlı olmadığından yazıda belirtilen yıllara ait indi bindi yolcu sayısının tespit edilemediğinin” belirtildiği, kira sözleşmesinde, kiralanan hatlarda taşınacak yolcu sayısına ilişkin herhangi bir taahhüt bulunmadığı, sözleşme ile davacıya herhangi bir yolcu sayısı taahhüt edilmediği de nazara alındığında, minibüslerin trafik komisyonu kararlarına aykırı bekleme ve duraklama yapmak sureti ile taşıdığı yolcuların, davacının zararına sebebiyet vermesi halinin, davalı idarenin sözleşmesel bir sorumluluğuna sebep olmayacağı, alınan pek çok düzenleyici karar ile, hatlı minibüslerin herhangi bir yerde bekleme ve depolama yapmasının yasaklanmasına karşın, davalı tarafından bu yasağa ilişkin denetimlerin yapılmaması halinin, davacı uhdesinde bulunan hatlardan elde edilecek gelirin azalmasına sebebiyet verdiği aşamada hizmet kusuru olarak değerlendirilebilmesi mümkün ise de bu durumda dahi açıklanan sebeplerle, hizmet kusurunun sebebiyet verdiği zarar miktarının hesaplanmasına imkan bulunmadığı, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmede yolcu sayısına ilişkin bir garanti bulunmadığı, sözleşmede sadece hatların kiraya verildiği, davacının otobüsleri ile minibüslerin çalışma koşullarına, otobüs ve minibüs durakları ve çalışma düzenine ilişkin bir hükme yer verilmediği, buna göre taraflar arasındaki sözleşmede davacının tazminat talebine esas teşkil edecek bir hüküm bulunmadığı, her ne kadar davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde haksız fiil hükümlerine dayandıklarını ileri sürmüş ise de tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunmasını genişletemeyeceği yahut değiştiremeyeceği, yerel mahkemece davanın reddi yönünde verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 20.11.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.