"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
HÜKÜM : Esastan ret
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Yargılamanın iadesi talebinde bulunan davacı ... dava dilekçesinde, davacı şirket yetkilisinin başvurusu üzerine, dava dışı ...'nın müdürlük görevinin yoklukla malul olduğunun tespitine karar verildiğini, mahkeme tarafından verilen kararda şirketi savunmakla yükümlü kayyumun şirket aleyhine vermiş olduğu cevap dilekçesi ve davacı tarafın kasıtlı olarak mahkemeyi yanıltması sebebi ile kastı aşan bir karar verildiğini, davacı tarafın hileli şekilde işlemler tesis ettiğini, davacının hukuki menfaati bulunmadığını, davanın yasal hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davalı şirket kayıtları incelendiğinde, bir takım hukuksuzlukların varlığının anlaşıldığını ileri sürerek İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/545 E., 2016/413 K. sayılı kararının yeniden yargılamasının yapılarak davacının kötü niyetle açmış olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının yargılamanın yenilenmesi davası açmaya yetkili olmadığını, husumet yokluğu olduğunu, müvekkilinin davayı şirket ortağı ve müdürü olduktan sonra açtığını, asıl davada hukuki menfaatinin olduğunu, hisse devrine konu kararların usulüne uygun alındığını, ticaret sicilinde tescil edilerek ilan edildiğini savunarak yargılamanın yenilemesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, yargılamanın iadesi davası yönünden, yargılamanın iadesini talep eden üçüncü kişi ... ile davalı şirket arasında derdest dava bulunması sebebiyle hukuki menfaatinin olduğu, esas davanın konusunu oluşturan 18/07/2014 tarihli ortaklar kurulu kararının davalı şirket ortağı ve aynı zamanda davacı ...'in eşi ...ile diğer ortak ... tarafından alındığı, bu yönüyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 375/1-h hükmünde yer alan "Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması" hükmü uyarınca yargılamanın iadesi sebebinin gerçekleştiği, bu sebeple aynı Kanun'un 379/1 ve 375/1-h hükümleri gereğince üçüncü kişi ...'in yargılamanın iadesi talebinin kabulüne karar verilmiş olup, HMK'nın 380. maddesi gereğince yeniden yapılan yargılamada, davalı şirketin ortaklar kurulu kararının alındığı 18.07.2014 tarihinde ve yoklukla malul olduğunun tespitinin istendiği 15.05.2015 dava tarihinde davacı ... ile ortaklar kurulu kararını alan kurucu ortak Maksut'un evli olduğu, dosya kapsamında yer alan hukuk ve ceza mahkeme dosyaları ile ticaret sicil kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davalı şirketin borçlularından mal kaçırma amacıyla hileli işlemler yaptığının anlaşıldığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 2. maddesi gereğince bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağı, davacı ...'in davalı şirkette 12.05.2015 tarihinde pay sahibi olup 15.05.2015 tarihinde işbu davayı açmış olması nedeniyle, davacının eşi Maksut'un hisse devirleri yaparak eşinin hissedar olmasını sağladığı ve bilerek yok hükmünde alınan ortaklar kurulu kararının yokluğunun tespiti için işbu davayı açtırdığı gerekçesiyle dürüstlük kuralına aykırı olarak açılan davalı şirketin 18.07.2014 tarihli ortaklar kurulu kararının yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkin davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
B. Değerlendirme ve Gerekçe
Dosyadaki yazılara, İlk Derece Mahkemesince HMK'nın 373/4 hükmü uyarınca uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
V. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 07.04.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.