Logo

11. Hukuk Dairesi2024/6839 E. 2025/93 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken, davalı eşin mal kaçırma kastıyla şirketlerindeki hisselerini devrettiği iddiasıyla açılan tespit davasında hukuki yarar olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı eşin mal kaçırma iddiasının ve tüzel kişilik perdesinin aralanması talebinin boşanma davası kapsamındaki mal paylaşımı aşamasında değerlendirilebileceği, dolayısıyla tespit davasında hukuki yarar bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2435 Esas, 2022/1572 Karar

HÜKÜM : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi

SAYISI : 2021/482 E., 2022/509 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı ...'ın 1998 yılında evlendiğini, 30.11.2018 tarihinden bu yana Mersin 6. Aile Mahkemesinin 2018/933 E. sayılı dosyası üzerinden boşanma davalarının devam ettiğini, boşanma kararının ardından davalının mal kaçırma kastıyla hareket ettiğini ve ortağı olduğu diğer davalı şirketlerdeki hisselerini muvazaalı olarak ortaklarına veya güvendiği üçüncü kişilere devrederek müvekkilinden mal kaçırmaya başladığını, nitekim davalının, Mersin 6. Aile Mahkemesinin 2018/933 E. sayılı dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporunda 10 yıl önce planlar yapıp mal varlıklarını şirketlere aktardığını, kendisini zarar etmiş olarak da gösterebileceğini, tüm malvarlığını şirket üzerine yaptığını kendi adına almadığını ifade ettiğini, ayrıca devam eden birçok projelerinin olduğunu da kabul ettiğini, davalı ... 'nın, 23.12.2019 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde (TTSG) yayımlanan kararla ... Boya İnşaat Taahhüt Tic. Ltd. Şti.'nde bulunan hisselerini Mersin ... Teknik Yalıtım İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ne devrettiğini, 30.12.2019 tarihinde TTSG'de yayımlanan karar ile ise ... Boya İnşaat Taahhüt Tic. Ltd. Şti.'ni Mersin ... Teknik Yalıtım İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. devralarak birleştirdiklerini, davalı ...'ın, Mersin ... Teknik Yalıtım İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'nin de ortağı olduğunu, davalının 2010 yılında ortağı ... ile birlikte Mersin ... Proje İnşaat Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.'ni kurduğunu, 30.04.2019 tarihinde davalı ...'ın bu şirketteki hisselerini ...'ya, 23.07.2019 tarihinde ise ...'nın tüm şirketi ...'a devrettiğini, davacı ile davalı ...'ın 2016 yılından beri ayrı yaşadıklarını, davalının, davacı ile arası bozulmadan önce 16.06.2016 tarihinde ... İnşaat Taahhüt ve Yapı Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti.'ni kurduğunu, bu şirket ile çok büyük işler gerçekleştirerek büyük paralar kazanacağını anlayan davalının, davacı ile arasının bozularak boşanacaklarını anlaması üzerine bu şirketteki hisselerini 26.11.2016 tarihinde ...'a devrettiğini, davalı ...'ın bu şirketlerle ilişiğinin devam ettiğini muvazaalı olarak hisselerinin devrini sağladığını, davalının tüzel kişiliğin perdesine sığınarak davacı eşine karşı mal kaçırmayı ve kendisi hakkında başlatılacak takipleri sonuçsuz bırakmayı amaçladığını, bu nedenle mal paylaşımı davalarında tüzel kişilik perdesinin aralanarak işbu şirketlerin sorumlu tutulması için huzurdaki davanın açılma zorunluluğu doğduğu, davalı ... mal kaçırma kastıyla işlemler gerçekleştirdiğinden ve tüzel kişilik perdesinin aralanması ilkesi uyarınca başta ticari defterler ve banka kayıtları ile şirketlerin bilançoları olmak üzere diğer davalı şirketlerin tüm kayıtlarının getirtilerek ve tüm yetkili ve ortaklarının mahkeme huzurunda dinlenerek davalı ...'ın diğer davalı şirketlerle organik bağının bulunduğunun ve bu şirketlerin gizli ortağı/yöneticisi olduğunun tespitini talep etme gereksinimi doğduğunu ileri sürerek diğer davalı şirketlerin kayıtlarının getirtilip davalı ... ile organik bağının bulunduğunun, gizli ortak ve/veya yönetici olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekilleri, davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisinin temelini dürüstlük kuralından aldığı, bu teori ile uygulamada şirketlerin tüzel kişiliğin perdesine sığınarak alacaklılarına borçlarını ödemelerinden kaçınmalarına engel olunmasının amaçlandığı, Mersin 6. Aile Mahkemesinin 2018/933 E. sayılı dosyasında boşanma davasının ve Mersin 2. Aile Mahkemesinin 2021/641 E. sayılı dosyasında mal rejiminden kaynaklanan katkı payı, katılma alacağı ve değer artış payı talepli karşılıklı açılan davaların derdest olduğu, davalı ... 'ın yaptığı hisse devirlerinin ya da davalı şirketler ile gerçekleşen devir işlemlerinin mal kaçırma kastı ile yapıldığına dair eda davası açılabileceği, davalı ... 'ın şirketlerin gizli ortağı/yöneticisi olduğunun tespiti yönünden davalılar aleyhine dava açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı, bu konuda açılabilecek eda davasında tespitinin mümkün olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davacının davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça istinaf edilmiştir.

IV. İSTİNAF

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesi kararında açıklandığı üzere taraflar arasında mal paylaşımına ilişkin davanın derdest olduğu, davacının iddialarının bu dava dosyası kapsamında tartışılıp değerlendirilebileceği, davacının işbu davanın açılmasında hukuki menfeatinin bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tespit talebi istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b(1) hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1 hükmü uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 14.01.2025 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.