Logo

11. Hukuk Dairesi2024/777 E. 2024/9489 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının marka tescil başvurusuna, davalının daha önce tescilli markasına dayanarak yapılan itirazın reddi üzerine açılan davanın, davalının markasını ciddi biçimde kullanıp kullanmadığının tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Davalının marka kullanımını ispata yeterli deliller sunduğu ve davacının marka başvurusunda seçenek özgürlüğünü kullanmak yerine davalının markasına yanaştığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1520 Esas, 2023/1520 Karar

HÜKÜM : Davanın kabulü

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2020/169 E., 2021/107 K.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının “... Üsküdar” ibareli markanın 19, 35, 36, 37 ve 41.sınıflara giren emtialarda tescili için yaptığı başvurunun ilanına davalı firmanın önceki tarihlerde tescilli “... konutları” ibareli markasına dayalı olarak itiraz ettiğini, davacının bu itiraz üzerine davalının söz konusu markasının kullanıldığını ispat etmesini talep ettiğini, davalı firmanın kullanıma dair sunmuş olduğu belgelerin TÜRKPATENT Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yeterli görülmeyerek davalının itirazının reddedildiğini, davalı firmanın bu karara itiraz etmesi üzerine davalı ... YİDK’nın itirazı kabul ederek davacının marka başvurusunun reddine karar verdiğini, bu kararın yerinde ve doğru olmadığını, zira davalının redde mesnet markasını ciddi bir biçimde kullanmadığını, davalının markasal kullanımının pazar payı yaratmaya veya pazar payını yürütmeye yeterli bir kullanım sayılamayacağını, kullanımı tevsik etmek için sunulan belgelerin tarihsiz broşürlerden ibaret olduğunu, ayrıca bu belgelerde söz konusu işaretin markasal kullanımından ziyade adres olarak kullanımının söz konusu olduğunu, ayrıca davalının kullanıma ilişkin delillerinin bir kısmını ilk itirazına değil, yinelediği itirazına eklediğini, bu meyanda sunulan faturaların birçoğunun 2010-2012 yıllarına ait olduğunu ancak bu tarihlerin kullanımın ispat edilmesi gereken sürenin dışında kaldığını, kötü niyete ilişkin herhangi bir objektif delil veya emare olmadığını, taraf markalarının birbirlerine benzemediğini ve markalar arasında karıştırılma ihtimali olduğundan söz edilmesinin mümkün olmadığını, markalarda ortak olan “...” ibaresinin türetilmiş bir kelime olmaması nedeniyle ayırt edici niteliği zayıf bir ibare ve dolayısıyla başkaları tarafından da marka olarak kullanılabilecek bir ibare hüviyetinde kabul edilmesi gerektiğini, taraf markalarının hitap ettiği tüketici kitlesinin dikkatli ve bilinçli tüketiciler olduğunu, taraf markalarının kullanılacağı emtiaların tamamının aynı tür/benzer emtia olduğundan bahsedilmesinin de mümkün olmadığını ileri sürerek TÜRKPATENT YİDK’nin dava konusu edilen 19.05.2020 tarih ve 2019-M-10625 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, taraf markalarının birbirleriyle benzer olduğunu ve aynı emtialarda kullanılacaklarından karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğunu, zira taraf markalarında geçen kelimelerden ayırt ediciliği olan “...” ibaresinin her iki markada da ortak olduğunu, markaların esas unsurlarının aynı olduğunu, davalının “... konutları” markasının uzun yıllardır devam etmekte olan bir projenin markası olarak kullanıldığını ve tanınmış marka haline geldiğini, davaya konu markanın tescili halinde davacının davalının yıllardır kullandığı ve yasal hak sahibi olduğu markasının ününden ve etkisinden faydalanacağını, davacının böyle bir markasal kullanımının davalının “... konutları” projesinin bir devamı veya serisi gibi algılanacağını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

2.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, alınan kararlar ve yapılan işlemlerin usule ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının "... Üsküdar" ibareli marka başvurusu ile davalının "... Konutları+şekil" ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede 2018/68432 sayılı marka başvurusunun kapsamındaki, 19. sınıfa giren; "Bu sınıfa dahil biçimlendirilmemiş halde malzemeler: kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, kireç, alçı, sıva, beton, blok mermer. Beton, alçı, toprak, kil, taş, mermer, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı/inşaat/yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler: metalden olmayan binalar/yapılar, yapı elemanları, direkler, bariyerler, tabii veya sentetik ısı ile yapıştırılabilen kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, ahşap ve sentetik malzemeden kapı ve pencereler", 36. sınıf giren; "Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri " ve 37. sınıfa giren; "İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri " açısından kısmi bir benzerlik bulunduğu, her iki markada "..." ibaresinin belirleyici unsur olarak ön plana çıktığı, dosyaya yansıtılan deliller ve bilirkişi raporu kapsamında davalı firmanın 2007/53902 sayılı markası açısından “gayrımenkul müşavirliği ve idaresi hizmetleri” ile “inşaat hizmetleri”nde 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu 19 ve ilgili yönetmelik 29 uncu madde kapsamında ciddi kullanımını ispat ettiği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında görsel-sescil benzerlik nedeniyle 19, 36 ve 37 nci sınıftaki hizmetler arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği, bu açıdan 19, 36 ve 37 nci sınıftaki hizmetler açısından SMK 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluştuğu, davalının inşaat ev konut sektöründe " ... Konutları" ibareli markasal kullanımının, davacı başvurusundan çok önceki yıllara rastladığı, aynı sektörde yer alan davacının ... şeklinde markasal konut-inşaat projesinden haberdar olmadığı yaklaşımının SMK 6/9 ve MK 2 maddesi kapsamında iyi niyetli davranış olarak sayılmayacağı, bu açıdan YİDK değerlendirmesinin yerinde ve doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.

IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece, kullanımı ispatlanamayan itiraza mesnet 2007/53902 sayılı marka dikkate alınamayacağından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karara verilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

V. TEMYİZ İNCELEMESİ

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

İlk Derece Mahkemesi, davacının "... Üsküdar" ibareli marka başvurusu davalının markası "... Konutlar" ibareli tescilli markasına benzer olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesince davalının delillerinin davalının markasının ciddi olarak kullandığını ispata yeterli olmadığı gerekçe ile kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin ciddi kullanım olarak kabul etmediği deliller markanın kullanacağı mal ve hizmetler açısından inşaat sektörünün yıllara yayılan üretim süreci dikkate alındığında ciddi kullanım olarak ispata yeterli deliller olarak değerlendirilmektedir.

Ayrıca davacı markada seçenek özgürlüğünü kullanırken davalının markasına yanaşma eylemine giriştiği anlaşılmaktadır. Hal böyle iken davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

VI. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin istemlerinin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harçlarının istekleri halinde ilgililere iadesine, 26.12.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.