"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/895 Esas, 2023/1256 Karar
HÜKÜM : Davanın reddi-esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/243 E., 2021/364 K.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı Yargıtayca duruşma istemli olarak davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
KARAR
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin ... markalarının sahibi olduğunu, markalarını davalının tescilli markalarından daha eskiden beri ülkemizde çay ürünlerinde tescilsiz olarak kullandığını, olan müvekkilinin ... markalarını davalının tescillerinden önce ülkemizde çay ürünlerinde tescilsiz de olsa kullandığını, davalının marka ve tasarım tescillerinde kötü niyetli olduğunu, ...’ın müvekkilince kullanımı neticesinde yüksek ayırt edicilik kazandığını, uyuşmazlık konusu markaların benzer olduğunu, koruma kapsamındaki emtianın aynı/benzer olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu,
tasarımlarının da yeni
ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek dava konusu markalar ve tasarımların hükümsüzlüğünü
talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın 2016/75095 sayılı ... markasının tescil talebinin müvekkiline ait 2014/47385 sayılı markası nedeniyle reddedildiğini dolayısıyla da davacının 04.06.2014 tarihinden itibaren müvekkili markalarından haberdar olduğunu, davacının sessiz
kaldığı sürede müvekkilinin markasına yatırım yaptığını, ayrıca ülkemizde ... markasının davacı tarafından ciddi biçimde
kullanılmadığını, davacının markalarının tanınmış marka olmadığını savunarak davanın
reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince, uzun süre markasının kullanılmasına itiraz etmeyen davacının, kendi olanaklarıyla markasını tanıtıp bu konuda ticaretini genişleten davalının markasının hükümsüzlüğü talebiyle dava açamayacağını, sessiz kalma hususunda 5 yıllık sürenin geçtiği, davalının 2017 yılından bu yana davacının ... markasını içeren markalarından haberdar olduğu, bunun 2017 tarihinde davalının markasına yaptığı itirazla sabit olması itibariyle davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı, davacının sessiz kalmakla birlikte haksız kullanıma katlanmaya devam etmesi de dava açma hakkının kalmadığının kabulünü gerektirdiği, davalının kötü niyetinin de ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince istinaf edilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, sessiz kalma hususunda beş yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığı, davalının 2017 yılından evvel ... markalarından haberdar olduğunun ve bu bağlamda kötü niyetinin sabit olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
V. TEMYİZ İNCELEMESİ
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, hukuki niteliği itibariyle, marka ve endüstriyel tasarımların hükümsüzlüğünün tespiti ile terkini istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4751 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2 nci maddesi, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 25 inci maddesinin altıncı fıkrası.
3. Değerlendirme
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, aynı Kanun'un 372 nci maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
18.12.2024 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.