"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Taraflar arasındaki borca ve imzaya ilişkin yargılama sonunda Mahkemece itirazın reddi kararının Dairemizin 20.06.2012 tarih, 2012/4415 Esas 2012/4415 Karar sayılı kararı ile bozulduğu, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Mahkemece davanın kabulüne, borçlu lehine tazminat tayinine yer olmadığına karar verildiği, Dairemizin 11.05.2015 tarih, 2015/3570 Esas 2015/13117 Karar sayılı kararı ile borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği ve kararın gerekçesinde “...davanın kabulü ile takibin iptaline...” ifadesine yer verildiği halde hükümde yalnızca “...davanın kabulüne...” denilmek suretiyle infazda tereddüte sebebiyet verildiği gerekçesi ile bozulduğu, Mahkemece direnme kararı verilmesi üzerine dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2021 tarih, 2017/12-359 Esas 2021/1255 karar sayılı kararı ile verilen direnme kararının bozmaya uyularak verilen yeni hüküm niteliğinde olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi sonucu Dairemizce yapılan incelemede;
1-Alacaklının temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nın 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiş olmakla mahkemece durma kararı yerine takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.
2- Borçlunun temyiz isteminin incelenmesine gelince;
İİK'nın 169/a-6. maddesinde, borçlunun borca itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabulüne karar verilmesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının, takip konusu (asıl) alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği yazılıdır. Borçlunun borca itirazı kabul edildiğine ve talebi de bulunduğuna göre mahkemece tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tazminat talebinin reddi yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Tarafların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nın 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.