"İçtihat Metni"
Borçlunun ödeme şartını ihlal suçundan sanık ...'un, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 1 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Türkeli İcra Ceza Mahkemesinin 17/01/2024 tarihli ve 2023/4 esas, 2024/1 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 20/10/2024 gün ve 94660652-105-57-6526-2024-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2024 gün ve KYB- 2024/109395 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
1-Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 06/06/2018 tarihli ve 2018/3315 esas, 2018/7246 karar sayılı ilamında; "...tebligat gideri, tahsil harcı ve peşin harcın ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmediği, takip öncesi ve sonrası faiz ile ödeme taahhüdünden son taksit tarihine kadar işleyecek faizin taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmediği gibi, alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı, bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında usulüne uygun olarak gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde isabet görülmediği..." şeklinde yer alan açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, 2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği halde, Türkeli İcra Müdürlüğünün 2023/167 esas sayılı takip dosyasında mevcut 10/10/2023 tarihli haciz tutanağında takip öncesi, takip sonrası faiz ile ödeme taahhüdünden son taksit tarihine kadar işleyecek faiz ve başvuru harcı, tebligat gideri ile peşin harcın ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu, anılan nedenlerle taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
2-Kabule göre de,
2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun 340. maddesinde yer alan, "111 inci madde mucibince veya alacaklının muvafakati ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlâl eden borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir." şeklindeki düzenlemeye nazaran, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/11/2006 tarihli ve 2006/16.HD-220-231 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, disiplin ve tazyik hapsinin bir "hapis" cezası olmadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 2. maddesinde tanımlanan "disiplin hapsi" kavramı içinde kaldığı ve kısmî bir düzeni korumak amacıyla getirildiği, kişinin kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirdiği takdirde de serbest kalacağının düzenlendiğine göre, sanık hakkında 2004 sayılı Kanun'un 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedilmesi gerekirken, 1 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmesinde, isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353. maddesinde "İcra mahkemesinin bu Bap hükümlerine göre verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, ...mahkemesine itiraz edilebilir, itiraz üzerine verilen karar kesindir." hükmüne göre bu Bap hükümlerine göre verilen tazyik ve disiplin hapislerine ilişkin kararların itiraz üzerine verilen kararlarla kesinleşeceği hususu açıktır.
Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; Türkeli İcra Ceza Mahkemesinin 17/01/2024 tarihli ve 2023/4 esas, 2024/1 sayılı kararı ile sanık ...'un, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 1 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına ilişkin kararın, karar aleyhine sanık ... tarafından 26/01/2024 tarihinde itiraz yoluna başvurulması üzerine, itiraz mercii olan Türkeli Asliye Ceza Mahkemesi'nin 30/01/2024 tarihli ve 2024/15 D.iş sayılı kararı ile itirazın reddine dair verilen karar ile 30/01/2024 tarihinde kesinleştiği, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 353. maddesine nazaran, kanun yararına bozma konusu edilen, Türkeli İcra Ceza Mahkemesinin 17/01/2024 tarihli ve 2023/4 esas, 2024/1 sayılı kararının kesin nitelikte olmadığı, itiraz yasa yoluna tabi olduğu ve anılan kararı müteakip itiraz üzerine verilen Türkeli Asliye Ceza Mahkemesi'nin 30/01/2024 tarihli ve 2024/15 D.iş sayılı kararı ile söz konusu kanun yararına bozma konusu edilen kararın kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, kanun yararına bozma incelemesine konu edilmesi gereken kararın itiraz mercii olan Türkeli Asliye Ceza Mahkemesi'nin 30/01/2024 tarihli ve 2024/15 değişik iş sayılı kararı olması gerektiğinden, inceleme konusu hüküm hakkında belirlenen husus yönünden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dava dosyasının, Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.01.2025 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.