"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : MURİS MUVAZAASI HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI AKDİN İPTALİ - TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın, 6893 ada 4 sayılı parselde yer alan dükkan ile 1502 ada 209 sayılı parseldeki 11/54 payını 09.01.2009 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile eniştesi olan davalı ...’e devrettiğini, yapılan devrin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın annelerinden boşandığını, Almanya’da yaşamakta iken kendilerine kötü davrandığını, mirasbırakanın bu devir ile malvarlığının % 90’nını aktardığını ileri sürerek, ölünceye kadar bakma akdinin iptalini, olmadığı takdirde tenkisini istemişlerdir.
Davalı, akdin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, mirasbırakana ölünceye kadar baktığını, davacıların ise babaları olan muris ile hiç ilgilenmediklerini, arayıp sormadıkları gibi cenazesine dahi gelmediklerini bildirip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakan tarafından malvarlığının büyük bir kısmının devredilmesi nedeniyle davalıya yüklenen yükümlülük ile devredilen malvarlığı arasındaki orantının bozulduğu, mal kaçırma amacı ve muvazaanın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin verilen karar Dairece; “...mirasbırakan yaşadığı sürece bakılmadığı iddiası ile bir dava açmadığına göre davalının bakım borcunu yerine getirdiğinin kabulü zorunludur. Kaldı ki, taraf tanıkları mirasbırakana davalının baktığı konusunda hemfikir olup, bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda, mirasbırakanın mal kaçırma düşüncesi olsa idi tüm taşınmazlarını temlik edebileceği, hayatının son deminde hastalıklar ile uğraşan mirasbırakanın davacı çocuklarının da kendisiyle ilgilenmemesi üzerine çaresiz hissettiği, bir ömür çalışıp edindiği taşınmazlarından bir kısmını devretmek suretiyle kendisine baktırma amacı taşıdığı, aksinin de davacılar tarafından ispat edilemediği hususları gözetilerek akdin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre, davacı tarafından dava dilekçesi ve yargılama sırasında tescil istenmediği, sadece akdin iptali istendiği halde, 6100 sayılı HMK’nin 26. maddesine aykırı olarak tescil hükmü kurulmuş olması da isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, devrin muvazaalı olmadığı, temlike konu ölünceye kadar bakım akdinin ivazlı akit olması nedeniyle tenkise de tabi olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 4,90. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 05.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.