Logo

1. Hukuk Dairesi2021/2830 E. 2021/7812 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, kök murislerinden kalan taşınmaz üzerindeki evin 2. katının kendilerine ait olduğunun tespiti ve tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesi istemiyle açtıkları davanın reddine ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların yargılama sırasında taleplerini daraltarak taşınmazın zemininden feragat ettikleri ve yalnızca üzerindeki evin ½ payına ilişkin talepte bulundukları, dosya kapsamından da davacıların bu ev üzerindeki haklarının bulunduğunun anlaşıldığı gözetilerek, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi hükmü gereğince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.02.2016 gün ve 2013/545 Esas, 2016/71 Karar sayılı hükmünün onanmasına ilişkin, Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 Tarih, 2016/11407 Esas, 2019/8387 sayılı kararının düzeltilmesi süresi içerisinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR

Kadastro sonucunda, ... İlçesi/ ... Köyü çalışma alanında bulunan ... ada ... parsel sayılı 611,99 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

Davacı ... ve müşterekleri, dava konusu taşınmazın kök murisleri olan dedeleri ...’den geldiğini, murisin terekesinin yöntemince taksim edilmediğini, ...’in ... (davalıların babası), ... (babaları), ... ve ... isminde 4 çocuğu olduğunu, ...’in çocuklarından ...’nin taşınmazdaki payını murisleri olan babaları ...’e sattığını, böylece taşınmazın yarı payının kendilerine ait olduğunu ileri sürerek, üzerinde dedelerinden kalan ve halen ikamet ettikleri ev de bulunan taşınmazın tapu kaydının ½ pay oranında iptali ile adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır.

Davalılardan ... ise, kök muris ...’in çocuklarından ...’nin taşınmazdaki payını 10.07.1978 tarihli senetle babaları ...’e sattığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 Tarih, 2016/11407 Esas, 2019/8387 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiş, işbu onama ilamına karşı bu defa davacılar vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.

Mahkemece, yargılama sırasında davacılar vekilinin talebini yalnızca muhdesata yönelik olacak şekilde daralttığı, dava konusu taşınmazın zemini ile üzerindeki muhdesatın bütün olduğu, davacılar vekili talebini daraltarak taşınmazın zemininden feragat ettiğine göre bu feragatin muhdesatı da kapsayacağı, bir an için böyle olduğu düşünülmese bile dava konusu taşınmaz ile dava dışı ... ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisleri olan ...’den geldiği ve murisin terekesinin taksimiyle dava konusu taşınmazın davalıların babası ...’e düştüğü kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

Davacılar, yukarıda açıklanan sebeplere dayanarak dava açmışlar, yargılama sırasında davacılar vekili dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan evin 2. katının müvekillerine ait olduğunun tespiti ile bu hususun taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesini talep ettiğini, taleplerini bu şekilde daralttıklarını beyan etmiştir.

Mahallinde yapılan keşiflerde dinlenen yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları, dava konusu taşınmazın, tarafların Köse lakabıyla bilinen dedeleri ...’den geldiğini, taşınmaz üzerindeki ahşap 2 katlı evin de kendilerini bildi bileli hep var olduğunu, taşınmazın üzerinde bulunan evin üst katında davacıların babası ...’in, alt katında ise davalıların babası ...’in oturduğunu beyan etmişlerdir.

Dosya kapsamından, dava konusu ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ile dava dışı aynı ada ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tarafların kök murisi olan dedeleri ...’den geldiği, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 2 katlı ahşap evin kadastro tespitinden önce de var olduğu, ...’in 1960 yılında vefat etmesiyle çocukları olan davacıların babası ..., davalıların babası olan ... ve tarafların halaları olan ... ve ...’nin kaldığı, ...’nin dava konusu taşınmazdaki babasından gelen ¼ payını kardeşi olan davalıların babası ...’e sattığı ve zilyetliğini devrettiği, ... çocuklarının ise 03.09.1990 tarihli senetle, dava konusu taşınmazdaki “ahşaptan mamul evdeki zilyetlik haklarının tamamını” davacıların babaları olan ...’e sattıkları, taşınmaz üzerinde bulunan evin üst katında davacıların babasının, alt katında ise davalıların yaşadığı anlaşılmıştır.

Davacılar vekilinin talebini daraltması karşısında, eldeki dava artık taşınmaz üzerinde bulunan "ev" in ½ payına yönelik olup, davacı tarafın zemine ilişkin talebi bulunmadığına göre, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi hükmü gereğince davacı tarafın davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla; Yargıtay Kapatılan 16. Hukuk Dairesinin 12.12.2019 Tarih, 2016/11407 Esas, 2019/8387 Karar sayılı onama ilamının ortadan kaldırılmasına ve hükmün az yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının talep halinde düzeltme isteminde bulunan davacılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.