Logo

1. Hukuk Dairesi2021/3690 E. 2022/126 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Çaplı olarak satın alınan taşınmazın, tapu kaydında yer almayan kısmının zilyetlik iddiasıyla tescili talebinin hukuki niteliği.

Gerekçe ve Sonuç: Çaplı satışlarda, kadastro çalışmaları öncesi döneme ilişkin zilyetlik hükümlerine dayanılarak tescil davası açılamayacağı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TESCİL

Taraflar arasındaki tescil davasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin kararın, davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı .... Şti., 5016 parsel sayılı taşınmazı 27.12.1015 tarihinde ... ...'ten satın aldıklarını, satın almadan önce yapılan ölçüm neticesinde taşınmazın 5.424,80 metrekare olması gerektiğinin anlaşıldığını, ancak tapu kaydında 3000 metrekare olarak yazıldığını, taşınmazın davacı ve ondan önce de murisleri tarafından kullanım alanının yaklaşık 5500 metrekare olduğunu, tapu miktarı olan 3000 metrekare dışındaki tescil harici bırakılan bölümün kendileri lehine zilyetlik koşulları oluştuğundan adına tescil istemi ile dava açmıştır.

II. CEVAP

Davalı ... Belediye Başkanlığı, öncelikle husumet yokluğu nedeniyle olmadığı takdirde esastan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli ve 2016/101 E. 2018/301 K. sayılı kararıyla; Dava konusu edilen ve fen bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 2.461,81 metrekare bölümün kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakıldığı, bu bölümün taşınmazı satan kişiler tarafından kullanılıp sonrasında da davacıya satıldığının anlaşılması nedeniyle davacı lehine zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın davalı Belediye Başkanlığı yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı Hazine yönünden kabulü ile ekli Krokide B harfi ile gösterilen 2.461,81 metrekare bölümün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Yerel mahkeme tarafından delillerin takdirinde hataya düşüldüğünü, dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile tescilinin mümkün olmadığını, davacının zilyetlik koşullarını taşımadığını, uyuşmazlığın taşınmazın ölçümlerinde yapılan ölçü ve tersimat hatasından kaynaklandığını, bu durumun mesaha davası ile çözümlenmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılarmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 09.05.2019 tarihli ve 2018/1731 E. 2019/695 K. sayılı kararıyla; dava konusu yerde kadastro çalışmalarının 1972 yılında yapılıp 5016 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 07.08.1972 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, davacının 27.12.1015 tarihinde çekişmeli taşınmazı çapa dayalı olarak satın aldığı, kural olarak çapa dayalı olarak satın alınan yerde mülkiyet hakkının çapın kapsamı ile sınırlı olduğu, çaplı yeri satın alan davacının daha sonra çapın dışında kalan bir kısmın tescil dışı bırakıldığını belirterek, dava açamayacağı gerekçesiyle istinaf talebini kabul ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın yanlış nitelendirildiğini, davanın çapa dayalı kayıt düzeltimi davası olmayıp 80 yıl boyunca fiilen maliklere ait olan bir taşınmazın tescili istemine ilişkin olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, tapuya kayıtlı olmayan taşınmazın olağanüstü zamanaşımı ile kazanılmasının mümkün olduğunu, kendilerinin önceki maliklerin hakkını ve zilyetliğini devraldıklarını, davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu belirterek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4721 sayılı TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddesi gereğince açılan tescil davasıdır.

3.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı TMK’nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri

3.3. Değerlendirme

Dava konusu yerde kadastro çalışmalarının 1972 yılında yapıldığı, 5016 parsel sayılı taşınmazın tespitinin 07.08.1972 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edildiği, davacının 27.12.1015 tarihinde çekişmeli taşınmazı çapa dayalı olarak satın aldığı anlaşılmış olup çapa dayalı olarak satın almalarda kadastro öncesi nedene dayalı olarak tescil davası açılması mümkün değildir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 11.01.2022 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.