"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL GEÇİCİ 8'E GÖRE
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ... vekili dava dilekçesinde; İzmir ili, Güzelbahçe ilçesi, Atatürk mahallesinde bulunan 1014 ada 3 parsel nolu 458,92 m2 yüzölçümlü üzerinde davacıya ait 2 adet ev, muhtelif cins ve yaşta ağaçlar bulunan taşınmazın tescil harici alan iken, usul ve yasaya aykırı olarak Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, davacı ...'in dava konusu 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmazı, iki tek katlı müstakil ev ve muhtelif yaşlarda ağaç dikmek, sebze bahçesi ve evlerinin bahçesi olarak da kullanmak suretiyle 1982 yılından beri malik sıfatıyla zilyedi olduğunu, bu zilyetliğin çekişmesiz (davasız), aralıksız olarak bu güne kadar devam ettiğini bildirerek; çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile 2 adet bahçeli kargir ev vasfı ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... Hazinesi vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve yersiz olup reddinin gerektiğini, davacının zilyetliğinin malik sıfatıyla olmayıp fuzuli şagil sıfatıyla olduğunu, işgal nedeniyle idareye ecrimisil ödediğini, imar ve ihya faaliyetlerinin tamamlanmadığı gibi imar planı içinde kalan taşınmazların imar-ihya yolu ile de iktisap edilemeyeceğini bildirerek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/04/2018 tarihli ve 2014/556 E., 2018/309 K. sayılı kararıyla; dava konusu 1014 ada 3 nolu parselin; Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu, davacı tarafça üzerine iki adet ev yapıldığı ve 2 adet (10-15) yaşlarında erik, 3 adet (15-18) yaşlarında kayısı, 4 adet (15-25) yaşlarında nar ağacı, 4 adet (5-12) yaşlarında badem ve bir adet (20-22) yaşlı zeytin ağacı ile (12-15) yaşında incir ağacı dikildiği, ayrıca meyve ağacı olmamakla birlikte iki adet 30 yaşlarında okaliptüs ağacının da dikili olduğu, Kadastro Kanunu'nun 17. maddesine göre bir taşınmazın imar ve ihya ile edildiğinden söz edebilmek için, kolayca tarım yapılması mümkün olmayan toprakta oldukça zor ve zahmetli ve gider gerektiren bir uğraş verilmiş olmasının gerekmesi, sadece toprağın sürülmesi ya da taşları temizlenmiş bir yerde bina ya da duvar yapılması ya da ağaç dikilmesi bir emek ve masrafı gerektirmesine rağmen imar-ihya sayılamayacağı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1.Davacı ... vekili istinaf dilekçesinde; davanın Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi gereğince açıldığı halde Mahkemece imar-ihya koşullarının gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, mülkiyeti edinme koşullarının davacı adına oluştuğunu, kararın açıkça hukuka ve usule aykırı olduğunu bildirerek; istinaf incelemesi sonunda kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
2.2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde; verilen kararın esastan doğru olmakla birlikte 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesine yanlış anlam verilerek lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu davalı Hazine lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken vekalet ücreti takdir edilmemesinin isabetsiz olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
3.1.İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 16/05/2019 tarihli ve 2018/1188 E. 2019/534 K. sayılı kararıyla; Tarafların iddia ve savunmaları, mahallinde yapılan keşif ve uygulama, dinlenen bilirkişi ve tanık sözleri, alınan uzman bilirkişi raporları ile, dava konusu taşınmaz üzerinde kadastro tespit günü itibariyle davacı adına edinme şartlarının oluşmadığı kabul edilerek davanın reddine ilişkin verilen kararda sair yönlerden herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, Ancak; dava konusu taşınmazın, mülkiyet yönünden Hazine adına tespiti yapılıp, muhdesat sahibinin davacı ... olduğu tapu kaydının beyanlar hanesinde gösterildiği ve açılan davanın reddine karar verildiği halde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesine yanlış anlam verilerek harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kurulan hükümde isabet bulunmadığı,
3.2. Hal böyle olunca; davacı ... vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/1.maddesi gereğince esastan reddine; davalı Hazine vekilinin istinaf itirazlarının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b/2. maddesi gereğince kabulü ile kararın kaldırılmasına karar verilerek davanın reddi ile, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 Türk Lirası karar ve ilam harcının, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam 1.828,20 Türk Lirasından mahsubu ile fazla alınan 1.783,80 Türk Lirasının, kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacı ...'e iadesine, davacı ... tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı Hazine kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 11.194,12 Türk Lirasının nispi vekalet ücretinin davacı ...'den alınarak davalı Hazine'ye verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup, 4721 sayılı TMK’nın 713. maddesinin 1. paragrafındaki hükmü ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükümleri gereğince olağanüstü zamanaşımı ile zilyetliğini ekonomik amaca uygun olarak sürdürdüğünü, Yerel Mahkeme tarafından dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde açıkça belirtilen bu hususlar araştırılmadan ve değerlendirilmeden yalnızca imar ve ihya koşulları değerlendirilerek eksik araştırma ile hukuka aykırı karar tesis edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesine işbu nedenler ile yapılan istinaf başvurusunda da itirazlarının değerlendirmeye alınmadığını, ayrıca somut duruma uygun olup haksız ve hukuka aykırı kadastro işlemi nedeni ile açılan iptal davalarında davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın bozulmasını talep eder.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi nedene dayalı açılan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Yasanın geçici 8. maddesi “Bu Kanunun yayımı tarihinden önce yapılan tapulama veya kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan tapuda kayıtlı taşınmazlar ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerde ve çalışma alanı içinde orman olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan alanlarda, daha sonra kesinleşen orman kadastrosu sonucunda orman sınırı dışında kalan tapulu ve tapusuz taşınmazların 3402 sayılı Kanun hükümleri gereğince kadastrosu yapılır. ” hükmünü içermektedir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünü içermektedir.
3.3. Değerlendirme.
3.3.1. Çekişmeli 1014 ada 3 parsel sayılı taşınmaz arsa vasfıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 8. maddesine istinaden 1980 yılından beri ...’in zilyetliğinde olduğu belirtilerek, Hazine adına Komisyon Kararıyla 06/08/2013 tarihinde tespit ve tescil edilmiştir.
3.3.2.Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (III.) nolu bendinde yer alan İlkderece Mahkemesi Kararı ile (IV./3.) nolu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL. bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına, 08/02/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.