"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ÇAYKARA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili ile tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.
I. DAVA
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ...'in tapulu iki adet taşınmazı 1996 yılında 85 yaşında Günebakan Köy Tüzel Kişiliğine bağışladığını, 2006 yılında yapılan kadastro çalışmalarında 151 ada 4 ve 113 ada 15 parsel sayılı taşınmazlar bağış ve tapu kaydı nedeniyle köy tüzel kişiliği adına tescil edilmesi üzerine davacıların durumdan haberdar olduğunu, bağış işlemi sırasında her ne kadar sağlık raporu alınmış ise de murisin bağış işlemi sırasındaki yaşı itibari ile ruh sağlığının, düşünme ve karar verme yetisinin zayıflamış olduğunu, bu bağışın davacıları mağdur ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tapuya tesciline, aksi karar verilecekse davacıların saklı payları oranında tapu kayıtlarının iptali ile hisseleri oranında müvekkilleri adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili; bağış işleminin 1996 yılında yapıldığını, tapu işlem tarihinden itibaren 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin geçtiğini, Medeni Kanunun 6. maddesine göre ispat yükünün davacılara düştüğünü, bir kimsenin ayrıt etme gücünün var olduğunun esas olduğunu, davacıların murisi ...'in kendi istek ve iradesi ile dava konusu taşınmazları köy tüzel kişiliğine bağışladığını, dolayısıyla Mustafa’nın tam ehliyet sahibi olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
Çaykara Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.12.2018 tarihli ve 2015/255 E., 2018/312 Karar sayılı kararıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalarının terditli olup ilk taleplerinin, bağışlama işleminin yapıldığı tarihlerde murisin hasta olduğu ve hukuki işlem yapma ehliyetinin olup olmadığı konusunda şüphe gerektiren yaşlılık halinin olduğunu, sınırlı ehliyetsizler ile tam ehliyetsizlerin önemli bağışlamalarda bulunmasının mutlak yasak işlemler kategorisinde yer aldığını, sınırlı ehliyetli olsa dahi önemli bağışlamalarda bulunmanın kanuni temsilcinin sonradan icazetinin gerekli olduğunu, işlem tarihinde murisin 80-85 yaşlarında olmasının murisin tam ehliyetli olmadığı yönünde bir karine sağladığını, burada ispat yükünün yer değiştirdiğini, Adli Tıp Kurumundan alınan raporun sadece murisin geçmiş hastane kayıtlarından ve kullandığı bazı ilaçlar yönünden bağışlama işleminin yapıldığı tarihlerde hukuki işlem ehliyetinin olduğuna dair bir kanaat açıkladığını, dinlenen tanık beyanları murisin hasta ve çok yaşlı olduğunun ortaya konduğunu, Yargıtay' ın istikrar kazanmış içtihatlarına göre, bu vasıftaki kişilerin böyle bir işlem yaparken tek hekimle ya da sağlık ocağından alacakları bir raporla değil tam teşekküllü bir devlet hastanesinden bir kurul raporu alarak bu raporda gerekli hukuki işlemi yapma ehliyeti olduğunun ortaya konulması gerektiğini, dava konusu olayda tüm mal varlığını bağışlayarak mirasçılarına mal bırakmamak gibi çok önemli bir işlemi yapmaya hukuken haiz olduğunun ortaya konmasının gerektiğini, davalı tarafın böyle bir rapor dosyaya sunamadığını, bağışlama işleminin olduğu tapu kayıtlarında da böyle bir işlem bulunmadığını, bu halde davanın kabulü ve dava konusu taleplerin aynen kabul olunarak bağışlamanın iptali ile dava konusu taşınmazların davacıların miras hissesi oranında adlarına tapuya kayıt ve tescili gerekirken davanın reddinin doğru olmadığını öne sürerek kanun yoluna başvurmuştur.
3.Gerekçe ve Sonuç
Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 07.10.2019 tarihli ve 2019/1057 E., 2019/1687 K. sayılı kararıyla, dosya içeriğinden davacıların mirasbırakanının işlem tarihinde ehliyetsiz olduğuna dair belirtim bulunmadığı gibi aksine bir kısım beyanlarda akli melekelerinin yerinde olduğunun belirtilmesine, yine ehliyetsiz olduğu iddia edilen davacıların murisine ait hastane kayıtları getirtilerek Adli Tıp Kurumu Dördüncü İhtisas Kurulundan alınan rapor içeriğinde, davacıların murisinin akit tarihi olan 1996 Ocak ve Şubat aylarında fiil ehliyetine haiz olduğunun bildirilmesine, bu haliyle davacıların işlem tarihinde bağışlayan ...'in fiil ehliyetine haiz olmadığına yönelik iddiasını ispat edemediği, tenkis istemi yönünden ise mirasbırakan Mustafa'nın 1996 tarihinde ölmesi, buna göre eldeki davada gözetilmesi gerekli yasal düzenlemenin 743 sayılı Kanuni Medeni Kanun olması, tenkis davalarında zamanaşımını düzenleyen Kanunu Medeni'nin 513. maddesinde iki ayrı ilkeye yer verilerek birincisinin öğrenme gününü esas alan bir yıllık süre, diğerinin ise; vasiyetnameler için açıldıkları günden, tenkise tabi diğer bütün tasarruflar için de mirasbırakanın ölüm tarihinden itibaren beş yıllık süre olması, davanın 10/11/2015 tarihinde açılması ve davalı tarafın yasal süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunması hususları birlikte gözetildiğinde sürenin geçtiği gerekçesiyle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz talebinde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili özetle, Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerinde ki taleplerini tekrar ile red kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
3.Gerekçe
3.1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava kadastro öncesi ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazlar kadastro sonucu tapu kaydı ve hibe nedeniyle Günebakan Köyü Tüzel Kişiliği adına tespit ve tescil edilmiştir.
3.2. İlgili Hukuk
TMK'nın 9. maddesi, “Fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir.”
TMK'nın 10. maddesi, “Ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır.”
TMK'nın 13. maddesi, “Yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes, bu Kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.”
TMK'nın 15. maddesi, “Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz”
TMK'nın 571. maddesi, “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir tasarrufun iptali bir öncekinin yürürlüğe girmesini sağlarsa, süreler iptal kararının kesinleşmesi tarihinde işlemeye başlar. Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir.”
743 sayılı Kanuni Medeni'nin 513. maddesi, “Tenkis davası, mirasçılar mahfuz hisselerine tecavüz edildiğini öğrendikleri günden itibaren bir sene ve her halde vasiyetnameler hakkında açıldıkları tarihten, diğer tasarruflar hakkında mirasın açılmasından itibaren beş sene geçmesiyle sakıt olur. Bir tasarrufun iptali bir diğerini ihya ediyorsa, müruru zaman müddetleri ancak butlan kararının suduru tarihinden itibaren cereyan eder.”
Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkındaki 4722 Sayılı Yasa'nın 1/1.maddesinde "Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayların hukuki sonuçlarına, bu olaylar hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır." düzenlemesine yer vermiş ve aynı Yasa'nın "mirasçılık ve mirasın geçişi" başlığını taşıyan 17. maddesinde de mirasçılık ve mirasın geçişini mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceğini öngörmüştür.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV/3.) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 09/02/2022 gününde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.