"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TESCİL
Taraflar arasında görülen kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın tescili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda davanın reddine dair verilen karar davacı tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı ..., çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde 50 yıllık zilyetliğinin bulunduğunu ve böylece taşınmaz üzerinde edinme koşullarının lehine gerçekleştiğini belirterek, çekişmeli taşınmaz bölümünün adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine, dava konusu taşınmazın kamunun menfaatine bırakılmış yerlerden olduğunu, zilyetlikle özel mülkiyete konu teşkil edecek yerlerden olmadığını öte yandan davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarınında oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III.MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.09.2011 tarihli ve 2011/176 Esas, 2011/367 Karar sayılı kararıyla, 14.10.2014 tarihli teknik krokide gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı ...’in karar tarihinden sonra 22.05.2019 tarihinde ölümü sonrasında süresi içinde, mirasçıları temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar, temyiz dilekçesinde, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğini, taşınmazın üzerinde 50-60 yıllık üzüm asmalarının olduğunu ve taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı hususunun netleştirilmediğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, 1996 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında yol boşluğu olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan taşınmazın davacı adına tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, umuma açık yolların zilyetlikle iktisabının mümkün olmamasına, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların çekişmeli taşınmaz bölümünün köylülerin ortak kullanımında olan yol olduğunu beyan etmelerine, kararın (III) numaralı bendinde yer verilen Yerel Mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen yasal ve hukuksal gerekçeye göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
V. SONUÇ
Davacı tarafın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 36,30 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 13/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.