Logo

1. Hukuk Dairesi2021/482 E. 2022/430 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın yaptığı temliklerin saklı payı ihlal kastıyla yapılıp yapılmadığı ve tenkise tabi olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın temlikleri saklı payı ihlal kastıyla yaptığı kanıtlanamadığından, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TENKİS

Yargıtaya Geliş Tarihi: 05/02/2021

Taraflar arasında görülen tenkis istekli dava sonunda İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen hükmün Dairece oyçokluğu ile bozulması üzerine, verilen direnme kararının duruşma talepli temyizi üzerine dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasa'nın 45. maddesi ile eklenen 6100 sayılı HMK'nın geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmekle duruşma günü olarak saptanan 19/01/2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, tenkis isteğine ilişkindir.

Davacı, mirasbırakanı ...'ın 372 ada 97 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu ve 200 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümlerini davalıya bağış yoluyla devrettiğini, temliklerin saklı payını ortadan kaldırma amaçlı olduğunu ileri sürerek, tenkise karar verilmesini istemiştir.

Davalı, çekişme konusu temliklerin mirasbırakanın ölümünden 4 yıl evvel yapıldığını, işlemin ancak saklı payı ihlal etme kastıyla yapılması halinde tenkise tabi olabileceğini, davacı tarafın mirasbırakanın saklı payı ihlal kastını kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, “...mirasbırakanın çekişmeli temlikleri saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı kanıtlanmış değildir. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bilahare davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş; Mahkemece, önceki kararda direnilmiştir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 06.03.2012 tarihinde öldüğü, geriye tek mirasçı olarak davacı kızının kaldığı, mirasbırakanın 372 ada 97 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümü 14.04.2008 tarihinde, 200 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 7 nolu bağımsız bölümü ise 16.04.2008 tarihinde intifa hakkını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini vekil eliyle davalıya bağış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Bilindiği üzere, mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 01.01.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 01.01.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.

Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften, belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tespit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Mirasbırakanın TMK'nın 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.

Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanun'un 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.

Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 tarihli 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir.

Öte yandan, bilindiği ve 4721 sayılı TMK’nın 565/4. maddesinde düzenlendiği üzere mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar tenkise tabidir.

Somut olaya gelince, dinlenilen davacı tanıkları mirasbırakan ...’ın temlikleri davacının saklı payını zedeleme kastı ile yaptığı yönünde bir beyanda bulunmamışlardır. Toplanan deliller yukarıdaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın çekişmeli temlikleri saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı kanıtlanmış değildir.

Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki 21/11/2019 tarihli ve 2016/11291 Esas, 2019/6014 Karar sayılı bozma kararı yerinde olduğu için, bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 19/01/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(Muhalif)

- MUHALEFET ŞERHİ -

21/11/2019 tarihli ve 2016/11291 Esas, 2019/6014 Karar sayılı bozma ilamına yazdığım muhalefet gerekçesiyle direnme kararının onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun incelemenin Hukuk Genel Kurulunca yapılması yönündeki görüşüne katılmıyorum.