Logo

1. Hukuk Dairesi2021/488 E. 2022/435 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve mirasbırakanın zarara uğratıldığı iddiasını ispatlayamaması ve hükmüne uyulan Yargıtay bozma kararında belirtilen hususların gözetilerek değerlendirilmesi sonucu, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle, duruşma günü olarak saptanan 19/01/2022 Çarşamba günü saat 09.25'de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakanı Toros'un tek mirasçısı olduğunu ve murisin yeğeni davalı ...'ın mirasbırakanın hastalıkları nedeni ile zaman içinde kötüleşmesini fırsat bilerek 09/07/2008 tarihinde kendisinin vekil tayin edilmesini sağladığını, anılan davalının amacının tek mirasçı olan kendisine mal kalmasını engellemek olduğunu ve bu amaçla murisin maliki olduğu 4035 ada 1 parsel sayılı taşınmazda bulunan 27 nolu bağımsız bölümü birlikte hareket ettiği diğer davalılara 19/09/2008 tarihinde 1/2'şer hisse ile satış suretiyle devrettiğini, ancak mirasbırakanına satış bedelinin ödenmediğini, ayrıca vekaletname tarihinde murisin fiil ehliyetini haiz olmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, devrin bedeli karşılığında yapılan gerçek satış olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11/06/2013 tarihli ve 2009/84 E., 2013/291 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın fiil ehliyetinin varlığının Adli Tıp Kurumu raporuyla sabit olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 05/05/2015 tarihli ve 2013/21184 E., 2015/6683 K. sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince; Mahkemece vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası bakımından bir değerlendirme yapılmadan sadece ehliyetsizlik iddiası yönünden karar verilmiştir. Hâl böyle olunca; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası bakımından tarafların iddia ve savunması doğrultusunda delillerinin toplanması, yukarıda belirlenen ilkeler de gözetilmek suretiyle elde edilen olgu ve bulgular değerlendirilerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 27/04/2017 tarihli ve 2016/164 E., 2017/166 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamında davalının vekaleti kötüye kullandığına dair iddianın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Bozma Kararı

Dairenin 11/06/2019 tarihli ve 2017/3724 E., 2019/3636 K. sayılı kararıyla; "…Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla, taraflar lehine usuli kazanılmış hak doğacağı ve Mahkemece bozma gereklerinin yerine getirilmesinin gerekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma ilamında açıklandığı şekilde hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme imkanı yoktur. Bilindiği üzere, vekalet görevinin kötüye kullanılmasında en önemli unsur vekil ve alıcının el ve işbirliği içinde kayıt malikini zararlandırmaları olup; değerli bir taşınmazın düşük bir bedelle temlik edilmesi de zararlandırma kapsamındadır. Hal böyle olunca, hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında vekil ile alıcıların el ve işbirliği içinde davacının mirasbırakanı Toros'u zararlandırıp zararlandırmadıklarının açıklığa kavuşturulması, yerinde keşif yapılarak temlik tarihleri itibari ile taşınmazların gerçek değerlerinin saptanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuştur.

6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 05/11/2020 tarihli ve 2019/584 E., 2020/568 K. sayılı kararıyla; dosya kapsamı toplanan deliller, Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalılara 430.000 TL bedel karşılığında 19/09/2008 tarihinde satıldığı, dava konusu bedelin 2 banka çeki ile ödendiği, vekalet görevinin kötüye kullanılmasında en önemli unsur vekille alıcının el ve işbirliği içinde maliki zararlandırmaları olup; değerli bir taşınmazın düşük bir bedelle temlik edilmesi de zararlandırma kapsamında değerlendirileceği, somut olayda dava konusu taşınmazın devir tarihi itibari ile değerinin 570.000 TL olduğu taşınmazın düşük bir bedelle temlik edilmediği, rayiç bedele yakın bir bedel karşılığında satıldığı, dosya kapsamı, tanık anlatımlarından davalı vekil ile davalı alıcıların davacının miras bırakanını zararlandırma amacıyla çıkar ve işbirliği içerisinde olduklarına dair delil bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

7. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, Yerel Mahkemenin 30/06/2020 tahinde ... Bankası A.Ş 'ye gönderdiği müzekkerenin cevabında; 2920739808280570, 2920739808280571 no'lu çek dekontlarından açıkça görüldüğü üzere, bu çeklerin taşınmazı satın aldıklarını iddia edenlere ait olmadığının ortaya çıktığını, çeklerin esasen vekil ...' e ait olduğunu, ...’in kendine ait olan çeklerin üzerine tekrar kendi ismini yazmak suretiyle alıcı sıfatıyla aynı bankanın başka şubesinden tahsil ettiğini, ...’in bankanın farklı iki şubesinde iki ayrı hesap açarak, bir hesapta çekleri düzenlemiş olup diğer hesabından da tahsil ettiğini, dekontlardan da anlaşıldığı gibi 29207398 no'lu çek hesabı(borçlu) ile, 8297341 no'lu tahsil (alacaklı) hesabının her ikisinin de ...'in bizzat şahsi hesapları olduğunu, taşınmazı banka kredisi ile aldıklarını iddia eden şahısların ise ne kredi kullandıklarını, ne de bu taşınmaz için herhangi bir bedel ödediklerini, taşınmazın bedelsiz devredilmek suretiyle Toros Sarer’in zarara uğratıldığını, vekaletin kötüye kullanıldığını, Yerel Mahkemece eksik inceleme yapıldığını ileri sürerek, hükmün bozulmasını istemiştir.

8. Gerekçe

8.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.

8.2. İlgili Hukuk

8.2.1. 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesinde, "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",

8.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.", hükümlerine yer verilmiştir.

8.3. Değerlendirme

( IV/5. ) paragrafında yer verilen ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak ve davacı tarafın iddialarını TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddeleri uyarınca kanıtlayamadığı gözetilerek, yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.