"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVACI-DAVALILAR : ... V.D.
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda, davacı karşı davalıların davasının açılmamış sayılmasına, davalı karşı davacı Hazinenin davasının reddine dair verilen karar davalı karşı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar ve karşı davalılar vekili dava dilekçesinde; davacıların Denizli Merkez Hacıeyüplü köyünde bulunan 77 no.lu parseli 20 seneden fazla zamandır malik sıfatıyla zilyet olarak kullandıklarını, davacılardan önce bu yerin babaları ... ... tarafından kullanıldığını, ... ...'e de tapuda malik olarak görünen...'den kalmış olduğunu, tapuda malik olarak görünen...'in nüfus kayıtlarına rastlanılamaması ve mirasçılık belgesi alınamaması nedeniyle bu davanın açılmak zorunda kalındığını, bahsi geçen Denizli Merkez Hacıeyüplü köyünde bulunan 77 no.lu parselin 20 yıldan fazla zamandır malik sıfatıyla zilyet olunması nedeniyle... adına kayıtlı tapunun iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini, Hazinenin açtığı karşı dava olan tapu iptali ve tescil davasının ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı Hazine vekili cevap dilekçesinde; taşınmazın... adına tapuda kayıtlı olduğunu, bu nedenle bu davanın Hazineye yöneltilemeyeceğini, davacıların taşınmaza zilyet oldukları yönündeki iddialarının da yerinde olmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufunda iken 4753 ve 5618 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu hükümlerine göre ... kızı... adına 1 pafta, 1 ada, 17 parsel no.su ile 17.000 metrekare olarak 21/04/1955 tarihinde tescil edildiği ve tapulama sırasında 18/07/1965 tarihinde 77 parsel ve 22.600 metrekare yüzölçümlü olarak... adına tapu kaydının oluştuğunu, 4753 sayılı Yasa uyarınca...'in bu taşınmazı 25 yıl bizzat işletmesi gerektiğini, bu arazinin ortakçılıkla dahi işletilemeyeceğini, idare tarafından yaptırılan araştırmaya göre...'in davaya konu taşınmazı davacıların murisi ... ...'e ortakçı olarak verdiğinin anlaşıldığını, yine ... ...'in de bu yeri başkalarına ortak olarak kullandırdığının tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle davacı tarafın haksız davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile 4753 sayılı Yasa'nın 57. maddesi gereğince taşınmazın... adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26/05/2015 tarihli ve 2006/322 E. 2015/471 K. sayılı kararıyla; mahalli bilirkişiler ve tarafların ortak tanığı ...'ün beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; ...'in davaya konu taşınmazı son hasta ve bitkin dönemine kadar bizzat kendisinin kullandığı, dul olduğu ve evladının olmadığı, en yakınının kardeşi ...'nin oğlu (davacıların babası) yeğeni ... ... olduğu, yaşlı ve rahatsız döneminde genellikle ... ...'in... adına tarla ile ilgilendiği, ekip biçtiği, bir ara da yine...'in hasta ve yaşlı olduğu dönemde tarlayı fiilen ekip biçememesi nedeniyle tanık olarak dinlenen ...'ün...'e fiilen yardım edip emeğini ortaya koyduğu ve tarladaki ürünün bir kısmını da...'in ...'e verdiği, ancak bu durumun tam bir ortakçılık olmadığı, ...'in hasta ve yaşlı olması nedeniyle zorunluluktan kaynaklandığı, ...'in ...'e emeğine karşılık ürünün bir kısmını verdiği anlaşılmış olup, ...'in hasta ve yaşlı olduğu dönemde gerek yeğeni ... ...'in, gerekse köyünden tanıdığı ...'ün davaya konu tarlada çalışmış ve ürün kaldırmış olmalarının, 4753 sayılı Yasa'nın ve 5618 sayılı Yasa'nın amacına aykırı bir şekilde ortakçıya verilme olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle;
Davacılar tarafından Hazine ve Belediyeye karşı açılan asıl davanın 24/09/2013 tarihinde taraflarca takip edilmediğinden ve yenilenmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına, davalı Hazinenin karşı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davalı karşı davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 4753 sayılı Yasa gereğince 1955 yılında... adına tescil edildiği, 1965 yılında yapılan kadastro çalışması neticesinde 77 parsel olarak yine... adına tescil edildiğini, ilgili yasa gereğince tahsis işleminden sonra 25 yıl boyunca bizzat kendisinin işlemesi gerektiğini 4753 sayılı Yasa'nın 56 ve 57. maddesinde tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescilinin mahkemeden isteme hakkı olduğunun belirtildiğini, alınan beyanlarda taşınmazın ortaklıkla işlendiğinin anlaşılması nedeniyle, Mahkemenin kararının yerinde olmadığını ve bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescili isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi " Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz".
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun geçici 4 maddesi “Tapulama ve kadastro mahkemelerince bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce kesin hükme bağlanmış uyuşmazlıklara bu Kanun uygulanmaz.
Tapulama mahkemeleri ile kadastro mahkemesi sıfatıyla görev yapan asliye mahkemelerinde halen görülmekte olan davalar ile 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacak davalara bu Kanun hükümleri uygulanır.
Bu Kanunun yürürlüğünden önce düzenlenmiş tapulama tutanakları ve kadastro beyannameleri ile verilmiş bulunan komisyon kararları geçerliliklerini korurlar. Bunlara süresi içinde itiraz durumunda bu Kanun hükümleri uygulanır.
2613 sayılı Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu ile diğer kanunlar gereğince özel kadastrosu yapılan ve tutanakları kesinleşmiş bulunan taşınmazlar için 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde hak sahipleri dava açabilirler.” hükmlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
3.3.1. Dava konusu taşınmaz 1955 yılında yapılan toprak tevzi çalışması neticesinde... adına dağıtımı yapılmış, 1965 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında Hasibe adına tespit edilmiş ve 1966 yılında kesinleşmek suretiyle tapuya tescil edilmiştir. Davalı karşı davacı Hazine 21/07/2006 tarihli karşı dava dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Hazinenin talebinin ileri sürülüş şekline göre kadastro öncesi nedene dayandığı anlaşıldığından 3402 sayılı Yasa'nın geçici 4. maddesinde öngörülen 1 yıllık süre içerisinde dava açılmamıştır. Maddede öngörülen süre hak düşürücü süre olup kamu düzeni ile ilgilidir ve Mahkemece davanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekli olumsuz dava şartlarından olduğundan Mahkemece davalı karşı davacı Hazinenin davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar vermesinde isabet bulunamamaktadır.
3.3.2. Mahkemenin ret gerekçesi yerinde değil ise de anılan husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün gerekçesi düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
V. SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün (2) numaralı bendinin hüküm yerinden çıkartılarak yerine “Davalı Hazinenin karşı davasının hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine” cümlesinin eklenmesine, hükmün ve gerekçesinin düzeltilmiş bu şekliyle 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.