Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5088 E. 2022/6962 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil talebinde bulunduğu davada, Hazine'nin yargılama giderlerinden sorumlu olup olmadığı ve davacı adına hükmedilen yargılama giderlerinin hesabının doğru yapılıp yapılmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının zilyetlik iddiasının ispatlanması ve davanın kabulü nedeniyle Hazine'nin yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği, ancak hesaplamada taşınmazın zemin değeri üzerinden harcın hesaplanması gerekirken, ağaç bedellerinin de dahil edilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, hükmün esası onanmış, harç, vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin kısmı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne ilişkin verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmekle, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ... ilçesi, .... Mahallesinde bulunan 128 ada 29 parsel ile 34 parsel sayılı taşınmazın keşifte gösterecekleri 40.000.00 m2'lik kısmının 40-50 yılı aşkın süredir davacının zilyet ve tasarrufunda bulunmasına rağmen yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tescil edildiğini, taşınmazların hali hazırda bahçe vasfında olduğunu ileri sürerek, irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle dava konusu taşınmazların Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/10/2015 tarihli ve 2012/166 E., 2015/663 K. sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazlardan 17.05.2013 havale tarihli fen bilirkişi raporunda gösterildiği şekli ile 128 ada 34 no.lu parselden 4.552,98 metrekare, 128 ada 29 no.lu parselden 35.856,54 metrekare yerin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22/05/2018 tarihli, 2016/23 E., 2018/3404 K. sayılı kararıyla; "...Çekişmeli taşınmaz hakkında davacıdan önce babası tarafından Kadastro Müdürlüğü aleyhine açılan kadastro tespitine itiraz davasının husumet nedeniyle reddedilmesi ve davacı aynı yerle ilgili olarak eklemeli zilyetliğe dayanarak taşınmazların kendi adına tescili istemiyle tapu iptali davası açmış olduğundan, taşınmazların kendisine kimden ne şekilde intikal ettiği, babasının sağ olup olmadığı, miras yoluyla intikal ettiyse taşınmazın hangi hukuki yolla kendisine intikal ettiği hususları araştırılmadığı gibi yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı, harita mühendisi bilirkişinin hava fotoğraflarıyla ilgili inceleme raporunda taşınmazın 1960 yılında kullanılmayan alan olduğu, 1985 ve özellikle 1999 tarihli hava fotoğraflarında ise kullanılmayan ham toprak ve dağlık alanlardan farklı olarak koyu renk tabakasında olduğu şeklinde beyanda bulunulmuş olup bu rapordan taşınmazın öncesinin imar-ihya gerektiren yer olup olmadığı ile kesin olarak hangi tarih itibariyle tarım arazisine dönüştüğünün anlaşılmadığı, zirai bilirkişi raporunda her bir taşınmazın kullanım durumunun ayrı ayrı belirtilmediği bu sebeple öncelikle davacının aktif ehliyet durumu ve sonrasında belirtilen hususlar araştırılarak hüküm kurulması gerektiği” gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

3. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar

Elbistan 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/09/2020 tarihli ve 2018/196 E., 2020/66 K. sayılı kararıyla; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi raporunda taşınmazların 1985 ve 1999 yılı hava fotoğraflarında tarımsal amaçlı kullanıldığı ve sınırları itibariyle görüldüğünün bildirildiği, ziraat mühendisi bilirkişi heyeti raporunda; dava konusu taşınmazların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığının ve uzun yıllardan beri tarımsal faaliyetlerde kullanılan yerlerden olduğunun bildirildiği, davacının dava konusu taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanımı bakımından babası ....'nun eklemeli zilyetliğine dayandığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından da dava konusu taşınmazların davacının babası ve babası tarafından davacıya hediye edilmesi sonrasında davacı tarafından kullanıldığı anlaşılmakla, taşınmazın imar-ihya edildiği tarih ile kadastro tespit tarihi olan 31/01/2008 tarihi arasında zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 128 ada 34 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişilerin krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen kısmının ve 128 ada 29 parsel sayılı taşınmazın ise tamamının davalı Hazine adına tapu kayıtların iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Davacı vekili, temyiz dilekçesinde özetle; açılan davanın davalı Hazine tüzel kişiliği üzerindeki tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin olduğundan yasal hasım olmayan ve davayı kaybeden Hazinenin yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiğini ileri sürerek, temyiz isteminde bulunmuştur.

Davalı Hazine vekili, temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlarda zilyetlik koşullarının oluşmadığını, raporların eksik ve yetersiz olduğunu, dava konusu taşınmazların zilyetlikle kazanmaya elverişli alanlardan olmadığını, hava fotoğrafı incelemesinin yetersiz olduğunu, objektif beyanda bulunmayan mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilerek karar verildiğini ileri sürerek, temyiz isteminde bulunmuştur.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Kadastro sonucu Kahramanmaraş ili, .... ilçesi, .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 128 ada 29 parsel sayılı 35.856,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz 1999 yılından itibaren...'nun zilyet ve tasarrufunda olduğu, 2000 yılında kayısı ve ceviz fidanı dikildiği ancak zilyetlik süresi yetmediğinden bahçe vasfıyla tespit edilip hükmen tescil yoluyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Aynı çalışma alanında bulunan 128 ada 34 parsel sayılı 874.239,53 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, tarım alanına dönüştürülmesinin mümkün bulunduğu belirtilerek, 3402 sayılı Kanun'un 18. maddesi uyarınca Hazine adına tespit edilmiş, hükmen tescil yoluyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir.

6.2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesinde, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

6100 sayılı HMK’nın 190/1. maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”

TMK'nın 996. maddesinde, kazandırıcı zamanaşımından yararlanma hakkına sahip olan zilyet, zilyetliği kendisine devreden aynı yetkiye sahip idiyse onun zilyetlik süresini kendi süresine ekleyebilir.

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti başlıklı 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir. (Değişik ikinci fıkra: 3/7/2005 - 5403/26 md.) Sulu veya kuru arazi ayrımı, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu hükümlerine göre yapılır.”

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde, ''(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.'' düzenlemeleri yer almaktadır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Dosya içeriğine, toplanan delillere, Mahkemenin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/3.) no.lu paragrafta yazılı şekilde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

6.3.2. Davacı vekilinin vekalet ücreti, harç ve yargılama giderine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde;

Dava, tapu iptali ve tescil davası olduğu ve Hazine aleyhine açılan bu dava kabul edildiğine göre, davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, ayrıca davacı lehine yargılama gideri ve bu kapsamda vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken dava tescil davası gibi değerlendirilip harcın davacıya yükletilerek, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetsiz olmuştur.

Diğer taraftan, harç hususu kamu düzenini ilgilendirdiğinden temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi gerekmektedir.

Dava konusu taşınmazın dava tarihindeki zemin değeri üzerinden karar harcına hükmedilmesi gerekirken, davacının diktiği ağaçların değerinin hesaplamaya dahil edilmesi de hatalıdır.

V. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle;

1. (IV/6.3.1.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün esasının ONANMASINA,

2. (IV/6.3.2.) no.lu paragrafta açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince hükmün harç, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik kısmının BOZULMASINA, alınan peşin harcın davacıya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.